İnsanlık acı çekiyor.. Bir başkasının diğerine tahammülü kalmamış, kendi gibi olmayana kendine benzemeyene eziyet ediyor. Kırıyor yıkıyor. Bunu küçücük yüreklerin gözleri önünde yapıyor, fırtınalar kopuyor o yüreklerde titreyen ses telleri ürkek bedenleri buğulanmış gözleri yada şaşkınlıktan büyümüş göz bebekleri ile bakıyorlar etrafa.
Senden başkasını yoksay, senin gibi olmayana eziyet et sen gibi konuşamayana saldır sözlerinle. Sadece evinde mahallende değil tüm gidebileceğin her yerden uzaklaştır sana benzemeyeni ve bu davranışına kendi evladını da şahit et. Bire bir görsün bire bir yaşasın nasıl ötekileştireceğini o da öğrensin. Kendi çocuğuna kendi canına bunu öğretebilen bunu gösterebilen canlı kendi gibi olmayana kim bilir daha neler yapabilir.
En büyük eziyeti kendi evladına yaptığını fark edemeyen muhakeme yetisi olmayan canlılar. Örnek olduğun evlat gün gelir o sevgisiz büyüttüğün kalbi ile sana en acımasız tarafını sunar. Saygısını beklerken geleceğim umudum dediğin o evlatlar seni ezer geçer. Bugün ayna olduğun evlat yarın seni yansıtacak sana, ilk seni acıtacak ilk seni yok sayacak. İlk sana sarf edecek hançer gibi sevgisiz cümlelerini katılaşmış kalbini. Kimse sana “Beni sev bana değer ver bana gülümse benimle ilgilen.” Demiyor.
Kendini sev kendine saygın olsun kendine değer ver. O hislerini kaybetmiş yüreğine her şeyin sevgiden geçtiğini söyle. Barış kendinle. Bir çay bahçesinde çay ısmarla kendine. Dur ve dinle ruhunu bu denli merhametsiz bırakmana bu denli bencil davranmana sebep olan ne? Çocuğunun da izlediği o acımasız anne baba olmaya iten ne? Özür dile evladından özür dile evlatlardan özür dile annelerden ve en çokta anne olan baba olan tarafından. Özür dile kendinden...