Semboller ve logolar temsil ettiği yerlerin, değerlerini öne çıkarması, anımsatması bakımından önemlidir. Nazilli Belediyesi logosunun da borcu mu vardı da değiştirilmek istendi bilmiyorum. Nazilli her eksiğini tamamlamışta çözüm bekleyen sadece Belediyenin logosu mu kalmış ondanda bilgimiz yok. Tercihtir saygı duyarım. Bir yerin logosuna bakınca, o yerle ilgili aklınızdan ve gözünüzün önünden ön bilgiler geçmeli. Bilgiler çağrışmalı. Nazilli’nin girişine çıkışına bir bakın, uzun yaşam merkezi Nazilli’ye HOŞ GELDİNİZ, GÜLE GÜLE yazılıdır. Dağından YAĞ, Ovasından BAL akan Nazilli diye yazar. İnciri, kestanesi, zeytini hele hele 4000 dönümlük pamuğu ile öne çıkan Nazilli’yi görmezden gelemezsiniz. Almışsınız kapısına kilit vurulmuş, tarih olmuş, özelleştirilmiş Sümerbank’ı logonun merkezine oturtmuşsunuz. Olur mu böyle şey? Niye Nazilli’nin değerlerini öne çıkarmıyorsunuz? Bu logo bana göre neyi temsil ettiği belli olmayan, ifade zayıflığı bulunan, bir UCUBEDİR! ** HORMON VERİLMİŞ MEYVA VE BİTKİ GİBİLER! Doğrusu şaşırdım. Bu işler profesyonel olarak değerlendirilir yapılır. Ulu orta yapılmaz. Bu çalışmayı kim? Nasıl yaptıysa yazıklar olsun ona. Daha fazla Nazilli’yle oynamayın artık. Yazıktır, ayıptır, yeter. Öncelikle bu logoyu değiştirmenin, sebebini, izah etmelisiniz. Neden gerek gördünüz? Yetkililerden logonun açıklamasını okudum. Allah aşkına milletin aklıyla alay mı ediyorsunuz? Şu zeytini, bu kestaneyi, inciri, şu pamuğu şu uzun yaşamı temsil ediyor diye açıklıyorsunuz. Bu söylediklerinizin genetiğimi değişti, fazla miktarda hormon mu verildi de, bu sebze ve meyveler tanınmaz hale geldi? Logoda, hangisi açıklamanıza azda olsa benziyor. Yeniden bir bakın. Modern çizgi ve resim diye, bu DEĞERLERLE oynayamazsınız.  Bu logoyu yapan çok bilmişle konuşmak isterim. Bu logo Nazilli Belediyesi’ni temsil edemez diye düşünüyorum.. Çok anlamsız ve amatör zihniyetle yapılmış. Perspektifi ile öne çıkmış, Belediyemize yakışmıyor. ** BELEDİYE BAŞKANI DA YANLIŞ YAPTI! Nazilli Belediye Başkanı sayın Kürşat Engin Özcan’ın belediye borçlarından dolayı eli kolu bağlı olduğunu cümle alem biliyor. Kısıtlı hizmet verdiğinin bilincindeyiz. Biz, kendisini sorgulamaktan ziyade, bir süre daha “ALLAH YARDIMCISI OLSUN” demek durumundayız. Rahat çalışmasını, borçları eritmesini, görevine adapte olmasını bekliyoruz. Sayın, başkan gidiyor geliyor, Allah razı olsun Nazilli’yi temsil ediyor. Elbette hem gidecek, hem gelecek. Bu işler böyle yürüyecek. Şimdilik eski Başkan Haluk Alıcık başkan gibi, şilt vermekle misafir kabul etmekle, açılışlarda kurdele kesmekle günlerini geçiriyor. Hepsine de eyvallah.. Ha, unuttum. Taş döşemede oldukça başarılı. Geçen hafta, sayın Başkan, İstanbul’a gittiğinde FOX TV’ye gidip İsmail Küçükkaya’ya ziyarette bulunmuş. Bu kısa ziyaretinde Nazilli ile ilgili konuşmasında Nazilli’nin uzun yaşam merkezi olduğunu, dağlarından zeytin ile yağ aktığını, ovalarından bal aktığını söylemiş. Keşke Sayın başkan, bu konularda Nazilli’deki gazeteci arkadaşlardan bilgi alıp ta doya doya bunları ilginç yönleriyle Küçükkaya’ya anlatsaydı. Belge ve resimleri alıp Küçükkaya’ya sunsaydı. Ben bu konuşmalarını, İNANARAK bilinçli bir şekilde, İsmail Küçükkaya’ya anlattığını inanmadım. Neden mi? Eğer öyle olsaydı, Nazilli Belediyesi’ne ait kurumsal logosunu da bu anlattıkları çerçevede oluştururdu. Belediye meclisinden onay alarak, milletin önüne koyardı. Böyle yapsaydı, herhalde bugünkü UCUBE dediğim LOGO ortaya çıkmazdı. Belediyemizin, Nazilli Atatürk Parkı önüne koyduğu uzun yaşamla ilgili tabloya kim ne diyebilir. Açık net ve güzel olmuş. Her gün onlarca fotoğraf çekildiğini görüyorum. ** BU JEOTERMAL BELASI, ÇOK CAN YAKACAK. Bugün, Aydın deyince jeotermalin tarıma, incire, zeytine verdiği zarar konuşulur oldu. Hatta bu işin boyutu uzadı. Bu yüzden Aydın’dan göç eden aileler konuşulmaya başladı. İşlerimiz, SALDIM ÇAYIRA MEVLAM KAYIRA anlayışı ile yürüyor. Daha öncede yazdım. Türkiye’nin en çok kanser vakasının görüldüğü bölge Ege bölgesi. Ege bölgesinde ilk sırayı Menderes Havzası alıyor. Denetim yok. Topluma bitkiye ne kadar zarar verdiği bilinmiyor. Belki Türkiye’de Aydın’daki jeotermal sayısı kadar jeotermal kuyusu bulunmuyor. Eğer bu konuda atım atılması bekleniyorsa ve bu Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın emriyle olacaksa bu emir, AYDIN ÇÖLE DÖNDÜKTEN SONRA gelmemeli. Bir esnafta konuşuyoruz jeotermal denetimlerinden söz ediyoruz kısacası iddiasına göre söylediği şu; “Elbette geliyor ama, denetleme Kuyucak Obam RESTORANTTA oluyor. Ertesi günüde dönüyorlar” sözü, bu işlerin ciddiyetsizliğini gösteriyor.