Aydın’ın Kurtuluş Savaşı’ndaki en önemli milis liderlerinden ve annem Hayriye (Derebağ) Karagöl’ün dedesinin babası olan Orhaniyeli Kara Durmuş (Özefe), 1878 yılında göçebe bir yörük ailesinin çocuğu olarak Isparta’nın Aksu ilçesine bağlı Baraklar Yaylası’ndaki bir kıl çadırda dünyaya gelmiş.
Ailemizin büyüklerinden dinlediğimize göre yazkış Isparta yaylaları ve Aydın ovaları arasında göçen ailemiz 1915'te çıkan “Sevk ve İskan Kanunu”ndan sonra yerleşik olarak Koçarlı İlçesine bağlı Orhaniye Mahallesi’ne yerleşmiştir.
Kara Durmuş’un babası olan Arzuoğlu Halil Ağa varlıklı bir oba beyiydi. Çocuklarının da kendisi gibi hep dağlarda gezmesini istemediğinden,çocuklarını okutmak istemiş, oğlu Kara Durmuş Medrese'de okumuş ve mezun olmuştur. Babasının ölümünden sonra Orhaniye Köyüne yerleştiğinden, ''Orhaniyeli'', esmer olduğundan ''Kara'' lakabıyla tanınmıştır.
Orhaniyeli Yörük Kara Durmuş Efe, Kuvayı Milliye Efeleri içinde saygın bir zeybekti. Kara Durmuş Efe bu saygınlığını, Milli Mücadele günlerinde gösterdiği yüksek vatanseverlik ve zeybekliğinde gösterdiği yiğitlik ile kazanmıştır.
Aydın’ın işgale uğramasının ardından oğlu Halil, yeğenleri, akrabaları Dokuz, Şeytan Mehmet ve köylüleriyle çete kurarak direniş faaliyetlerine başlamıştır.
Kuvayı Milliye adına savaşan Yörük Kara Durmuş Efe, Aydın bölgesinde Yunan karakollarına baskınlar düzenlemiş, diğer zeybek çeteleri ile birlikte işgale direnmiş ve Demirci Mehmet Efe ile Yörük Ali Efe müfrezelerine destek olmuştur. İşgalin en zorlu günlerinde Kara Durmuş Efe, Yunan askerlerine kılavuzluk eden işbirlikçileri af etmemiş, zeybek kıyafeti giyerek halka zulüm eden sahtekârları yakalayıp infaz etmiş, işgalcilere yataklık eden bazı ağaların konaklarını yakmış ve Kuvayı Milliye karşıtı olanlar ile de mücadele etmiştir…
Kara Durmuş ve müfrezesi ilk olarak Aydınlı Türklere her türlü kötülüğün yapıldığı Sakızlı Dimitriyaki Filotidi’nin (muhtemelen Efeler Çiftlik’te bulunan) çiftliğini yakmıştır.
Aydın’ın Kurtuluş Mücadelesindeki ilk meydan muharebesi 2429 Haziran 1919 tarihleri arasındaki Tellidede Muharebesidir.
Yunan kuvvetleri Aydın etrafında bulunan Türk kuvvetlerini uzaklaştırmak amacıyla, Tellidede sırtlarında bulunan Türk müfrezeye bir baskın tarzında taarruz düzenleyince Tellidede Muharebeleri başladı. Taarruzu başlatan Yunan taburu, Tellidede Sırtları'ndan açılarak OvaemirYeniköyKadıköy hattında bulunan Türk kuvvetlerine saldırdı. Özellikle sağ kanatta Kara Durmuş Müfrezesinin savunduğu bölge ağır Makineli tüfek ateşi altında kalmıştır. Sol kanatta Çakırbeyli, Boyderesi gönülleleri ile Selami Bey'in Koçarlı Müfrezesi, merkez'de de Çineli Tahir Müfrezesi bulunuyordu. Toplam 200 kişiden oluşan bu kuvvetler, ağır Makineli tüfeklerle destekli 800 kişilik Yunan kuvveti karşısında, mermileri bitmiş ve arazinin savunmaya elverişsiz olduğundan fazla dayanamamış. Türk kuvvetleri Menderes Nehri'ne doğru güneye çekildiler.
Muharebe sonunda Yunan tarafı 30'dan fazla ölü ve yaralı vermiş. Türk kuvvetleri ise geri çekilme sırasında 6 şehit ve birkaç yaralı vermek zorunda kalmışlardır.
AyYıldız Çetesinin kurucusu ve reisi Adnan Bey(Menderes), Tahir Ağa, Teğmen Selami Bey'de Efeyle beraber savaşmıştır. Telli Dede Savaşının ardından 3 gün 3 gece süren Aydın Savaşlarına katılarak, Aydın'a giren Kara Durmuş müfrezesi milli mücadele boyunca Yörük Ali Efe'nin bütün savaşlarına katılmıştır. Umurlu ve Üçyol Savaşlarında da hizmeti büyüktür. Bunlardan ayrı pek çok gece baskını yapıp Yunanlılara kayıplar verdiren Kara Durmuş Efe, İncirliova'da iki Yunan Karakolunu basmıştır.
Zaferden sonra Orhaniye'ye yerleşen Yörük Kara Durmuş Efe, sakin bir hayat yaşamıştır. 1945 yılında Efelerden Haber isimli kitabın yazarı Kemal Özkaynak, hayatta olan efeler ile röportajlar yaptığında Kara Durmuş Efe'yi de ziyaret etmiştir. Fakat ne yazık ki o günlerde ağır hastalanmış olan Kara Durmuş Efe röportaja katılamamıştır.
''Kara Durmuş, yaşayan zeybeklerin en yaşlısıdır. Mücadele günlerini anarsanız vücudundaki bütün ağrıları unutur, az sonra da gözleri yaşarır… Tanrım dizlerine can verse, vücuduna afiyet bağışlasa, bir er gibi sınırda beklemeye, savaşa girmeye hazırdır. Fakat şimdi o hasta yatağında hatıralarını nakledemeyecek derecede bitkin ve mecalsizdir. Kara Durmuş'u Yunan silahları yenemedi. İngiliz altınları pes dedirtemedi. Amma k…. dinli hastalık rahat bırakmıyor. Bana, 'vekilim, kızanım Abdi Çavuş'tur. Mücadelemizi ondan dinleyiniz' diyebildi.''
Milli Mücadele kahramanlarından, Kuvayı Milliye Efesi Orhaniyeli Yörük Kara Durmuş Efe, 11 Ağustos 1953 yılında vefat etti. Onun şahsında Kuvayı Milliye'nin isimsiz kahramanlarını saygı ile yâd ediyor, kurtuluş günlerinde hatırlanmasını ümit ediyorum…
(Kaynak: Sabahattin Burhan, Nazilli Etnografya Müzesi, Kemal Özkaynak)
Sözlü Kaynaklar: Musa Kazım Derebağ ve Şerafettin Derebağ (Yazar Orhan Karagöl’ün dayıları)