Korona, hayatımızın gerçeği oldu.
Ülkemizde görüldüğünden beri de milletçe sokağa çıkma yasağı bekler hale geldik.
Kısmen uygulanan sokağa çıkma yasaklarının ve ‘evde kal’ çağrılarının birçok ilde karşılık bulmamasının nedenleri var.
Bunlardan en önemlisi çalışmak zorunda olanlar.
*
Bana göre bunun başka bir nedeni de Koronavirüs vakası görülen illerin net bir şekilde açıklanmaması idi.
“Nasılsa Aydın’da yok” algısı ile Aydın sokaklarının dolu olduğuna şahit olduk.
Neyse ki, Sağlık Bakanı Sayın Dr. Fahrettin Koca geçen hafta il il vaka sayısını açıkladı da Aydınlılar biraz olsun ciddiye almaya başladı.
*
Aydın’ın hangi ilçesinde kaç vaka olduğunu hala net olarak bilmesek de bu yazı yazıldığı sırada Nazilli’de hiç vaka görülmediği bilgisi vardı elimizde.
*
Ancak Nazilli Devlet Hastanesi’nde yaşanan bir gelişme kafaları karıştırdı.
Sarayköy'de bulunan bir tekstil fabrikasında çalışan Buharkentli bir işçi yüksek ateş şikayeti ile hastaneye geldi.
Yapılan test sonuçlarında Koronavirüs pozitif çıktı.
Bu dakikadan itibaren personelin hastaların test sonuçlarını görmesi kısıtlandı ve bu olayın duyulmaması gerektiğine karar verildi.
*
Bu kararı kim verdi bilmiyorum.
Sayın Aydın Valisi ve Sayın İl Sağlık Müdürü bu konudan haberdar mı bilmiyorum.
Testi pozitif çıkan kişinin çalıştığı tekstil fabrikasının faaliyetlerinin durdurulması ve çalışan herkesin karantinaya alınması gerekirken, kim, neden ve hangi sebeple bu olayı duyurmama yolunu seçti?
*
Birileri tekstil fabrikasının faaliyetinin durdurulmasının önüne mi geçmek istedi?
*
Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca’nın her akşam açıkladığı vaka sayılarında Nazilli’deki vaka yer aldı mı?
Başka il ve ilçelerde de saklanan, gizlenen, raporlanmayan vaka var mı?
*
Nüfuzlu kişileri korumak için başkalarının hayatını tehlikeye atacak kararları veren kim olursa olsun suçludur.

SAĞLIK PERSONELİ AÇ MI KALACAK?

Koronavirüs günlerinde en çok fedakarlığı yapanlar şüphesiz sağlık emekçileri.
En riskli yer olan hastanelerde, sağlık ocaklarında veya 112 merkezlerinde çalışan sağlık personelinden hemşiresine, temizlikçisinden doktoruna kadar herkes ciddi risk altında.
Virüse yakalanan sağlık personeli sayısı ve kaybettiğimiz sağlık emekçilerini biliyoruz.
Üstelik sadece kendileri değil, eşleri, çocukları ve yakınları da risk altında.
En baştan beri alınması gereken önlemlerden birisi de sağlık emekçilerinin evlerine gitmemesi ve özel alanlarda misafir edilmesi gerektiği idi.
*
Zaman içerisinde bazı oteller ve misafirhaneler sağlık emekçilerine tahsis edildi.
*
Bu kapsamda Aydın’da da bazı önlemler alındı.
İl Sağlık Müdürlüğü koordinasyonunda il merkezi ve ilçelerde otel, öğrenci yurdu, belediyeler ve kamu kurumlarına ait misafirhaneler de sağlık çalışanlarının talepleri doğrultusunda hizmet vermeye başladı.
İl Sağlık Müdürü Osman Açıkgöz, kendilerine destek veren herkese teşekkür etti.
*
Bu kapsamda Nazilli Öğretmenevi’nin de sağlık çalışanlarına tahsis edildiğini öğrendim.
Ancak buradaki bir sıkıntıyı dile getirmek boynumun borcudur.
Sağlıkçılara tahsis edilen Nazilli Öğretmenevi’nde kalan hemşire, doktor ve 112 personeli aç kaldı.
Sağlıkçılara, “Yemek çıkmayacak, kendi başınızın çaresine bakın” denilmesi vicdanımı yaraladı.
*
Bu süreçte en çok ihtiyaç duyduğumuz insanlar sağlık çalışanlarıyken, hatta en iyi onların beslenmesi gerekirken, bu fedakar insanlara bir kap yemeğin çok görülmesine sessiz kalmayın.


“İNCİRLER OLANA KADAR GELMEYİN”

Naiflik ve zeka birleşince ortaya güzel şeyler çıkar.
Liyakatsizlik ve ego birleşince de çirkin şeyler görürsünüz.
Niyet iyi olsa bile üslup kötü olunca sonuca ulaşamazsınız.
*
Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun yaptığı çağrılardaki naiflik ve zekaya dikkat çekmek istedim.
Milletvekilliği yapan ve üç dönemdir de halkın oylarıyla seçilen Aydın’ın kadın başkanı Özlem Çerçioğlu.
Jeotermal tesislerinin kirliliğine karşı Ahmed Arif’in dizeleriyle seslendi.
“Dağlarına bahar gelince memleketimin portakal ve limon ağaçlarının kokusu kaplardı her yanı. Şimdi çürük yumurta kokuyor” diye tepkisini gösterdi.
*
Kadınlar Günü’nde hazırlanan kutlama mesajı yine zeka örneğiydi.
*
Koronavirüs önlemlerini daha ülkemizde vaka görülmemişken başlattı.
Özellikle kimsesi olmayanların umudu oldu.
*
Birçok tatil beldesi yöneticisi “Gelmeyin kardeşim. Hastanemiz yetersiz, sağlık hizmetimiz yetersiz gelmeyin” diye agresif çağrılarda bulunurken, Özlem Çerçioğlu naifliğini ön plana çıkardı ve şiir gibi konuştu.
İlyas Yalçıntaş’ın “İncirler olana kadar kalsaydın bari” şarkısına atıfta bulundu ve Aydın’a tatil için gelmek isteyenlere "Biz sahillerimizi incirler olana kadar pırıl pırıl yapıp sizi bekliyor olacağız. Ama şimdi lütfen Aydın'a gelmeyin, evinizde kalın" dedi.
*
Hem Aydın’ın milli değeri incirin reklamını yaptı, hem Aydın’ın önemli bir turizm merkezi olduğunu vurguladı, hem de kibarca ‘Gelmeyin’ dedi.
*
Birçok kesimin bağış ve yardım topladığı ülkemizde kamu kurumu olan belediyelerin yardım kampanyalarının engellenmesi ve devleti yönetenlerin “Devlet içinde devlet olmaz” gibi bir açıklama ile belediyeleri saf dışı bırakma girişimine verdiği “Devlet içinde devlet olmaz ama millet içinde imece olur. Tek amacımız kepenk indiren esnafımıza, işsiz kalan işçilerimize yardım etmektir. Gün, ayrışma günü değil. Gün, birlik olma günü” açıklaması da hiçbir tartışmaya mahal vermeden konuyu özetlemiyor mu?
*
Siyasette ve hizmette liyakat bu nedenle önemlidir.
Naiflik ve zeka birleşince vatandaşa hizmet edenler daha da bir sevilir oluyor.


EFELER BELEDİYESİ’DE BOŞ DURMADI

Koronavirüs önlemleri kapsamında geçen hafta belediyelerin aldığı önlemleri yazmıştım.
Yer kalmadığı için yazamadığım Aydın’ın en büyük ilçe belediyesi Efeler Belediyesi de boş durmadı ve önlemler aldı.
***
* Korona virüs tedbirleri kapsamında vatandaşlar pankart billboard ve broşür dağıtımı ile bilgilendirildi.
* Efeler Belediyesi sorumluluk alanında bulunan tüm kurum kuruluşlar ve halkın kullanımına açık olan tüm dükkanlar dezenfekte edildi.
* Toplu taşıma araçları dezenfekte edilip Salgın Hastalık Koronavirüs konusunda halkı bilinçlendirmek için alanlarında uzman doktorlarla beraber basın açıklaması yapıldı
* Efe Masa ekibi pazar yerlerinde vatandaşların ellerine dezenfektan sıktı ve vatandaşların ateş ölçümünü yaptı.
* Efe Masa ekibi pazar yerlerinde pazarcı esnafa eldiven ve maske dağıtımı gerçekleştirdi.
* Temizlik İşleri Müdürlüğü tarafından cadde ve sokaklar dezenfekte edilip yıkandı.
* Efeler Belediye Başkanı Mehmet Fatih Atay Koronavirüs kapsamında personeline idari izin sağladı. Mesai vakitlerini 10.00-15.00 olarak belirledi.
* Sağlık İşleri Müdürlüğü tarafından kapalı pazar yerleri, camiler ve kahvehaneler dezenfekte edildi.
* Efeler ilçesindeki tüm banklar vatandaşların oturmaması ve ‘evde kal’ çağrısına uyulması amaçlı toplatıldı.
* Efeler Belediyesi yalnız yaşayan 65 yaş ve üzeri vatandaşlara erzak dağıtımı gerçekleştirdi. Emekli maaşlarını çekmeleri için belediye araçlarıyla vatandaşlara yardım edildi.
* Efeler Belediyesine gelen vatandaşların ellerinin dezenfekte edilmesi ve ateş ölçümü yapıldı.
* Efeler’deki basın çalışanlarına maske ve eldiven dağıtıldı.
* Sokak hayvanları ihmal edilmedi ve beslenmeleri sağlandı.
* Milli Eğitim Bakanlığı’nın talimatıyla başlayan uzaktan eğitime destek vermek amacıyla Efeler’de yaşayan öğrencilere ‘Efeders’ şifreleri ücretsiz olarak dağıtıldı.
* Halkın temel ihtiyaçlarını karşılaması için açık bırakılan pazar yerlerinde Efeler Belediyesi Zabıta ekipleri sürekli denetim gerçekleştirdi. Pazar esnaflarının daha steril ve temiz olmaları için uyardı.
* Uzman doktorların yer aldığı videolar hazırlanarak vatandaşlar bilinçlendirdi.


DOĞA MESAJ VERİYOR

Kim yazmış bilmiyorum ama çok doğru yazmış.
Bende sizlerle paylaşmak istedim.
***
Bir dünyada uyuya kaldık, bir başka dünyada gözümüzü açtık.
Aniden Disney büyüleyiciliğini kaybetti.
Paris artık romantik değil.
New York ayakta durmuyor.
Çin seddi artık koruyucu değil ve Mekke bomboş.
*
Kucaklaşmak, öpüşmek birdenbire silah haline geldi.
Ebeveynleri ve arkadaşları ziyaret etmemek sevgi gereği oldu.
*
Aniden güç, güzellik ve para değersiz oldu.
Almaya çalıştığınız oksijeni alamaz oldunuz.
*
Doğada yaşam sürüyor ve çok güzel.
Sadece insanoğlunu kafese soktu.
Sanırım doğa bize bir mesaj veriyor:
“Gereksizsiniz. Hava, su, toprak ve gökyüzü sizsiz gayet iyi. Geri geldiğinizde bunu hatırınızdan çıkarmayın. Benim misafirimsiniz, sahibim değil”


EN ÖNEMLİ ŞEY AHLAKTIR

Korona virüsü nedeniyle kısmen uygulanan olağanüstü hal durumunda yayınlanan genelge ile özellikle hastalıktan daha kolay etkilenebilecek olan yaşlılarımızın sokağa çıkmasını yasaklandı.
İç İşleri Bakanlığı’da bir genelge yayınladı ve evden çıkamayan yaşlı vatandaşlarımızın ihtiyaçlarının karşılanması için önceliği güvenlik güçlerine verdi.
*
Sonra da art arda değişik illerden ilginç paylaşımlar gördüm.
Polisi arayıp, “Bana rakı, peynir getirin” diyen mi ararsınız, “Bira alın” diyen mi ararsınız.
Önce bunun şaka olduğunu düşündüm ancak görüştüğüm emniyet yetkilileri de olayları doğruladı.
*
Aydın İl Emniyet Müdürlüğü bünyesinde de 93 ekip ve 193 personel, hem güvenliğimizi sağlamaya hem de evden çıkması kısıtlanan vatandaşların ihtiyaçlarını gidermeye başladı.
Bu kapsamda Pazar günü itibariyle 17 bin 558 talebin 8 bin 302’si polis ekiplerince karşılandı.
Sokağa çıkma yasağına uymayan toplam 5 bin 495 kişi ikaz edilip evlerine gönderildi.
Eve gitmemekte ısrar eden 65 yaş üstü 102, 20 yaş altı 9 kişiye ve sosyal mesafe kuralına uymayan 2 kişiye de idari işlem yapıldı ve bugüne kadar yaklaşık 40 bin lira para cezası uygulandı.
*
Acil ihtiyaçları anlayabilirim ama keyif yapmak için alınması istenen malzemeleri polisimizin, askerimizin temin edip kapıya kadar götürülmesini anlamam.
Sokağa çıkarak kendilerini ve çevresindekileri tehlikeye atanların polise direnmesini de anlamam.
Polisimize ve askerimize ayakçılık yaptırmaya kalkan, onların ikazlarını dikkate almayıp zorluk çıkartan kişilerin ‘ahlaksız’ olduklarını düşünüyorum.


GÜNÜN FIKRASI

Nasreddin Hoca bir gün değirmene buğday öğütmeye gider.
Belli etmeden başka birinin çuvalından avuç avuç kendi çuvalına aktarırken değirmenci görür ve şaşkınlıkla sorar:
“Hoca ne yapıyorsun, ayıp değil mi?”
Hoca cevap verir:
“Sen benim eksiğime bakma, deliyim ben”
Değirmenci:
“Delisin de niçin kendi çuvalından başkalarınınkine hiç aktarmıyorsun?” diye sorar.
Hoca cevap verir:
“Deli dedikse o kadar da değil”


GÜNÜN TESPİTİ

“..yardımı isteyene değil ‘isteyemeyene’ ver.. isteyen her zaman bulur..”

BEN

"..markete girip 'alışveriş' yapmadan çıkınca, kendimi camiye gidip 'dua' etmeden çıkmış gibi hissediyorum.."

GÜNÜN SÖZÜ

“..yalakanın iyisi, efendisi osurduğunda derin nefes alandır..”

KADINLAR ERKEKLER

“..sosyal medyada ‘fenomen’ olan kadınla değil, mutfakta ‘menemen’ yapan kadınla mutlu olunur..”