Sökeliler yıllardır Mimarlık ve Tasarım Fakültesi’nin açılması ve yeni ilave bölümlerin devreye girmesini beklerken; Adnan Menderes Üniversitesi senatosundan gelen haberler adeta şok etkisi yarattı. Senatoda ADÜ’nün yeni vizyonuna ilişkin ve bünyesindeki tüm yerleşkelere yönelik kararların alındığı toplantıda Söke Mimarlık ve Tasarım Fakültesi konusunun gündeme alınmadığı öğrenildi. Senato kararlarının görüşüleceği YÖK toplantısına taşınacak maddeler arasında Söke yine olmayacak. Bu durumu Söke’nin bir kez daha cezalandırılması olarak gören Söke Basını tepki gösterdi. Her zaman gazeteci meslektaşlarımızın kentinin menfaatlerini katıksız olarak savunmalarının arkasında durduk. Böyle bir karar ve haksızlık karşısında Söke’deki meslektaşlarımızın birlik içinde olarak tepkisini dile getirmesini yürekten destekliyorum. AGC Söke Şubesi Başkanı Ali Esmer ve ABGC Söke Başkanı Levent Tuncer başta olmak üzere Söke’deki tüm yazılı, sözlü ve internet medya kuruluşlarının imzasıyla “Söke’yi Cezalandıran Anlayış” kınandı. Açıklamada kısaca Söke Mimarlık ve Tasarım Fakülte binasının tamamen Sökelilerin bağışlarıyla yaptırıldığı, insanların bu bina için kefen paralarını bağışladığı belirtilerek siyaset dünyasında ve akademisyenler arası çekişmelerde fakülte açılışını engelleyerek Söke’yi cezalandıran anlayış kınandı. Söke’ye yapılan haksızlık karşısında öncelikle basın mensuplarının ortaya koyduğu tepkinin kamuoyunda büyüyerek Söke için bir kazanca dönüşmesini dilerim.

AFRİN’DEN GELEN ZEYTİNYAĞI TERÖR ÖRGÜTLERİNE KAYNAK MI SAĞLIYOR?

Aydın Milletvekili Adnan Sezgin, TBMM’de yaptığı konuşmada, Suriye'nin Afrin bölgesinden temin edilen zeytinyağı nedeniyle Türkiye’de geçimini zeytin ve zeytinyağı üretimiyle temin eden çok önemli bir kesimin mağdur olduğunu belirtti. Sezgin, Türkiye'de zeytinyağı üretimiyle geçinen 300 binin üzerinde ailenin Suriye’den getirilen kalitesiz ve ucuz zeytinyağı nedeniyle zarara uğradığını söyledi. 2018 yılında Suriye'den 24 bin ton zeytinyağı ithal edildiğini, 2019 yılında ise bu miktarın 50 bin tona ulaştığının tahmin edildiğini belirten Sezgin, bölgedeki zeytinyağı ticaretinden bazı devlet dışı yapıların ve terör örgütlerinin de maddi kaynak temin ettiği iddialarını hatırlattı. İthalatçı durumundaki Tarım Satış Birlikleri’nin Suriye'den ucuza aldığı zeytinyağını Türkiye'deki ihracatçıların fiyatlarının çok daha altında sattığı iddia ediliyor. Bilhassa Aydınlılar Sezgin’in sorularının takipçisi olmalı… Suriye’den 2018 ve 2019 yıllarında ithal edilen zeytinyağı miktarı ne kadardır? İhraç kayıtlı olarak Suriye’den kaç ton zeytinyağı getirilmiştir? Getirilen zeytinyağının kaç tonu ihraç edilmiştir? Tarım Satış Birlikleri A.Ş. Suriye’de zeytinyağını hangi kişi ya da kurumlardan satın almaktadır? Bazı terör örgütlerinin bu ticarete taraf oldukları iddiası doğru mudur?

BU İDDİALAR DOĞRU MU?

Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül yazılı bir soru önerge-si vererek Aydın'da 15 ayrı yerde maden arama çalışması yapılması için açılan ihalelerle ilgili bilgi istedi. Bülbül'ün iddiasına göre ihaleye açılan yerlerin bir kısmı ikinci derece sit alanlarına ve kültür miraslarına yakınken bazı alanlar yerleşim yerlerini kapsıyor. Maden ve Petrol İşleri Genel Müdür-lüğü tarafından 20 Şubat'ta Bozdoğan, Didim, Çine, Karpuzlu, Karacasu, Kuşadası, Köşk ve Söke ilçelerinde olmak üzere toplam 4 bin 783,31 hektarlık alan maden işletmesi ve araması yapılmak üzere ihaleye açıldı. Bülbül, ihaleye açılan araziler içinde yerleşim yerleri ve ormanlık alanlar olduğunu ortaya çıkardı. Bülbül ayrıca Karacasu ilçesinde ikinci derece sit alanı olan bölgenin ve Çine ilçesindeki kültür mirası niteliği taşıyan geçmişi M.Ö 6000'e dayanan Tepecik Höyüğü'ne çok yakın yerlerdeki alanların da ihale edildiğini belirtti. İhaleye açılan yaklaşık 4.750 hektarlık arazinin ne kadarı ormanlık alanı kaplıyor? Yapılacak çalışmalar kapsamında kaç ağaç kesilecek? Listede ayrıca Didim ve Kuşadası Güzelçamlı'da da araziler var. Üstelik Kuşadası’ndaki alan dünyaca ünlü Dilek Milli Parkı’na çok yakın bir konumda. Bu alanlarda yapılacak olan madencilik çalışmaları bu ilçelerin turizm zenginliklerine ne kadar tahribat vereceği de belirsiz. Son yıllarda bilhassa jeotermal ve balık üretme çiftlikleri konusunda güçlü bir çevreci kamuoyu oluşan Aydın'da bu ihalenin / ihalenin sonuçlarının büyük tartışma ve eylemleri de beraberinde getirmesine şaşırmamak gerekir. İşi siyaset kavgası değil de Aydın’ın havasını, suyunu ve toprağını koruma kavgası / mücadelesi şeklinde bir eylem olduğunda tüm Aydınlıların tepkisini vereceği unutulmasın...