Geçen haftayı şehitlerimizin acısının yanında askerimizi vuran Rusya’nın ayağına gidip, kapısında bekleyip, Putin’nin bakanlarımızı garson çağırır gibi çağırmasıyla utanarak geçirdik. Yedi düvele meydan okuyan, ‘Bitti’ denilen bir imparatorluktan milletini arkasında alıp yepyeni bir devlet kuran ve tüm dünya liderlerinin ayağına geldiği Mustafa Kemal Atatürk’ün ülkesine yakışmayan bir durumu yaşayıp, nasıl bu kadar ‘ezik’ hale geldiğimizi sorguladık.
*
Şehitlerimiz için İncirliova’da düzenlenen yürüyüş öncesi, Belediye Başkanı Aytekin Kaya’nın makam odasına çıktım.
Baktım Başkan Aytekin Kaya, plastşk bir sandalyede oturuyor.
Nedenini biliyorsunuz sanırım ama ben yine de kısaca bahsedeyim.
Önceki dönem belediye başkanı Gürşat Kale’nin işten çıkardığı işçiler icraya verdi belediyeyi.
Bir algı operasyonu olduğunu düşündüğüm icra işlemi için avukat belediyeye geldi ve makam koltuğunu haczetmek istedi.
Başkan Kaya’da makam koltuğunu dışarı çıkarıp plastik sandalyeye oturdu.
Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun da destek verdiği Başkan Kaya “Bize koltuk lazım değil” dedi ve plastik sandalyeye oturarak da hizmet verilebileceğini söyleyerek algıyı tersine çevirmeyi başardı.
*
Ancak ortada bir gerçek var o da belediyenin borçları.
Her ne kadar bir kısmı ödenmiş olsa da mevcut borçların ödenmesi için belediyeye ait bazı yerlerin satılması gündeme geldi.
Ancak AK Parti ve MHP’li meclis üyeleri edinilmiş malların satılmasına karşı çıktı.
*
Belediye Meclis Toplantısı’nda bu konu gündeme geldiğinde Başkan Aytekin kaya ile Cumhur İttifakı sözcüsü Hatice İrik arasında bir diyalog dikkat çekti.
*
Belediye Meclis Toplantısı haberlerini takip ettiğimde gazeteci arkadaşların bu detayı atladığını fark ettiğim için yazma gereği duydum.
*
Belediyeye ait arazi satışına karşı çıkan Meclis Üyesi Hatice İrik’e sert çıkan Başkan Aytekin Kaya, olayı biraz kişiselleştirerek “Sen Özlem Başkanı sevmiyorsun. Sevmediğin için de engel olmaya çalışıyorsun” diyor ama beklemediği bir cevapla karşılaşıyor.
*
Ak Parti Belediye Meclis Üyesi ve Cumhur İttifakı Sözcüsü Hatice İrik, “Hiç ilgisi yok. Özlem Hanım üç dönemdir halkın teveccüh ettiği bir isim. Kaldı ki benimde hemcinsim. Ben Özlem Hanım’ın karşısında şapka çıkarır, önünde düğmelerimi iliklerim” diye cevap veriyor.
*
Siyaset böyledir bazen gol atayım diye yüklenirsin ama golü kalende görürsün.
Siyaset, siyasi rakibinde olsa gerçekleri görebilirsen başarılı olacağın bir iştir.
Siyaset, bazen bükemediğin bileği öpmeyi bilmektir.
*
Özlem Çerçioğlu’nun erkek rakiplerinin, Özlem Çerçioğlu’nu sandıkta neden yenemediklerini anlıyorsunuz değil mi?

ZEKA ÜRÜNÜ

1994 yılının sonlarında başladığım mesleğimin bir parçası da reklam.
Ben güzelden anlamam fakat haberden ve reklamdan anlarım.
Algı ve ters algı nedir bilirim.
Mesleğimde uzun zaman kat ettiğimi şimdi fark ettim.
Askerliği çıkarsan 24 yıl olmuş.
Bu zaman sarfında sadece habercilikte değil, reklamcılıkta da bilgi sahibi oldum.
*
24 yıldır özel gün ve haftaları kutlayan siyasiler, iş insanları, ve esnaflar tanıdım.
Bu reklamları tasarlayan reklamcı ve grafiker arkadaşlarım oldu.
Çok zeki basın danışmanları ve yaratıcı grafikerler tanıdım.
*
8 Mart 2020 Dünya Kadınlar Günü kutlama mesajlarının en yaratıcı fikirlerinden birisi kesinlikle aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun mesajıydı.
*
Aydın’da yayınlanan gazetelerde ve Aydın’ın dört bir yanında yer alan billboardlarda gösterilen kutlama görseli tam bir zeka ürünüydü.
*
“Kadınlar Dünü” başlığıyla yapılan vurgu eminim ki, bir çok kişinin dikkatini çekmiştir.
Bu başlığı gören yüzlerce kişi de ‘Günü’ yerine ‘Dünü’ yazıldığını sanmıştır.
Ancak hemen altında yazanı okuduklarında aslında verilen mesajı anlamışlardır.
*
“Kadınlar Dünü” başlığıyla gösterilen görselin altında şu yazıyor:
“Dün bir kadın belediye başkanı seçerek başladık.
Bugün bir kadının, en mutlu, en özgür, en sorunsuz yaşadığı kent haline geldik”
İmza bölümünde de “Aydınlı Kadınlar” yazıyor.
*
Özlem Çerçioğlu imzasıyla kadınlar günü kutlanması alışık olduğumuz bir şey.
Ancak ‘G’, ‘D’ harf oyunuyla dikkati çeken görselde ki mesaj çok anlamlı.
Bu reklamcılığın zeka göstergesi.
Kim düşünüp tasarladıysa tebrik ederim.
NOT: Eminim ki sadece başlığı okuyan yüzlerce kişi “Aaaa yanlış yazmışlar” demiştir.

SEVİYOR GİBİ YAPIYORLAR

Türk’ü sevmiyorlar.
Kürt’ü sevmiyorlar.
Alevi’yi sevmiyorlar.
Atatürkçü’yü sevmiyorlar.
Eğitimli insanı sevmiyorlar.
Yalakalık yapmayanı sevmiyorlar.
Ağacı, hayvanı, doğayı sevmiyorlar.
Kendi partilerine oy vermeyeni sevmiyorlar.
Ama
Yaratılanı yaratandan ötürü seviyorlar.
Yerseniz.


NAMUS

Namusu kadının iki bacağı arasından ibaret zanneden bir kitle var.
İşte o kitleye, vatanın namus olduğunu öğretmeye çalışıyoruz.
Satılan her vatan toprağının,
Kapanan her fabrikanın,
Yanan veya kesilen her ağacın,
Siyanürle zehirlenen her damla suyun namus olduğunu.


TÜTÜNCÜ, TÜTÜN İÇEMİYOR

Eskiden Bozdoğan’da yaşayan çok sevdiğim bi abim var.
Yılmaz Çamoğlu.
Uzun zamandır sadece sosyal medyadan görüşür olduk.
Geçen gün yine sosyal medya üzerinden mesajlaşırken iş gereği Muğla’nın Bayır Mahallesi’nde yaşadığını söyledi.
*
Havadan sudan biraz sohbet ettikten sonra “Birader, Bayır Mahallesi’nde tütüncüler var. Onların halini gördükçe üzülüyorum” dedi.
“Hayırdır” dedim.
“Tütün üreticisi tüccarın insafına bırakılmış. Bugün tüccara tütün teslimi vardı. Tüccarın teklifi 19 lira. Tütüncüler isyan etti. Kimisi umutsuz, sahipsiz ve yokluktan vermek zorunda kaldı. Kimisi ‘bu fiyat maliyetim bile değil’ diyerek oturdu ağladı ama vermedi ürününü. İnan ki benim içim kaynadı” dedi.
*
“Eskiden nasıldı abi?” diye sordum.
“Ecevit dönemini hatırlıyorum. 1 kilo tütün baş fiyatı ile 70’lik rakı alınırdı. Şimdi 1 kilo tütün üreten tütüncü, bir paket sigara alamaz hale gelmiş” dedi.


GÜNÜN FIKRASI

Çok yaşlı bir adam yukarı kattaki odasındaki ölüm döşeğinde son saatlerini beklerken birden merdiven boşluğundan süzülüp gelen en sevdiği çikolatalı kurabiyelerin kokusunu duymuş.
Kalan bütün gücünü toplayıp, yatakta doğrulmuş.
Duvarlara tutuna tutuna titreyerek merdivene ulaşmış.
Zorlukla merdivenleri inmiş.
Dizleri bükülerek mutfağa ulaşmış ve birden cennete girmiş gibi hissetmiş kendisini.
Mutfak masasının üzeri okunmuş gazetelerle dolu, onun hemen yanında sevdiği yüzlerce kurabiye.
Kendisine en yakın kurabiyeye doğru bembeyaz buz gibi eliyle titreyerek uzanmış ve karısının ‘Şıırrraaakkkk’ diye spatula ile eline indirdiği şaplakla sarsılmış.
Karısı sinirli sinirli söylenmiş yaşlı adama:
“Uzak dur onlardan sersem. Onlar cenazeye gelecek dostlarımız için”


GÜNÜN TESPİTİ

“..tuvaletteki ‘sensörlü’ lambalar da olmasa, bazı insanlar kendi varlıklarının farkına varamayacaklar..”

BEN

“..bugün kendimle ‘yalnızlık’ yıl dönümümüzü kutlayacağız.. kendime küçük bir hediye de aldım.. aslında beğenmedim ama çaktırmıyorum.. düşünmem yeterli..”

GÜNÜN SÖZÜ

“..ayıyı ‘ muhtar’ yapan köy, ‘armudu’ rüyasında görür..”

KADINLAR ERKEKLER

“..erkekler nankördür.. mesela kadınlar adama sarılınca kemikleri ona batmasın diye ‘balıketli’ oluyorlar.. fedakarlığa bak.. ama erkekler napıyor, dalga geçiyor..”