Dünya’nın gelişmiş ülkeleri, her ülkeden olduğu gibi Türkiye’den de “ZEKİ TÜRK ÖĞRENCİLERİNİ” 5-6 aşamalı elemelerden sonra tam burslu olarak topluyor. Sadece ALMANYA’DA 1500 Türk öğrencisi olduğuna göre, Dünya devletlerindeki ÖĞRENCİLERİMİZİN sayısını siz tahmin edin. Bu Üstün Zekalı Türk evlatları, gittikleri ülkelerde tahsillerini yapıyorlar. Bilim dünyasına renk katıyorlar. Bu gençlerimizin anne, baba ve akraba sevgileri ölmemeli, korunmalı. Vatan ve Bayrak sevgileri içlerinde hep yaşamalı. Neden devletimiz bu gençlerimize Bayrak ve Vatan sevgileri hep canlı dursun, aile ve yakınlarını unutmasınlar diye düşünmüyor? Yılda bir kez olsun, vatanlarına gidip gelmeleri için uçak biletlerini bedava vermiyor? Hatta, neden anne ve babalarına evlatlarını görmesi için yılda bir kez biletlerini almaz? Türkiye Devleti, bunları yapamayacak kadar aciz mi? Biz nerelere para harcamıyor ki. Geleceğimiz olan bu vatan evlatlarına niye bu hizmeti yapmıyoruz? Buradan hükümet yetkililerimize, öncülük yapmaları için Aydın Milletvekillerimize sesleniyorum. Bir kanun teklifi ile bunu yasalaştırın, TÜRKİYE GİBİ GÜÇLÜ VE SOSYAL BİR DEVLETE YAKIŞAN BUDUR. ** BEKİR KUVVET ERİM, BUNU SÖYLER Mİ? “YİĞİDİ ÖLDÜR AMA HAKKINI YEME”, sözünü hepimiz biliriz. Algı yaratmak için yapılan haberleri pek tasvip etmem gördüğümü yazar, hissettiğimi yorumlarım. Halkın doğru haber alma hakkına saygı duyarak, Basın Meslek İlkelerine uygun gazetecilik yapmaya çalışırım. Geçenlerde yerel ve ulusal basında, AK Parti Aydın Milletvekili Mustafa Savaş’ın Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’na omuz attı, kendine yol açtı haberi, gündemi epey meşgul etti. Maalesef haber, ters tepti. Hangi parti ve görüşten olursa olsun Mustafa Savaş’ı, az çok tanıyanlar bile, haberi ASPARAGAS olarak yorumladı. Bende, bunu verdiğim bir örnekle pekiştirdim.  Sayın Çerçioğlu olayla ilgili verdiği cevapta; “BANA KİMSE OMUZ ATIP DÜŞÜREMEZ. BÖYLE BİRŞEYDE OLMADI” sözleri ile habere son noktayı koydu. Haber sonrası AK Parti Aydın Milletvekili sayın BEKİR KUVVET ERİM’LE ilgili olarak, bir haber yayılmaya çalışıldı. Bekir Kuvvet Erim’in bir toplantıda, “MUSTAFA SAVAŞ’IN YERİNDE BEN OLSAYDIM, ÖZLEM ÇERÇİOĞLU’NU AYAĞIMIN ALTINA ALIR, ÇİĞNERDİM” demiş. Araştırdım. Emin olun, haberin doğruluğunu teyit ettirsem, ulusal gazeteler dahil haberi zevkle yapardım. Ancak haberin algı yaratmak için, dedikodudan ibaret, asılsız yalan olduğunu tespit ettim. Sayın vekil Bekir Kuvvet Erim, “EMTA ALMASINI BİLİR, SATMASINI BİLİR, PARA KAZANMASINIDA İYİ BİLİR. AMA BİR HANIMA KARŞI BÖYLE EDEPSİZ, NEZAKETSİZ BİR SÖYLEMİ YAPMAMIŞ” onun için “YİĞİDİ ÖLDÜR AMA HAKKINI YEME” diyorum. ** ADALETTE, SAĞLIKTA HEPİMİZE LAZIM! Toplumda herkes adalet istiyor, huzur istiyor. Sonuçta eşit hizmet istiyor. Sağlıkta bunların başında geliyor. Toplumdaki ayrışmanın her alana yayıldığını görmenin, üzüntüsünü yaşıyorum. Bu ayrışma, ne zaman kaynaşmaya dönüşecek diye bekliyorum. Ne zaman millet olarak birbirimize sarılacağız, tek ses tek yürek olacağız, bilmiyorum. Bütün dünya kaşımıza dikildi. Türkiye’yi kımıldayamaz duruma getirmeye çalışıyor. Biz bunu bile göremiyoruz. Hala birbirimize bağırıyor haykırıyor, hakaretler yağdırıyoruz. Siyaset her kurumu teslim almaya başladı. Siyasetçiler millete kötü örnek oluyor. Bu işin sonu nereye varır, nasıl olur bilen yok. Hastanelerde hatır, naz ve para ön plana çıkmış. Doktorlar ne yaparım da döner sermayeden daha fazla pay alırım hesabındalar. Hastalar can derdinde. ** TIP DÜNYASI HUZURSUZ! Hastanelerimizde doktorlar abi-kardeş ilişkisinden uzak, herkes birbirine kuşkulu baktığı bir dönem yaşıyor. Kuşkunun olduğu yerde huzur olur mu? Yönetim baskıları, siyasi çekişmeler, doktorları özel hastanelere kaçmasına neden olduğunu görüyoruz. Tecrübeli doçentler, profesörler, genç arkadaşlarına dünya görüşleri açısından bakıyor. Gruplaşmalar had safhaya gelmiş. Doktor dayanışması kalmamış. Sinsi bir çekişme yaşanıyor. Herkes hastasını kendisine yakın doktora tavsiye ediyor. Şu.. yaşanmış gerçek olayı bir okuyun; Anestezi uzmanı bir hanım ile evlenen genel cerrah, ileriki yıllarda boşanıyorlar. İnanın, hanım anestezi uzmanları, genel cerrahların ameliyatına tepki olarak girmiyorlar. Böyle bir olayı kim düşünebilir. Bunlar hayal mahsulü değil ders alınacak yaşanmış olaylardır. Yargıda olduğu gibi siyaset, hastanelerimizden elini ayağını hemen çekmeli. Tıp dünyasının HİPOKRAT yeminlerine uygun çalışması sağlanmalı. NOT: RAHATSIZLIĞIM VE TEDAVİ SÜRECİ NEDENİYLE, BİR MÜDDET SİZ OKURLARIMDAN UZAK KALACAĞIM. HOŞGÖRÜNÜZE SIĞINIYORUM.