Jeotermal enerji kaynakları, yenilenebilir enerji kaynaklarından biri olsa da Aydın’da meydana gelen çevre kirliliğinden dolayı tepkileri üzerine çekmektedir. Jeotermal santrallerin( JES) birinci sınıf tarım arazilerine, zeytin- incir-pamuk bahçelerine, sulak alanlara, yerleşim yeri içine ve yakınına, sağlık tesisleri yanına, mezarlıklar içine kurulması; çalışırken çıkardıkları akışkanları yerüstü ve yeraltı su kaynaklarına, gazları havaya salmaları; denetimlerden ve yaptırımlardan muaf tutulmaları nedeni ile ciddi şekilde su-toprak-hava-tarımsal ürünlerde kirlilikler oluşturmaları; canlı yaşamını tehlikeye atmaları; hastalık ve kansere sebep olmaları nedeni ile Aydın’da JES’lere karşı yoğun tepkilerin olmasına sebep olmaktadır. Resmi makamlar ve jeotermal işletmeler sürekli şekilde Türkiye’nin enerji ihtiyacı var gerekçesini öne sürerek JES’lerin vahşi uygulamalarını görmezden gelmekte, JES’lerin kuruldukları bölgenin kalkınmasına aracılık ettiklerini, işsizliğe çözüm olduklarını söylemektedirler.
Aydın’da JES’lerin çevre kirliliği yaptığı artık herkesçe sabittir. Peki JES’ler denildiği üzere gerçekten Aydın halkının işsizlik sorununa çare olmakta mıdır?
İşte bu soruya Adnan Menderes Üniversitesinden Sevgi Doğan 2019 yılında yaptığı “Aydın İli Bölgesi’nde bulunan jeotermal enerji kaynaklarının istihdam yaratmada etkisi nedir?” tez çalışması ile cevap vermiştir.
Jeotermal enerji kaynak alanları nedeniyle Türkiye, dünyada yedinci sırada yer almaktadır. Dünya genelinde en fazla JES güce sahip ülke, ABD’dir. ABD’yi sırasıyla; Filipinler, Endonezya ve Türkiye takip etmektedir.
Türkiye’nin sahip olduğu jeotermal enerji kaynağının yüzde 80’ne yakın kısmı Batı Anadolu’da bulunmaktadır. Aydın, Türkiye’deki jeotermal enerjide kurulu gücün yüzde 67’sine, üretimde olan JES’lerin yüzde 58,5’ne sahiptir.
Jeotermal enerji kaynaklarından elektrik enerjisi üretilmesi, kamu binaları, konut, tarım ve termal ısıtmacılığında kullanılması, enerji dışa bağımlılığının azaltılması bakımından önemlidir. Çünkü jeotermal enerji işletim maliyetleri fosil kaynakların işletim maliyetlerine karşın daha düşüktür ve fosil kaynaklar ithal edilmektedir. Jeotermal elektrik enerji üretiminin devlet tarafından teşvik edilmesi, JES uygulamalarının güvence altına alınması jeotermal işletmeler için bu alanı ayrıca cazip kılmaktadır.
Jeotermal enerjinin çok sayıda üstünlükleri olmasına karşın, jeotermal sularının kullanımı; kimyasal kirlilik, termal kirlilik ve toprak- arazi ve maddi hasar olmak üzere geniş boyutlarda çevresel zararlara neden olduğu gözlemlenmektedir.
Jeotermal enerji kaynaklarının bulunduğu alanlar, aynı zamanda genellikle tarıma elverişli alanlardır. Bu alanlarda yetiştirilen tarımsal üretim, jeotermal enerji tesislerinin atıkları nedeniyle olumsuz etkilenmektedir.
Jeotermal enerji kaynaklarını önemli kılan bir diğer özelliği, söz konusu enerji türünün kullanım alanlarının fazla olması nedeniyle, bu alanlarda yeni istihdam olanakları sağlayacağı düşüncesidir.
Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı’nın 2018 yılında yayınladığı “Yenilenebilir Enerji ve İstihdam Raporu‟nda dünyada yenilenebilir enerji kaynaklarında (HES, RES, GES, JES, Biokütle enerjisi, Hidrojen enerjisi, Dalga enerjisi) istihdam edilen 10 milyon üzerinde kişi olduğu açıklanmıştır. Türkiye için bu rakam, 84.400 olarak gerçekleştir. 2012 yılından bu yana dünyada yenilenebilir enerji istihdamı yüzde 5,3 oranında hızlı bir artış göstermiştir.
Jeotermal enerjinin, dünya genelinde sağladığı istihdam incelendiğinde; yenilenebilir enerji istihdamında önde gelen güneş, fotovoltaik ve sıvı biyoyakıtlar istihdamı içerisinde oldukça düşük bir orana sahip olduğu görülmektedir. Bunun nedeni JES’lerin işletim süreci içerisinde, hidroelektrik ve biyokütle enerjisinin işletim sürecine göre nispeten daha az tam zamanlı işgücüne ihtiyaç duymasıdır.
Yenilenebilir Enerji ve İstihdam 2018 Raporuna göre dünya genelinde işsizlik büyürken, yenilenebilir enerji sektöründe istihdam artmaktadır. Bununla birlikte, yenilenebilir enerjinin meydana getirdiği istihdam miktarı her geçen yıl artarken, jeotermal enerjinin toplam yenilenebilir enerji istihdamı içerisindeki payı azaldığı gözlemlenmiştir. 2012 yılında, jeotermal enerjinin toplam yenilenebilir enerji istihdamı içerisindeki payı yüzde 3,6 iken 2017 yılına gelindiğinde bu oran, yüzde 0,93’ e kadar gerilemiş, yani yüzde 74 oranında azalmıştır.
Dünyada, jeotermal enerji kaynaklarından elektrik üretimi sağlanması amaçlı 27 ülkede santral bulunmaktadır. Bu ülkelerden, Arjantin, Tayvan ve Yunanistan çevresel ve ekonomik faktörler sebebiyle santrallerini kapatmaları nedeniyle, bu sayı 24’e düşmüştür.
Türkiye’de, 2009 yılından bu yana, jeotermal kaynaklardan elde edilen elektrik enerjisinin, toplam tüketim içerisindeki payı yüzde 0.2 iken, 2018 itibariyle yüzde 2.36 oranında gerçekleşerek hızlı bir artış göstermiştir. Mevcut JES’lerin, ülkenin toplam kurulu güce oranı ise, yüzde 1,24’dür.
Aydın’da 2017 yılında toplam istihdam sayısı, 65.969 olarak belirlenmiştir.
Sektörler özelinde incelendiğinde; ortalama çalışan sayısının en fazla, Elektrik, Gaz, Buhar ve İklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektöründe bulunmaktadır.
Aydın’da 65.969 toplam istihdamını, 1.391 ile Aydın’da bulunan jeotermal enerji işletmeleri oluşturmaktadır. Böylece, Aydın’da bulunan jeotermal enerji işletmelerinin sağladığı istihdam potansiyelinin, bölgedeki toplam istihdam içerisinde yüzde 2’lik bir paya sahip olduğu belirlenmiştir.
Jeotermal enerjinin sektör içerisinde toplamda 93 tane meslek grubu bulunmaktadır. İşletmelerde en çok istihdam sağlayan alanlar; teknisyen/tekniker, güvenlik görevlisi, işçi ve diğer başlığı altında çeşitli alanların olduğu görülmektedir.
İşletmelerde, genel olarak taşeron şirketlerden çalışan temin edildiği, bu nedenle kurulum aşamasında sağlanan istihdam sayılarının 100-150 arasında olduğu yönündedir. Fakat bu JES’ler faaliyete geçince çalışan sayısı ortalama 10-20’ye düşmektedir.
Nitekim Gürmat A.Ş tarafından Ağustos 2019 tarihinde yayınlanan EFE 9 JES Projesi (36 MWe) ÇED Raporuna baktığımızda; Efe 9 JES projesinin arazi hazırlık ve inşaat aşamasında 360 kişi, işletme aşamasında ise yaklaşık 10 kişinin çalışması öngörülmektedir, diye yazdığı görülmektedir.
Güney Ege Kalkınma Ajansı’nın (GEKA), Aydın İşkur İl Müdürlüğü ile hazırladığı Aydın 2023 İstihdam Stratejisi 2017-2020 Eylem Planı’nda, yıllara göre yatırım teşvik istatistikleri incelendiğinde, yatırım miktarına göre en az istihdam sağlayan yatırımlar; Germencik ve Sultanhisar ilçelerindeki enerji yatırımları olduğu belirtilmiştir. Aydın’ın Germencik ve Sultanhisar ilçelerinde jeotermal enerjinin bulunduğu gerçeği düşünülürse; bölgedeki jeotermal enerji potansiyeline rağmen yatırım teşviklerinin büyüklüğü ile sağlanan istihdam oranları paralel bir gelişme göstermemiştir.
Sevgi Doğan tarafından yapılan çalışma sonuçlarına göre; Jeotermal enerji işletmelerinin Aydın’da mevcut istihdama katkısı sınırlı olup bölgedeki istihdama beklenen düzeyde katkı sağlayamadığı ortaya konulmuştur.
Aydın ilinden de bulunan iktisadi faaliyet kollarına göre sektörler içerisinde; tarım ( kuru incir üretimi), hizmetler (turizm sektörü), madencilik(Quartz), enerji(jeotermal enerji) ve imalat(gıda makinaları üretimi) rekabet gücü yüksek birinci öncelikli sektörlerdir. Enerji sektöründe, rekabet gücü en yüksek sektör olarak jeotermal enerji, ilk sırada yer almaktadır.
Türkiye’de incirin yüzde 63’ü Aydın’da üretilmekte, 30 bin aile geçimini incirden sağlamaktadır. 2018 yılında Aydın’dan yapılan 750 milyon dolar ihracatın 300 milyon dolar kısmını tek başına incir sağlamıştır.
Şimdi tüm bu veriler üzerinden baktığımızda Aydın’da rekabet gücü en yüksek olan sektörlerden olan tarım(kuru incir üretimi) ve enerji(jeotermal enerji) sektörlerinin Aydın’a verdiği zarar-fayda sonuçları birbiri ile çelişmekte, her iki sektörün Aydın ekonomisine-sosyal yaşantısına-iş istihdamına-çevreye-insan sağlığa yaptığı etkilerin çok ciddi bir şekilde sorgulanmasının gerekli olduğunu göstermektedir.
Aydın’daki jeotermal kaynaklardan jeotermal işletmeler dışında kimse faydalanmamakta, kaynaklar enerji üretimi dışında başka bir sektörde kullanılmamakta, üretilen jeotermal enerjiden Aydın’da hiç bir sektör ve kişi ucuz olarak faydalanmamakta, jeotermal işletmeler Aydın’da işsizliğe çözüm olmamakta, tam aksine tarım ve tarıma dayalı yan sanayi ile birlikte Aydın’da 700 bin kişinin gelir-iş-gelecek güvencesini yok etmekte, Aydın ekolojisini geri dönüşü olmayan bir şekilde tehlikeye atmaktadır.
O zaman sorulması gereken sorular şunlardır;
1)Bu jeotermal enerji kaynağı nasıl temiz, çevre dostu, yenilenebilir, sürdürülebilir bir enerji kaynağıdır?
2)Bu enerji kaynağı kim için üretilmekte, ne pahasına üretilmekte, ne adına üretilmektedir?