Çok fazla beklenti ile sardık etrafımızı. Dünyaya geldiğimiz an başladık. Annem beni sevmeli yada babam yüreklendirmeli. Abla yada abi varsa, benimle paylaşmalı her şeyini. Hatta bundan sonra ilk benim isteğim yapılmalı. Beklentiler ile başladı her şey. İlgisiz kaldığımız anlarda hep sevmiyor istemiyor, beni görmüyor diye kalbimize yolladık enleri. Ben yaşamalıyım. Fark edilme ve onay görme çabası ile ilerledik, ta ki büyüyene kadar. Büyüdük hemde çok fazla.. Güneşe bakmayı unuttuk. Yıldızların karmakarışık fakat hepsinin uyum içinde sıralı olduğunu unuttuk.
Dünya içinde onca renkleri unuttuk ve aldık en siyahını en koyusunu düşüncemize. Her şey benim. Herkes beni sevmeli hepsi benim olmalı. Bu isteklerinin olduğu dönemlerde oldu. Her şey senindi herkes seni sevdi ve en anlaşılmaz düşüncelerin bile pürdikkat dinlendi.
Ya sonra ne oldu? kendine değil bir başkasına yaşadığını anladın. Bir başkası beğenmeli bir başkası alkışlamalı bir başkası onaylamalı bir başkası sevmeli.. Kendini ruhundan ayrı düşündün yada düşünceni kalbinden ayrı tuttun. Bedenini hiç istemediğin bir yerde bıraktın. Toparlan ve toparla her şeyi. Burada ki misafirliğinde düşünceni yay etrafa, tad al dünyadan. Sen sev her şeyi sen kabul et düşüncelerini ve ayağa kalk kendin alkışla kendini.
Çok mana ile uğraşma.Dünya üzerinde bir çift ayakkabıdan ibaretiz unutma erteleme ve geç kalma kendine.