Nazilli AK Parti, son bir yıldır en huzurlu dönemini yaşıyor. Parti içinde hedefi olan partililerin hepsi de yönetimle, güç birliği içindeler. Nazilli AK Parti teşkilatı uzun süredir böyle bir beraberliği yaşamadı. Bu durumdan en çok memnun olan kişinin AK Parti Aydın Milletvekili Bekir Kuvvet Erim’in olması lazım. Çünkü bir milletvekili için teşkilatların huzur içinde çalışması önemlidir. Gerek Milletvekili Bekir Kuvvet Erim, gerekse İlçe Başkanı Mustafa Abak, her ikisi de kendini aşmış kişilikleriyle hizmete soyunmuş partililer. Bekir Kuvvet Erim bu nedenle şanslı vekil. Mustafa Abak başkanda, bir hukukçu olduğu kadar tecrübeli bir partili. Daha önce Kuyucak’ta 4 yıl AK Parti ilçe başkanlığı yaptı. Bu tecrübesi ile Nazilli’de parti içinde beraberliği sağlamasında etkili oldu. Nazilli’de gruplaşmaya fırsat vermedi. Ben zihniyetinden uzak, BİZ Anlayışı ile çalıştı. Bu huzuru bozmak isteyenler olabilir. Bulanık suda balık avlamayı alışanlara karşı hem Milletvekili Erim, hem de ilçe başkanı Abak dikkatli olmalıdır. Cumhurbaşkanının “İÇİMİZDEKİ HAİNLER” dediği gibi parti içi hainlere fırsat verilmemeli. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Aydın’ı çok istediğini hepimiz biliyoruz. Neden? Çünkü Demokrasi şehidimiz dediği merhum Başbakan Adnan Menderes’in memleketi AYDIN’a güzel hizmetler getirmek istiyor. Sanırım, bugünkü il başkanı sayın Ömer Özmen ve yeni kurulacak ilçe teşkilatları ile bu fırsatı yakalayacaktır. Tabi ki parti içi hainler aşılırsa. ** DİYANETİN, ATATÜRK’LE DERDİ NE? Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, Atatürk’ü ağzına almama inadı sürüyor. Yüz karası bir durum. 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti ilan edildikten sonra, Mustafa Kemal Atatürk’ün emri ile kurulan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Atatürk’e karşı vefasızlığı devam ediyor. Çanakkale Zaferi, 30 Ağustos Zaferi gibi günlerde bile adı anılmayan, Başkomutan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü görmezden gelen Diyanet İşleri Başkanlığı, Atatürk’ün ölüm yıl dönümünde de aynı şeyi yaptı. Geçmiş yıllarda olduğu gibi, bu yılda 10 Kasım öncesi camilerde okutulan Cuma hutbesinde yine Atatürk’ten bahsedilmedi. İsminden bile uzak durdu. Sayın Diyanet İşleri Başkanım, Atatürk olmasa sen o makamda oturabilir miydin? Camilerimizde bu ezanlar okunabilir miydi? Hür olabilir miydik? ESİRDİK, ESİR. Atatürk’le alıp veremediğiniz nedir? Ona din adına sapık ideolojilere izin vermediği için mi kızıyorsunuz? Bu milletin dini bütündür. Yolu da KUR’AN DİNİDİR. Dikkat edin. Siz onun ismini ağzınıza almadıkça, onun sevgisinin milletin kalbinde dalga dalga nasıl büyüdüğünü görüyorsunuz değil mi? ** 10 KASIM KİMSEYİ KORKUTMASIN! 10 Kasım’da başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere Anıtkabir’e koşup Atatürk sevgisini, minnet duygularını sunan o kalabalık sizi ürkütmesin, sayın Diyanet İşleri Başkanım. 29 EKİM Cumhuriyet Bayramı’nda Anıtkabir’e ziyaret edenlerin 1 milyonu geçtiğini okudunuz değil mi? Her geçen gün “ÇIĞ GİBİ” büyüyen, Atatürk severlik, vatanseverliktir. İnsan sevgisidir. Atatürk, ulusun gönlünde Cumhuriyeti kuran bir milli kahramandır. Kadrini bilmeyenler olsa da, Atatürk sevgisi milletimiz için bir sevdadır. Sönmeyen ışıktır. Atatürk’e dil uzatanlar şunu iyi bilmeliler ki, milletin Atatürk sevgisini yok etmiyor. Kat kat büyütüyor. Onunla uğraşanlar hep yok olmuşlardır. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilelebet yaşaması, bu sevgi ile mümkün olacaktır. Atatürk sevgisi kimseyi ürkütmesin. Onun yolu çağdaşlığın, medeniyetin, tek devlet, tek bayrak olmanın yoludur. BUNU UNUTMAYALIM. ** ZABITA, GÜÇ EROZYONU YAŞAR! Nazilli’de hepimizce malum olan, çarşı içi kaldırım işgalleri bugün ortaya çıkmış bir durum değil. Ama BÖYLE GELMİŞ BÖYLE GİDERDE DİYEMEYİZ. Kaldırım işgalleri, tüm şehirlerimizin ilk sıradaki sorunudur. Basında bu kaldırım işgalleri çok yazıldı, çizildi. Şehirleri şehir yapan meydanları caddeleri ve çarşılarıdır dedik. Ne yazık ki yetkili arkadaşlar, karpuzu kazıdılar basının uyarılarını kazımadılar. Nazilli’de yeni bir belediye yönetimi yaşıyoruz. Ben hala geçirdiğimiz 8 ayı, geçiş dönemi kabul ediyorum. “ALIŞMIŞLIK, KUDURMUŞLUKTAN BETERDİR” derler ya. Yıllardır bu serbestliği yaşayan Nazilli esnafına sert tedbirlerden ziyade, yumuşak uygulamalar ve geçişler ile yaklaşmanın sağlıklı olacağına inanıyorum. Hatta Belediye Başkanı çarşı esnafıyla bir toplantı yapmalı. Yapacağı uygulamayı esnafa anlatmalı, onlardan yardım istemeli. Belediyenin, prensipleri bu nedenle çok önemlidir. Zaman içinde çarşı esnafı bu çirkinliği görecek, adım adım gerileyecek belediyeye yardımcı olacaktır.  Esnafa ceza kesip encümen kararı ile kaldırmak başarılı bir çalışma şekli değildir. Geçenlerde çarşı içinde belediyeden aldığı emri uygulamaya çalışan Zabıtalarımızın yaşadıkları zorluğu ve kendilerine gösterilen tepkiyi gördüm. Belediyemizin bu konuda katı bir tutum içinde ısrarcı olması, zabıta disipline zarar verir. Zabıta disiplinine erozyona uğratır. Belediyenin “ZAMANIN, HER ŞEYİN İLACI OLDUĞUNU UNUTMASIN.”