Dünyayı kasıp kavuran, her gün binlerce can alan,ülkemizde bile her gün 100'ün üzerinde can alan Covid-19 yeni koronavirüs salgın hastalığı konusunda Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve Tıp Bilim İnsanları tedbirlerin gevşetilmemesi konusunda her gün ikazlarda bulunmakta olsunlar çevremdeki insanlara bakıyorum, bir rehavet bir rehavet. Maske bazı arkadaşlarımızı rahatsız ediyormuş. Ucunda ölüm tehlikesi olduğu gerçeği maalesef çoğu insanımızın kafasında yeterince yer tutmamış.
İşte bu nedenle TV ekranlarında her akşam Covid-19 dan ölüm rakamları verilirken yaşadıkları şehirlerle isim ve soy isimleri de verilmeli diye düşünüyorum. Zira bir çok vatandaşımız her gün kaybettiğimiz 100'ün üzerindeki can kaybını sadece bir rakam olarak görüyorlar. Mesela 23 Nisan 2020 tarihinde Covid-19 dan kaybettiğimiz 117 kişi hepsi de birer insandı,erkek yada kadın, hepsi birilerinin kardeşi, amcası, dayısı, halası, teyzesi, annesi, babası, dedesi yada evladı idi. Sayın yetkililer insanlar kolay yetişmiyor. Lütfen Covid-19'dan kayıplarımızı isim soy isim ve yer adları ile birlikte verin. Bir de Covid-19 ölümlerinin nitelikleri konusunda biraz daha fazla bilgi verin ki gaflet içindeki yurttaşlarımız da tedbirlerini alsınlar.
Usta Gazeteci Arslan Bulut’un 24 Nisan 2020 tarihli Yeniçağ Gazetesi Sitesinde yayınlanan yazısında verdiği habere göre dünyanın teknoloji devi Bill Gates kendi laboratuarlarında yaptırmış olduğu çalışmalarda insanlar için deri altı çipler hazırlatmış. Yani adı virüsten korunmak için deri altına çip yerleştirecekler, sonra her ne yaparsak takip altında olacağız. İşin ilginç tarafı Hindistan’da uygulama başlamış bile. ABD’de yayınlanan raporlarda Bill Gates’in hazırlattığı çip teknolojisi sığırların kulağına küpe takmak olarak benzetilmiş ama ben onu bizim koyunların boynuna bağladığımız çan yada zile benzetiyorum. O nedenle diyorum ki koronayı ciddiye almayan Korona Efelerine “Zil taktırmak istiyorsanız, maske takmayın” diyorum.
Gün itibariyle ülkemizde son günlerde koronadan ölümler azalma eğilimine girdi. Çok şükür Rabbime. Hal böyle olunca sosyal medyada yada TV haberlerinde normalleşme süreci dillendirilmeye başlandı. Şahsen bir daha eskisi kadar rahat olmamız mümkün değil. Evet kademeli olarak bir normalleşme süreci elbette olacak,ancak ileride yeniden canımızın yanmasını istemiyorsak tedbirli bir normalleşmeden söz edilebilir birkaç hafta sonra. Zira Wuhan’da Korona'dan iyileşen bir Çinlide 50 gün sonra tekrar pozitif vaka görüldü. Yani “Ben yakalandım, mücadele ettim.İyileştim. Bir daha Korona'ya yakalanmam.” Olmuyor. Her an herkes tehlike altında. İşte bu nedenle diyorum ki biyolojik bir silah olduğundan asla kuşku duymadığımız bu sinsi düşmandan yegane korunma yolu sosyal mesafe,maske takmak ve fiziksel temastan uzak durmanın yanı sıra bol bol temizlik.
Bu arada güvenlik gerekçesiyle 1 ayı aşkın süredir kapalı olan berber ve kuaför esnafının da güvenlikli çalışmaları koşuluyla işyerlerini açmalarına izin verilmeli diye düşünüyorum. Zira sakal traşını ve saç bakımını kuaförde ve berberde yaptırmaya alışık olan vatandaşlarımız da durumdan sıkıntılı. Herkesin saçı sakalı papaz gibi oldu. Benden söylemesi.
Bu arada elimde kısa bir süre önce okumuş olduğum Araştırmacı Yazar Kürşad Berkkan’ın “Biyolojik Terör Chemstrals” adlı kitabı var.
Kitap 11'inci sayfada Norveç Eski Başbakanı Gro Harlem Brundtland’ın “İnsanların acı çekmesi,kaynakların müsrifçe kullanımı ve çevresel bozulma yüzünden,ödenmesi gereken acı bedel, çok kötü bir şekilde ihmal edildi.” Sözleriyle başlıyor.
Aynı sayfada Kürşad Berkkan; ”(Yeni Dünya Düzeni) ideolojisini kurgulayan beyinler dünya nüfusunu 500 milyona düşürmek istiyor. Şu anki Dünya nüfusu yaklaşık olarak 7.4 milyarı geçmiş durumda. Derin dünya devletinin kurmayları buna gerekçe olarak ta yedi milyardan fazla insanın her geçen gün büyük bir hız ile çoğalmaya devam etmesini ve dünya kaynaklarının artan talebi karşılayamayacak olmasını gösteriyorlar. Bu açıdan bakarsak haklılar, zira dünya sürekli tüketen bu doyumsuz toplumu idare edecek kudrete sahip değil. Bilim adamları oturup hesaplamışlar ve verileri Birleşmiş Milletler Konseyine teslim etmişler.Açıklanan rakamlar dudak uçuklatan cinsten. 2100 yılına ulaştığımızda (tabii ulaşabilirsek) şu anda 7,5 milyar olan dünya nüfusu 11,2 milyara ulaşacak. ABD Washington Üniversitesi İstatistik ve Sosyoloji Profesörü Adrian Raftery; (Afrika’da doğurganlıktaki düşüş sandığımızdan daha geniş bir alanda yavaşladı veya durakladı. Bu nedenle Afrika nüfusu artacak.)dedi. Günümüzde Afrika nüfusu yaklaşık 1,1 milyar. Bu sayının 2100’de dörde katlanarak 4,4 milyar olması bekleniyor.
İşte tamda bu noktada dünya elitleri insanlara dünya nüfusunun hızla çoğaldığını söyleyip nüfus planlaması projesini devreye soktular. Sadece dünya devletlerinin nüfus kontrolüne zorlanmalarının haricinde genetiği değiştirilmiş gıda maddeleri ve aşılar üzerinden de ( kısırlık) çerçevesinde başlatılan dev bir operasyondu aslında nüfus kontrolü meselesi.
Küresel elitler öylesine dirsek teması içindeler ki bunu açık açık ifade etmenin hazzını yaşarlar. Örneğin çocuklara uygulanan aşılar hususunda Gates Vakfı büyük çabalar sağlar ancak iddialara göre Gates Vakfı’nın bu aşıları çocuklara fayda vermekten ziyade zarar veriyor.”
ABD Dış İlişkiler Konseyi denen bir kurum var Zengin Yahudilerden oluşur. Kısa adı CFR olan bu kurum aynı zamanda Dünyayı Yönetenler Konseyi olarak ta tanımlanabilir. Dünyada bir çok ülkenin yöneticisi iktidara yürürken bu kuruluştan icazet alır ve ülkelerindeki politikalarını bu kuruluştan aldıkları direktifler doğrultusunda uygulamaya geçirirler.
Aralarında kökünün Hazar Türklerine dayandığı belirtilen Rothschild Para İmparatorluğu (Ki, 1940'lı yıllarda bu ailenin elindeki para dünyada dolaşan paranın yarısından fazla idi),Rockefeller, Gates gibi dünya zengini 13 Yahudi aile bu kuruluşu yönlendiriyor. Yani Dünyayı Yönetenler Konseyi’ni de bu 13 aile yönlendiriyor. Kürşad Berkkan’ın sözünü ettiği dünya elitleri işte bu aileler bence. Bildiğim kadarıyla son 200 yılda Yahudiler dünyada söz sahibi olmaya başladılar. Öncesinde Türk İslam Birliği,öncesinde ise Türk Birliği hükmediyordu dünyaya. Bu gün dünyada akan her damla kanın sorumlusu bu 13 aile. Yazık ki ülkemizde de bunların çok fazla hizmetkarı bulunuyor ve bu Yahudi Hizmetkarları Müslüman kimliğiyle geziyorlar. Ortadoğu ise hemen hepsi bunlara hizmetkar. Neticede konu oldukça geniş. Elimdeki kaynaklardan yararlanarak önümüzdeki günlerde konuyu işlemeye devam edebilirim. Bu arada dünyayı kasıp kavuran Covid-19 yeni koronavirüs Salgını nedeniyle Suriye,Libya,Kuzey Irak gündemden düştü ama emperyalist uşağı hainler hala karakollarımıza saldırarak Şehit verdirmeye devam ediyorlar. (Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.İnşallah bizlere haklarını helal ederler). Bilindiği gibi bu hainlerin en büyük destekçisi İsrail ve ABD. Bu iki ülkeyle savaşı göze almadan sanırım bu ihanet bitmeyecek. Selam ve Saygılarımla.