Dünyada 193 tane resmi olarak tanınan ülke var. Ancak bilinen ülke sayısı ise 236’dır. Bugün için 150’ye aşkın ülkede korana virüs salgını ile mücadele ediyor. Dünya devletleri bu mücadeleye, GÖRÜNMEYEN DÜŞMANLA MÜCADELE ismini takmış. Doğru bir yakıştırma. Son yüz yılda, DÜNYA böyle hızla yayılan, salgın bir hastalıkla karşılaşmamış. Ülke olarak, bugüne kadar aldığımız radikal ve etkin tedbirlerle bu salgın hastalığa, yakalananların sayısı, Çarşamba sabahı itibariyle 100’e ulaşırken, korona virüsü çıkan ilk hastayı da kaybettiğimiz açıklandı. BÜTÜN DÜNYADAN ÜLKEMİZE, zamanında aldığı radikal tedbirlerden dolayı taktir yağıyor. En hoşuma giden de.. Muhalefet partilerinin, devletimizin aldığı tedbirleri taktir ve teşekkür etmesi. Yapıcı önerilerde bulunuyor. Ortak akıl arayışlarında bulunuyorlar. Bu davranışlar felaket kapıya geldiğinde değil her zaman yaşanmalı Ne var ki.. siyasi çekişme tabanda, vatandaşa öyle yansımış ki, birinin AK dediğini diğeri KARA diyor. Tavandaki çekişme tabana fazlasıyla yansıyor. Milleti bu hale getirip ayrıştıranlar utansın. Hükümete karşı gelmek adına, şu konuşulanlara bir bakalım. - Suriye ve Rus güçlerinin İDLİP baskınında ölen Mehmetçiklerimizin sayısı 36 değil bir TABURMUŞ. - Devlet, ŞEHİTLERİN CENAZESİ SAKLIYORMUŞ. - TÜRKİYEDE EN AZ YÜZBİN KORONA VİRÜSLÜ HASTA VARMIŞ, ONUDA DEVLET SAKLIYORMUŞ. - Allah aşkına, bunları konuşanların, içimizdeki düşmanlardan ne farkı var. Ülkesine, devletine bu kadar güvenmeyenlerin, Yunan cavurundan, Türk düşmanlarından ne farkı olabilir. ** AYDIN’DA 256 POLEMİĞİ! Umreye giden hacılarımızın ülkemize dönüşleri maalesef, siyasi polemik konusu yapıldı. Umreden dönen, Aydınlı umre gurubu, yüzlerce kişilerden oluşuyor. Sınırdan girişlerde, yapılan hazırlıklar kapsamında, umreden yurdumuza dönenler, 15 günlük gözetimde (Karantinada) tutulduğunu, hepimiz biliyoruz. Korona virüsle mücadelede devletimize olduğu kadar, halkımıza da görevler düşüyor. Pazar günü yurda giren sayısı 256 olan Aydınlı umre gurubunda şüpheli aday olmayınca memleketlerinde 15 gün karantina sözü alınarak memleketlerine bırakıldı. Vay efendim sen misin bunu yapan, bir feryat bir feryat ki, hem de nasıl? - AYDINLI UMREDEN DÖNENLER ÖLÜME TERK EDİLDİ, - ÇEVRELERİNE SALGIN HASTALIĞI YAYACAKLAR, YETKİLİLER KORONA VİRÜSLE MÜCADELEYİ SABOTE EDİYORLAR gibi neler neler. Tabi ki bunlar toplumun ilgisinden ve sorumluluk duygularından kaynaklanıyor. Ama çok fazla oluyor. Bu kadar suçlayıcı bir toplum bilmem başka bir ülkede bulunur mu? Umreden, Aydın’a dönenlerin isimlerini aldım. Nazilli’de ve Bozdoğan’da adreslerini aldığım 2 vatandaşlarımızın evlerine gittim. Yapılan yaygaraların boş olduğunu gördüm. Neden mi? Çünkü umreden dönen vatandaşlarımızla ısrarıma rağmen görüşmediler. Devletimize söz verdik dediler. Buda vatandaşlarımızın salgına verdiği önemi ve sorumluluğunu gösterdi. Kendi kendime, “İŞTE BİZ BÖYLE BİR MİLLETİZ” dedim. Dünya devletlerinin TÜRKİYE’Yİ niye taktir ettiklerini daha iyi anladım. Milletine güvenmeyen kime güvenecek? Vatandaşın; “YAYGARA 2020’LERE, KULAK ASMADIĞINI” gördüm. ** BU HASSASİYET ALKIŞLANIR! Nazilli Belediyesi’nin korona virüsle mücadelede nerede olduğunu merak ediyordum. İsabeyli Mahallesi’nden bir site görevlisi ile karşılaştım. Belediyeye gittiğini, belediyeden sitelerinin dezenfekte yapılmasını isteyeceğini söyledi. Bana da, “hadi birlikte gidelim” dedi. Birlikte gittik. İşinin bilincinde veteriner Ahmet beyin bu işi belediye adına organize ettiğini gördüm. Apartman yöneticileri sıraya girmişti, Hepsi de apartmanlarının dezenfekte yapılması için gelmişti. Belediyeye 80 TL ücret yatırıyorlar ve veteriner Ahmet beyden gün alıyorlardı. Bazıları ben atarım diye ilaç istiyordu. Yetkililer kendilerine net olarak; “BU BENİM GÖREVİMİ KÖTÜYE KULLANMAM OLUR” diye reddediyor kendisine sıra veriyordu. Sayın BELEDİYE BAŞKANI KÜRŞAT ENGİN ÖZCAN’A VE YETKİLİLERİMİZİ bu ciddi çalışmalarından dolayı kutluyorum. Belediyemizi korana virüsle mücadelede, vatandaşla el ele, iç içe, çalışmasını gördüm. Ve sevindim. ** ASKERDEN ESNAF OLURSA, BÖYLE OLUR! Nazilli Atatürk Parkı köşesinde bulunan iyi su çeşmesinin karşısındaki Dilbaz Marketi çoğumuz tanır. Askerden emekliye ayrılmış, bir kardeşimizin işlettiği bir market. Kendisi yakın aile dostumuzdur. Çevresinde samimiyeti ve ciddiyeti ile tanınır. Gazete almak için gittiğimde market içinde bir hareketlilik sezdim. Bu duyarlı insanın korana virüsle mücadelede bir esnaf olarak nasıl katkı sağladığını gördüm. Müşterisinden bozuk paraları korona virüs nedeniyle, elden almıyordu. Müşteriler, bozuk paraları dezenfekte ilacı koyduğu kaba atıyorlardı. Kendisine sordum ne yapmak istiyorsun dedim? Bana, “Korona virüsle mücadelede bir esnaf olarak üzerime düşeni yapıyorum. Gelebilecek virüslü paraları dezenfekte kabına attırıyorum. Bunları daha sonra dezenfekte yapılmış olarak, piyasaya veriyorum” dedi. Son olarak ta, Erdoğan ABİ.. “ASKER İŞİNİ YAPARSA, EKSİKSİZ, BÖYLE TAM YAPAR” sözünün üzerine, koyacak bir şey bulamadım.