Hayat eve sığar.
Gezegenimiz artık eskisi gibi olamayacak, endişe korku ile tedirgin bir bekleyiş başladı. Sokaklar bomboş insan insandan kaçıyor herkes bir diğerine korku ile bakıyor uzaktan sevmeler uzaktan gülmelerle devam ediyoruz.
Laboratuvar ürünü olan bir virüsün amaçlarını düşünmekten ziyade bizlere neyi öğretti o daha önemli olabilir. 2023 dünya için önemli bir tarih ve 2020 başlangıcı oldu çok şey değişecek bu değişimin neresinde olacağız. Çoğu ülke bu süreçte ekonomik olarak büyük yaralar alacak. Amaçta tam olarak buydu sanırım, güçlünün gücünü dikte etme yılı şartlarını dayatma yılı, küçük bir laboratuvarın tüm dünyayı dize getirme planı aslında çokça anlatılmıştı. Okumuş olduğum bir kitapta şu cümle çok dikkatimi çekmişti, “Ulaşmayı planladıkları güç ile 'Tanrıyı kıyamete zorlayacaklar." İnsanlık ile değil Tanrı ile savaşmayı planlıyorlar.
Bu süreçte en çok zararı görecek olan sadece yaşamını devam ettirmek için çalışan küçük kesimde kalan insan toplulukları. Çok fazla teorinin hayata geçmiş olduğu dönemdeyiz. 2071 yılına kadar olan projelerin 2020'de başlayıp (yıllar öncesi başlamıştı aslında) 2023’e kadar hızlanıp devam edeceğini de görmek mümkün. En çokta hasarı alan, aylık gelirinin giderinin hesabının dışına çıkmamış olan kesim, filler tepişiyor papatyalar eziliyor. Y kuşağı X kuşağını korumak için çabalarken Z kuşağı tamamen teknolojinin kölesi. İlizyona maruz kalacak. Kendimizi şu anki savaştan korumanın tek yolu evde kalmak. Yalnızca kendini değil etrafını da korumak için evde kalıp bu sürecin nasıl ilerleyeceğini görmek lazım, Yalnız kendini değil sevdiklerini de korumak için tedbirli davranman gerekiyor. “Bana bir şey olmaz” düşüncesini değiş, “Bana olmaz ama yanımdakine olabilir” demen gerekiyor. Mecbur kalmadıkça evinden çıkma temastan kaçın ki yarın sarılacağın sevdiklerin yanında ola.
Kayıpsız atlat 2020 yılını.