Dilin nasıl ortaya çıktığı ile ilgili iki temel görüş vardır. Bunlardan ilki, dilin yavaş yavaş geliştiğidir. Bir diğeriyse dilin gen mutasyonuyla insanlara aktarıldığı yönündedir. Bu gen aktarımı sayesinde insanlığın dili hızlıca öğrendiği düşünülür.
Peki işler gerçekten de böyle mi oldu, insan dili nasıl gelişti?
Çok uzun yıllardan beri Chomsky gibi bilim insanları, dilin nasıl geliştiğini araştırıyor. Yapılan araştırmalar, dilin bugünkü hâline gelene kadar birçok evrim geçirdiği yönünde sonuçlar ortaya koyuyor. Örneğin mağaraya çizilen şekil ve figürler, iletişimin bir örneği. Bilim insanları, modern insanlığın bilişsel bir kapasitesi olduğunu savunuyor. Bu kapasite, diğer türlerin yapamadığı karmaşık dil bilgisini anlayabiliyor.
Basitçe söylemek gerekirse modern insan, iki dilsel simgeyi birleştirebiliyor. Yani modern insanlar, yırtıcı bir hayvan geldiği zaman atılan çığlığın bir uyarı çığlığı olduğunu anlayabiliyor. Burada geçen 'modern insan' kavramı, 'homosofiyens' olarak nitelendirilebilir.
Tek gen mutasyonu
Başta da dediğimiz gibi bir diğer görüşse dilin, modern insanın atası olan insansı birey tarafından diğerlerine aktarıldığıdır. Bu genin halk arasında yayılması da dilin oluşmasına imkân vermiştir fakat araştırmacılar, bu teze bir antitez olarak dilin yavaş yavaş geliştiğini savunmaktadır.
Cedric Boeckx ve Brüksel Serbest Üniversitesi'nden araştırmacılar, dil hakkında birtakım araştırmalar yaptılar. Tek gen mutasyonunu ele alan araştırmacılar, hipoteze karşılık olarak bir antitez ürettiler. "İnsan dili, tek gen mutasyonu sayesinde var olmuş olsaydı dil, bugünkü konumunu alamaz ve gelişemezdi" diyen ekip, dilin yavaşça geliştiğini savunuyor.
Araştırmacılar, insan dili kadar karmaşık bir şeyin evriminin zamanla olduğunu savunur. Bu araştırma yapılırken birçok yan bilimden yani nöroloji, genetik, bilişsel bilim, karşılaştırmalı biyoloji, arkeoloji, psikoloji ve dilbilim alanlarından yardım alınmış. Yapılan araştırma sonucunda tek gen mutasyonunun dilin gelişmesine katkı sağlamadığı sonucuna ulaşılmış.