Büyük Menderes havzasındaki mevcut çevresel sorunlar; su kirliliği, iklim değişikliği, su kıtlığı, suların çekilmesi, toprak kirliliği, toprakların çoraklaşması, katı atık kirliliği, doğal hayatın değişmesidir. Büyük Menderes havzası ve Büyük Menderes nehri bugün Türkiye’nin en kirli 3’cü havzası ve 3’cü nehri durumundadır. B. Menderes nehrinin su kalitesi kesinlikle tarımsal sulamada kullanılmaması gereken seviye olan 4’cü sınıf sudur.
Türkiye’de üretilen tarımsal ürünlerin yüzde 15’i Büyük Menderes havzasında yetiştirilmektedir. Havzadaki en nemli tarımsal ürünler incir, zeytin, pamuk ve kestanedir. O nedenle B. Menderes havzasındaki mevcut kirlilik sadece Aydın ili ve Ege Bölgesi için değil tüm Türkiye için önem taşımaktadır.
Yıllar içinde B. Menderes nehrini kirleten unsurlar giderek artarken, kirlilik unsurlarını bertaraf edecek gerekli tedbirlerin alınmaması, yasal düzenlemelerin yapılmaması ve uygulanmaması nedeniyle bugün B.Menderes nehri bir nehirden öte, açık atık su uzaklaştırma kanalı durumuna gelmiştir.
B.Menderes nehrini endüstriyel ve kentsel atıksular, endüstriyel ve kentsel katı atıklar, jeotermal akışkanlar, zeytin karasuyu, zirai ilaçlar ve gübreler, maden atıkları kirletmektedir. B. Menderes havzasına bırakılan endüstriyel atıksuların yüzde 86’nı Denizli ve Uşak’taki deri ve tekstil işletmeleri, yüzde 11’ni Aydın’daki deri ve zeytin işletmeleri, yüzde 1’ni Afyon’daki endüstriyel işletmeler bırakmaktadır. Bu dört İl’e ait endüstriyel işletmeler bir yılda yaklaşık 180 milyon ton arıtılmamış atıksuyu B. Menderes nehrine bırakıyor.
B. Menderes nehrine bırakılan kentsel atıksularının yüzde 44’ni Aydın, yüzde 26’nı Denizli, yüzde 20’ni Afyon, yüzde 10’nu Uşak Belediyeleri bırakmaktadır. Bu dört İl belediyelerin bir yılda B.Menderes nehrine bıraktıkları arıtılmamış atıksu miktarı ise yaklaşık 125 milyon tondur. B. Menderes havzasında şu anda 39 tane jeotermal santral faaliyette olup, yılda 80 milyon tondan fazla akışkanı B.Menderes nehrine bırakmaktadır.
B.Menderes havzasında bulunan zeytin işletmelerin çok büyük çoğunluğu Aydın ilinde olup, bu işletmeler yılda 500 bin tondan fazla zeytin karasuyunu B. Menderes nehrine bırakmaktadır. Baktığımızda B. Menderes havzasında endüstriyel ve kentsel atıksular, jeotermal akışkanlar, zeytin karasuları bir yılda B. Menderes nehrine 386 milyon ton kadar atıksuyu bırakmaktadır.
B. Menderes nehrine bırakılan bu atıksuların içinde yirmiden fazla ağır metal ve radyonükleit vardır. Bu ağır metaller içinde en önemlileri Bor, Arsenik, Çinko, Lityum, Nikel, Nitrat, Kurşun, Kadmiyum, Kobalt, Demir, Bakır, Çinko, Mangan’dır.
B. Menderes nehrinde 2000-2013 yılları arasında yapılan çalışmada Bakır en yüksek Sarayköy-Aydın- Koçarlı’da, Çinko en yüksek Sarayköy-Feslek-Koçarlı’da, Mangan en yüksek Sarayköy-Aydın-Feslek’te, Kurşun en yüksek Yenipazar-Koçarlı-Yenice’de, Kadmiyum en yüksek Sarayköy-Aydın-Feslek’te, Demir en yüksek Söke-Koçarlı-Yenipazar’da ölçülmüştür (C.Koç).
Havzada JES’ler çıkardıkları akışkanların büyük bir kısmını reenjekte etmeyip B. Menderes nehrine bırakmaktadır. Yapılan araştırmalar JES’lerin akışkanlarını B. Menderes nehrine bırakmasından sonra nehirde elektriksel iletkenlik 9-10, Sodyum absorbsiyon oranı 6-7, Bor 60-70 kat artmıştır (D.Akar).
Peki B. Menderes nehrinde artan ağır metallerin, nehir içindeki canlılara ne tür etkisi olmaktadır?
B. Menderes nehrine JES akışkan salınımı sonrası Feslek regülatörü- Karacasu-B. Menderes köprüsü-Koçarlı köprüsü ve Çine çayı noktalarındaki B. Menderes nehir suyu ile yetiştirilen soğansı bitkilerde ve baklagillerde genetik hasar saptanmıştır (S.Koca).
B. Menderes nehrinin (Afyon-Uşak-Denizli)-Aydın (Buharkent-Germencik)-Söke sınırları içinde yakalanan sazan balıkların kas ve karaciğer dokularında, bu bölgelerdeki su ve sediment örneklerindeki ağır metal birikimleri ile ilgili yapılan çalışmada: Kasta en yüksek Bor-Arsenik-Mangan; karaciğerde en yüksek Kobalt; sedimentte en yüksek Mangan-Demir-Bakır-Çinko-Uranyum-Berilyum-Vanadyum; suda en yüksek Lityum-Çinko değerleri Aydın sınırları içinde bulunan Buharkent ve Germencik arası B. Menderes nehir bölümünde saptanmıştır. Bu çalışma sonuçlarında Nikel ve Bor metallerinin toprak yüzey alanında, suda ve balıklarda yüksek düzeyde bulunmasına, JES akışkanların çevreye ve yakın derelere bırakılması neden olarak bulunmuştur (Ö.A.Emek).
B. Menderes nehrinin Koçarlı ve Umurlu bölgelerinden yakalanan balıklardan alınan solungaç, kas, barsak ve karaciğer dokularında yapılan histolojik incelemelerde ağır metal kirliliğine bağlı dönüşümsüz histopatolojik değişimler belirlenmiştir (Y.Adalı).
B. Menderes nehrine atıksularla bırakılan ağır metaller sadece B. Menderes nehrini değil, B. Menderes nehirinin su kaynağı olduğu göllerde de ağır metal kirliliği oluşturmaktadır. Bafa gölünü kirlilik bakımından en yüksek derecede etkileyen ağır metaller Nikel-Kadmiyum-Bakır ve Demir’dir. Kirlilik ise B. Menderes nehri ve göl civarında faaliyet gösteren çeşitli endüstriyel ve jeotermal tesislerin atık deşarjları sonucu gerçekleşmektedir (Beyhan ve Algül).
B. Menderes nehir suyu içindeki ağır metal kirliliği sadece nehir içindeki soğansı bitkiler ve balıklara değil, nehir suyu üstünde yaşayan canlılara da zarar vermekte, yaşamlarını tehlikeye sokmaktadır. Nitekim Orman ve Su İşleri Bakanlığı 2014-2015 döneminde Bafa gölünde-B. Menderes deltası-Azap gölünde kış ortası yaptığı Su Kuşu sayımında kuş tür sayısının yüzde 38, kuş sayısının yüzde 47 azaldığı saptadı.
Peki ağır metal, kimyasal ve radyonükleit maddeler yönünden kirli olan B. Menderes nehir suları ile sulanan tarım topraklarında, topraklarda yetişen tarımsal ürünlerde, bu tarımsal ürünleri tüketen insanda kirliğin etkisi ne şekilde olmaktadır?
Kirli B. Menderes nehir suları ile tarımsal sulama yapılması sonucu topraklarda 0-20 cm ve 20-40 cm derinliklerinde ağır metal birikimleri olmaktadır. Bu kirli topraklarda yetişen narenciye bahçelerinde kurumalar, incir bahçelerinde sürgünlerde kavrulmalar ve kalite bozuklukları olmaktadır (K. Bircan).
Yapılan araştırmalarda B. Menderes nehir suyu ile sulanan ve nehir yakınında yer alan sebze ve meyvelerdeki ağır metal seviyeleri, B.Menderes nehir suyu ile sulanmayan ve nehre uzakta yer alan sebze ve meyvelerden 2 kat fazla saptandı (B.Keser). Topraklarda ağır metal kirliliğin fazla olması ve uzun süre etkisinin devam etmesinden dolayı, bu topraklarda yetiştirilen tarımsal ürünlerin genetik yapısı bozulmaktadır. Nitekim B. Menderes köprüsü, Çine Çayı ve Koçarlı köprüsü yanındaki B.Menderes nehir suyu ile sulanan tarlalardan alınan topraklarda yetişen soğan kök ucu hücrelerinde yapısal kromozom anormallikleri saptanmıştır (Z.Şahin).
B. Menderes nehir suları ile sulama yapılması sonucu ağır metal kirliliğine maruz kalan topraklarda yetişen ve ağır metallerle kirlenmiş yemlerle beslenen hayvanların dokularında da ağır metaller birikebilir. Böylece hayvansal üretimle elde edilen süt, et, vb. gıda maddeleri de ağır metalleri içerir. Nitekim 2015 yılında Aydın’da bazı ilçelerde yapılan araştırmada inek süt örneklerinde Demir, Çinko ve Mangan düzeyleri yüksek-Kurşun ve Kadmiyum ağır metalleri ise eser düzeyde saptanmış (A. İnci). Bu gıda maddelerini tüketen insanların sağlığı da ciddi şekilde etkilenmektedir. B. Menderes nehrinde yaşanan kirliliğin insan sağlığı üzerindeki etkileri, suyun tarımsal sulamada kullanılmasından kaynaklanmaktadır. Tarımsal sulama için su kalitesinin yetersiz olması, tarım ürünlerinde ve ürünleri tüketen insanların sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yapmakta. Kimyasal çözücüler, pestisitler ve endüstriyel atıksular bünyelerinde kanserojen madde içerdiklerinden, bunların birikimi insanlarda kanser ve diğer hastalıkların gelişmesine neden olmaktadır. Aydın’da yaşayan insanların kan örneklerinde yapılan gen polimorfizm çalışmasında, gen polimorfizm oranları en yüksek olan insanların sırası ile Kuyucak- Nazilli- Bozdoğan-Söke-İncirliova-Merkez-Karacasu ilçelerinde yaşadığı saptandı (S. Şenol). Gen polimorfizmi ile kanser arasında ise pozitif ilişki vardır.
Aydın’da çevresel risk faktörleri ile kanser arasındaki ilişkiyi değerlendiren çalışmada yaşa standardize kanser insidans hızları ile hava-şebeke suyu-yüzeysel su-toprak ve besinlerdeki Arsenik-Bor-Bakır-Nitrat-Nitrit-Epikloridin-Dikloreten-Mangan-Sodyum-Nikel-Kalsiyum-Kurşun ölçüm değerleri arasında pozitif bir ilişki saptandı (D. Karagülle). Aydın’da kanser vakaları Efeler-İncirliova-Çine-Koçarlı-Köşk’te kümelenme göstermiştir. Bu çalışma, Aydın’da çevre kirliliğinin kesin olarak kanser ve ölüm sebebi olduğunu göstermektedir.
Aydın’da nüfus başı en fazla ölümlerin-en fazla ölüm artışlarının-kan örneklerinde en yüksek gen polimorfizmi saptanan insanların yaşadığı ilçeler ile B. Menderes nehrinde en fazla su kirliliğin olduğu-B. Menderes nehrine en yakın yerleşim yerlerinde yaşayan insanların-topraklarında ve tarımsal ürünlerinde en fazla ağır metal kirliliğin ölçüldüğü ilçeler aynı ilçelerdir.
B. Menderes nehrinin sahip olduğu kirlilik B. Menderes havzasında ekolojik-ekonomik-sağlık yönünden yıkım meydana getirmektedir. Mevcut durum yaşamla bağdaşmayıp, sürdürülebilir değildir.