Pazartesi günü çıkan CHP ile ilgili değerlendirme yazıma, SAYISIZ telefonla gelen desteği, objektif yorum yaptığımın işareti kabul ettim. Akıl almaz övgüler aldım. Nazilli’de yaşayan tarihsin diyenler,  Erdoğan baba bu yazınızla CHP’nin EMARINI, ULTRASYONUNU, RONTGENİNİ ÇEKMİŞSİN, CHP BUNDAN DERS ÇIKARMALI, diyenler… SİYASETLE, GAZETECİLİĞİ BİRBİRİNDEN O KADAR GÜZEL AYIRIYORSUNKİ, diyenler. Baba, TECRÜBE VE BİLGİ YÜKÜSÜN. Allah ömür versin diyenler.. falan filan. Sadece 1 kişi, üzüldüm Erdoğan abi dedi. 2 kişide abi şunlardan haberin yok keşke onları da ekleseydin dediler. Arkadaşlar yorumlar, YAŞANAN, VAR OLAN gerçeklerin değerlendirmesidir. Yorumu yapan Kişinin düşünceleridir. Biz gazeteciler görevimizi yapıyoruz. Her gazeteci Nazilli için bir değerdir. Nazilli hepimizin, ama özellikle kamu görevi yapan gazetecilerin daha hassas gördüğü değeridir. 3 arkadaşımızda, mevcut ilçe başkanı Serkan Sevim için kullandığım 3 adım önde sözüme yani, TÜM YAZIMIN YÜZDE BİRİ biri bile olmayan, bir cümleye takılmışlar. Yüzde 99’dan nasibini almamışlar. Biz her şeyi objektif değerlendirmezsek hep yanlışa gideriz. Kıssadan, hisse almasını bilmeliyiz. Siyasi partilerde, genel merkez ne isterse onun yapıldığını hepimiz biliriz. Bugün için, CHP’de Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Özlem Çerçioğlu’nun parti içindeki gücünü de biliyorsunuz. CHP genel merkezi, 3 milletvekili, Büyükşehir ve Efeler Belediye Başkanı, Aydın il başkanının da Nazilli mevcut CHP yönetimine desteği söz konusu ise sayın Serkan Sevim size göre kaç adım öndedir? Kararı siz verin! Türkiye’de her parti için, şimdiye kadar tabanın sesi mi? tavanın (Parti Genel Merkezlerinin) sesi mi egemen olmuştur? Yerel seçim öncesi yaşananları unutmayın. ** İHRAÇ, AYAKLARINA KURŞUN SIKMAK OLUR! CHP’de seçim takviminin başladığı bu günlerde Nazilli’de yıllarca ilçe başkanlığı yapmış CAVİT YENİPAZARLI’nın il disiplin kuruluna sevk edildiğini öğreniyoruz. Sayın İl Başkanı Ali Çankır’ı aradım haberi teyit etti. Nazilli’de yıllarca ilçe başkanlığı yapan, partiye emekleri ve hizmetleri ölçülemeyecek kadar çok olan, belediye başkan aday adaylıklarına soyunan böyle bir değer, böyle ucuza harcanmaz. Sayın Yenipazarlı’nın bir yerel gazetede yaptığı açıklama üzerine il yönetiminin böyle bir karar aldığını öğreniyoruz. Tabi ki böyle HASSAS bir dönemde bu şık değil. Sayın Yenipazarlı’nın disipline sevki de partiden ihracı anlamı taşımaz. Yaptığı hatanın karşılığına göre. İHTARDA, UYARMADA alabilir. Her öne çıkanın, hizmet verenin ihraç edilmesi, ancak parti diktatörlüğünün işi olur. Bunlar parti içi uygulamalardır. Karar verilmeden değerlendirmeler yapmakta yanlıştır. Eğer bir İhraç olursa CHP Nazilli’de büyük bir güç kaybına uğrar. CHP Nazilli’de ayağına kurşun sıkmış olur. Ancak böyle bir şeyin olacağını sanmıyorum. Sadece bu seçim sürecinde algı yaratmada kullanılır. ** CUMHURBAŞKANINA HAKARET DAVALARI! Siyasetin kin, öfke ve hakaret dönemini yaşıyoruz. Gelişmiş ülkeler bu dönemleri çoktan aşmışlardır. Hayatlarının huzurunu yaşıyorlar. Biz bu dönemden nasıl atlatırız da huzuru yakalarız onu da bilemiyorum. Son 3 cumhurbaşkanımızın dönemini inceledim. Kendilerine yapılan hakaret sayılarını ortaya çıkarınca, kendime; “BİZ BU ÖFKE İLE, NEREYE KOŞUYORUZ” sorusunu sordum. 10’uncu Cumhurbaşkanımız NECDET SEZER görev yaptığı 7 yıl içinde kendisine yapılan hakaretlerle ilgili yapılan soruşturma sonunda, 163 kişi mahkemeye sevk edilmiş. Ondan sonraki dönemde, 2007 - 2012 yılları arasında görev yapan 11’inci Cumhurbaşkanımız ABDULLAH GÜL, bu süre içinde kendisini hakaret edenlerin soruşturması sonunda 849 kişi hakkında dava açılmış. REKOR SAYIN RECEP TAYYİP ERDOĞAN’DA! Son Cumhurbaşkanımız RECEP TAYYİP ERDOĞAN’ın göreve seçilmesinden bu yana "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret” suçlamasıyla 68 bin 817 kişi hakkında soruşturma açılmış. 3 yıl içinde açılan dava sayısı 17 bine ulaşmış. 3 bini aşkın kişi mahkûm olmuş. Sayın Cumhurbaşkanına bu rakamlar DÜNYA REKORU getirmiş. Tabii ki bu sayıya, kayda geçmeyenler dahil değil. Hakaret ederek yaşayan bir toplum olduk? Hatta buna alıştırıldık. Hep aklıma “İMAM BUNU YAPARSA CEMAAT NE YAPMAZ SÖZÜ” aklıma geliyor. Peki bu gergin siyasete kimler önayak oluyor, destek veriyor? Elbette Parti Genel Başkanları başta olmak üzere bayrak millet sevgisini menfaatleri için kullanan siyasiler. Hakaret kültürünün gelişmesinde bu işin mimarları bunlar. Millet kavramından uzak kendi menfaatleri için her şeyi mubah görüyorlar. Millet bu öfke ve hakaret siyasetini yaşamaktan nefret eder hale geldi. Çok eleştirilen, Dış siyasetimizin de buna benzemeye başladığını görüyoruz. Orada bile birlik ve beraberlik gösteremiyoruz. Artık parti liderlerinin bunu ciddi olarak değerlendirmesi gerekiyor. Öfke ve kin milleti ayrıştırıyor. Demokrasi kin ve öfke ile beslenmez. Buna dünyada bir örnek gösteremezsiniz. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın bu tansiyonu düşürmesi, kavga siyasetini bırakmada öncülük yapması gerekiyor. BUNU HERKES BÖYLE BİLMELİ…