Adı günde beş defa anılan bir peygamberin ümmetiyiz. Hazret-i Muhammed’in Ümmeti. İçinde adı geçen davete de Ezan-ı Muhammedî diyoruz.
Milli Şairimiz Mehmet Akif, İstiklal Marşında, “Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli, Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli” diyor.
Hazret-i Muhammed (s.a.v.) neden büyüktür? Büyüklüğü tartışılmaz. Dün de bugün de, yarın da en büyük insan Hazreti Muhammed’i. Getirdiği mesaj “La ilâhe illallah” mesajıdır. İnsanların kendi elleriyle yaptıkları, yonttukları taşlara, heykellere, putlara tapan insanlara “Durun, yaptığınız hatadır” diyen bir mesajdır.
lemlerin Rabbi olan Allah’tan alınan, kaynağı hak ve gerçek olan bir mesajdır.
1400 küsur seneden beri, insanlığı besleyen, büyüten, sevgiyle ve aşkla yoğuran bir mesajdır.
Çağımıza kadar, güncelliğini hiç kaybetmeyen, tazeliğini an be an koruyan, sanki yeniden geliyor gibi insanlığın ufkunu inen, insanlığı değiştiren bir mesajdır.
Hazreti Muhammed (s.a.v.), cahiliye dönemi olarak tarihe geçen, o karanlık âlemde, bir nur gibi parlayan meşale olmuş, etrafını hep aydınlatmış, özüyle sözüyle “El-Emin” unvanını almıştır. Cahiliye döneminin örf ve adetlerinden uzak kalmıştır.
Hz. Peygamber, en yakınlarından başlayan, daha sonra bütün Arap yarımadasını kaplayan ve hatta bütün Arap yarımadasının sınırlarını aşan davet faaliyetlerini peygamberlik görevi boyunca sürdürmüş ve bu hususta çok büyük bir başarı elde etmiştir.
Cahiliye döneminde, kendisini öldürmek, yok etmek için yola çıkanlar, önünde kelime-i şehadet getirerek dirilmiş, yepyeni bir hayata başlamışlardır.
Hz. Peygamber’in davetinde başarılı olmasının sebebi, kuşkusuz güvenilir bir insan vasfını, özüyle sözüyle dosdoğru insan olmasını korumasına borçludur. Peygamberimizin hadislerini incelediğimizde, sanki yeniden söyleniyor, bize söyleniyor şeklinde anlamak lazımdır.
1400 sene önce, bir avuç insan iken, yarımadayı aşan, milyon kilometrekarelere ulaşan yerlerde yaşayan insanlarda büyük bir kimlik değişimi olmuş, şahsiyetlerinde olgunlaşma, İslamlaşma görülmüştür. Öncelikle kendi çağına verdiği mesajları anlamak lazımdır. Ondan sonra günümüze verdiği mesajları anlamak daha doğru olacaktır.
Hazreti Peygamber, bu görevini yaparken çeşitli konumlarda karşımıza çıkar: Başta sapıklık içinde bulunan ve çoğu okuma yazma bilmeyen bir topluma ilâhi mesajı tebliğ edip bizzat tatbikatını yapmıştır. (Cuma, 62/2)
Bu kişinin kendi içlerinden birisi olması, onları fena huy ve inançlardan temizlemesi, Allah’ın büyük bir lütfudur. (Al-i İmran, 3/164) Eğer kendi içlerinden biri olmasaydı, tanımaları, örnek almaları güçleşir, güvenleri kalmazdı.
Bugün Peygamber Efendimiz’in doğum günü. Mevlid Kandili. İyi ki doğdun Ya Rasülallah. İyi ki bu aleme teşrif ettin.
Cumanın hayrı ve bereketi üzerinize olsun.
[1] Cuma, 62/2.
[2] Ali İmran, 3/164.