Dünya ülkelerinin en büyük sorunlarından biri, gelişen teknolojiye paralel olarak gün geçtikçe artan ve yaşamı olumsuz etkileyen çevre kirliliğidir.
Çevre kirliliğinin artış göstermesi ile birlikte yeryüzünde yaşayan canlılar beslenme ortamlarının ve besin maddelerinin kirlenmesi nedeniyle tehlike altındadırlar. Çevre kirliliğine sebep olan ve yaşamı olumsuz etkileyen ağır metaller uzun yıllarca yok olmamaları, kolaylıkla besin zincirine girerek canlılarda artan yoğunluklarda birikebilmeleri ve eser düzeydeki miktarlarının dahi canlılarda önemli zararlara sebep olması nedeniyle diğer kimyasal kirleticiler arasında ayrı bir öneme sahiptirler.
Gıdaların ağır metallerle kontaminasyonu havadan, topraktan ve sudan, gıda üretiminde kullanılan metalik alet ve ekipmanlardan, depolama ve dağıtım sırasında kullanılan ambalajlardan kaynaklanmaktadır. Bu kontaminasyon sonucu insan vücuduna giren ağır metal miktarı akut toksikasyon yapabileceği gibi kronik birikim sonucu çeşitli sağlık sorunlarına da yol açmaktadır.
Süt, büyüme ve gelişme için elzem olan bir besin maddesidir. Yapısında bulunan immünoglobulinler, enzimler, enzim inhibitörleri, büyüme hormonları, büyüme faktörleri, antibakteriyel ajanlar, protein-karbonhidrat-yağ asitleri, C vitamini ve Demir dışında vitamin ve mineral içeriği bakımından oldukça dengeli ve her yaşta tüketilmesi gereken bir besindir. Ayrıca sütün obezite, kanser, hipertansiyon gibi kronik hastalıklara olumlu etkisini gösteren araştırmalar da mevcuttur.
Çevre kirliliğinin önemli göstergelerinden biri olan ağır metaller, havayı, toprağı ve suyu yüksek oranda kontamine edebilirler. Topraktaki ağır metal düzeyinin artışı, bitki dokularındaki ağır metal birikimini arttırmaktadır. Bitkiler aracılığıyla besin zincirine giren ağır metaller bu şekilde insan ve hayvan organizması içine taşınmaktadır. Yemler aracılığıyla hayvan organizmasına giren ağır metaller süt sekresyonu sırasında meme bezlerinden geçmekte ve bu yolla süte bulaşmaktadır.
Ağır metallerin çeşitli yollarla vücuda alınmasından sonra; alınma dozuna, sıklığına ve süresine bağlı olarak akut, subakut ve kronik tarzda hafif ya da ciddi zehirlenme belirtileri ortaya çıkmaktadır.
Sütte bulunan iz elementler ve ortalama miktarları şöyledir (Demirci 1981);
Süt Demir yönünden oldukça fakir bir besindir. Sütteki Demir miktarı ortalama 600 μg/L kadardır. Mangan sütte ortalama 50 μg/L düzeyindedir. Çinko sütte yüksek miktarda bulunur ve biyoyararlanımı yüksektir. Sütte ortalama 3370 μg/L Çinko bulunmaktadır. Kontamine olmamış sütte ortalama Bakır düzeyi 110 μg/L’dır. Kadmiyum sütte ortalama 0,5 μg/L gibi çok düşük bir oranda bulunmaktadır. Normalde sütte Kurşun oldukça az olup, ortalama 50 μg/L gibi düşük bir düzeyde bulunmaktadır.
Aydın ili 2012 yılı TUİK verilerine göre; süt üretiminde 410.071 ton süt ile tüm Türkiye’de üretilen sütlerin yüzde 2,35’ini sağlar.
Adnan Menderes Üniversitesinden Aslıhan İnci 2015 yılında “Aydın İlinde Üretilen İnek Sütlerinde Bazı Ağır Metal Düzeylerinin Araştırılması” adlı tez çalışmasını yayınladı. Bu çalışmada gereç olarak çiğ süt örnekleri Aydın merkez, Bozdoğan, Çine, Nazilli, Söke ve Yenipazar ilçelerinden kullanılmıştır. Bu merkezler trafiğin yoğun olduğu ana yola olan mesafesi ve sanayi bölgesine olan mesafesi göz önüne alınarak seçilmiştir. Sanayi bölgesine ve trafiğe yakın bölgeler olarak Aydın merkez, Çine ve Söke; kırsala yakın olan bölgeler olarak ise Bozdoğan, Yenipazar ve Nazilli belirlenmiştir. Örnekler, hayvanın kuru yemle beslendiği ve ahırda tutulduğu kış dönemine aittir.
Aydın merkez ilçesinden toplanan süt örneklerinde ortalama Fe 960,13±105,74 μg/L, Mn 5,08±0,61 μg/L, Zn 811,69±22,37 μg/L olarak; Bozdoğan ilçesinden toplanan süt örneklerinde ortalama Fe 1704,80±379,54 μg/L, Mn 1,31±0,20 μg/L, Zn 1363,18±63,99μg/L olarak; Çine ilçesinden toplanan süt örneklerinde ortalama Fe 925,34±106,52 μg/L, Mn 0,87±0,09 μg/L, Zn 1293,94±66,65 μg/L olarak; Söke ilçesinden toplanan süt örneklerinde ortalama Fe 1381,02±237,13 μg/L, Mn 4,61±0,37 μg/L, Zn 971,11±51,03 μg/L olarak; Yenipazar ilçesinden toplanan süt örneklerinde ortalama Fe 1256,39±241,72 μg/L, Mn 1,95±0,38 μg/L, Zn 1468,39±114,35 μg/L olarak; Nazilli ilçesinden toplanan süt örneklerinde ortalama Fe 1313,50±214,51 μg/L, Mn 1,16±0,24 μg/L, Zn 885,43±38,38 μg/L olarak bulunmuştur. Çalışma yapılan tüm ilçelerde Cu, Cd ve Pb tayin edilebilir sınırların altında bulunmuştur.
Sütte araştırması yapılan ve saptanan Fe, Mn, Zn, Cu, Cd, Pb elementleri daha çok Klor-alkali, Demir-çelik, Gübre san., Enerji üretimi, Petrokimya, Kağıt endüstriyel kuruluşlardan salınmaktadır.
Aslıhan İnci’nin yaptığı çalışmada Demir ortalaması en yüksek Bozdoğan, Mangan ortalaması en yüksek Aydın merkezi, Çinko ortalaması en yüksek Yenipazar ilçelerinde ölçülmüştür.
Çalışma yapılan tüm ilçelerin süt örneklerinde Demir elementi sütte olması gereken normal değerinden fazla saptanmıştır. Bu değerler özellikle kırsala yakın bölgelerde, Bozdoğan- Söke-Yenipazar-Nazilli ilçe süt örneklerinde olması gereken normal değerin 2 katından fazla saptanmıştır. Normal koşullarda süt içinde Kadmiyum ve Kurşun olmaması gerekir. Araştırma yapılan tüm ilçe süt örneklerinde Kadmiyum ve Kurşun tayin edilebilen sınırların altında saptanmış olsada, süt örneklerinde saptanmış olması Aydın’da sütlerin bu ağır metaller ile az yada çok miktarda kirlendiğini göstermesi açısından önem taşımaktadır.
Aydın dışında Türkiye’nin değişik illerinde ve birçok ülkede, süt ve süt ürünlerinde ağır metal düzeylerinin araştırılmasına yönelik çok sayıda çalışma yapılmıştır; •Şimşek ve arkadaşları (2000) Bursa’da trafiğe yakın bölge, endüstri bölgesi ve kırsal kesimden toplamış olukları 75 adet süt örneğininde yaptıkları çalışmada Kurşun, Çinko, Bakır ve Demir elementleri için en yüksek ortalamaya sahip olan bölgenin endüstri bölgesi olduğu, ikinci sırada trafiğe yakın bölgenin geldiği belirtilmiştir. •Özrenk’in (2002) Van yöresinden toplanan 241 süt örneğiyle yaptığı bir çalışmada Kurşun değerlerinin kış aylarında yaz aylarına nazaran daha yüksek olduğu belirtilmiştir. •Ayar ve arkadaşlarının (2007) Konya yöresi süt ve süt ürünlerinde yaptıkları çalışmada; Kurşun ortalamasının çiğ süt tebliğinde belirtilen 0,02 mg/kg değerinden yüksek bulunduğu belirtilmiştir. •Çardak ve arkadaşlarının (2011) Aydın ilinde 10 adet çiğ süt örneğinde yaptıkları bir çalışmada; Bakır ve Demir ortalamasının düşük, Kurşun çiğ süt tebliğinde belirtilen 0,02 mg/kg’dan yüksek olarak bulunmuştur. •Birghila ve arkadaşları (2008) Romanya’nın Constanta kentindeki marketlerden topladıkları çiğ sütte Kurşun ortalaması sütte yüksek bulunmuş. Sütlerin anayola yakın bölgede üretilmesi, sağım aletlerinin kontamine olması, yörede kullanılan pestisit bileşenlerinin etkisi gibi faktörlerin Kurşun ortalamasını yükseltebileceği belirtilmiştir. •Licata ve arkadaşları (2004) İtalya’nın Calabria kentinde 40 adet çiğ süt örneğinde yaptıkları çalışmada Kurşunun tolere edilebilir limitin üstünde, Kadmiyum, Çinko ve Bakırın ise düşük olduğu görülmüştür. •Benincasa ve arkadaşları (2008) İtalya’da bir çiftlikten topladıkları 12 inek süt örneğinde Demir ve Mangan ortalaması yüksek bulunmuştur. •Qin ve arkadaşları (2009) Çin Halk Cumhuriyetinde, Çin ve Japonya’dan temin edilen iki farklı marka ticari ambalajlı süt örneklerinde yaptıkları çalışmada Kadmiyum ve Kurşun ortalaması Çin’de üretilen sütlerde, Japonya’da üretilen sütlerden yüksek bulunmuş.
Aslıhan İnci’nin 2015 yılında Aydın’da süt örneklerinde yaptığı çalışmada bazı ilçelerde Demir, Çinko ve Mangan düzeylerini yüksek bulması, Çardak ve arkadaşlarının 2011 yılında yaptığı çalışmada Kurşun çiğ süt tebliğinde belirtilen 0,02 mg/kg’dan yüksek olarak bulması önemlidir.
Aydın ilinde sanayi ve trafiğin Türkiye’deki diğer büyük şehirlerdeki gibi yoğun olmayışı, sanayi atıklarının ve egzoz dumanının sütlerde neden olacağı ağır metal kirliliğini sınırlamaktadır. Fakat son yıllarda Büyük Menderes Nehrinin endüstriyel ve kentsel atıklar, jeotermal atıklar, zeytin karasuyu, zirai ilaçlar ve gübreler, maden atıkları gibi nedenler ile aşırı düzeyde kirlenmesi, nehir su kalitesinin tarımsal sulama ve içme işlemlerinde kullanılmaması gereken düzeyde kirli olması, bu kirlilikten bitkilerin, besin zinciri yoluyla hayvanların ve insanların etkilendiğini göz önünde bulunduğumuzda, değişik zamanlarda Aydın’da süt örneklerinde yapılan çalışmalarda bazı ağır metal seviyelerinin normalde olması gereken ortalama değerlerinin çok üstünde saptanması, Aydın’da hayvansal ürünlerin sağlıklı gıda vasfını ve güvenilirliğini tartışılır hale getirmektedir.
Aydın’da ölçümü yapılan süt ürünlerinde yüksek düzeyde saptanan Demir, Çinko, Mangan ve Kurşun elementlerinin kirliliğine sebep olabilecek en önemli endüstriyel sektörler Demir-Çelik, Gübre san. ve Enerji üretimidir (jeotermal santraller). Aydın’da jeotermal santrallere yakın bulunan hayvan çiftliklerinde büyük ve ufak baş hayvanlarda süt ve et veriminin düşük saptanması, hayvan ölümlerinin-düşük ve anomalili doğumların artması, hayvanların döle gelmemesi gibi sonuçların görülmesi ile bu bölgelerde ölçümü yapılan sütlerde bazı ağır metal seviyelerinin yüksek saptanması, jeotermal enerji üretiminin hayvansal ürünlerin varlığı, güvenliği için ne kadar büyük tehlike oluşturduğunu göstermektedir.
Aydın’da hayvansal gıdalarının saklıklı gıda vasfının kaybetmesine neden olan diğer olay ise sütte ağır metal kirliliğe sebep olan bu sektörlerin yerleşim yerlerine, yaşam alanlarına, su kaynaklarına ve tarımsal alanlara yakın yada içinde kurulmasına izin verilmesi, bu sektörlerin faaliyetleri sırasında denetlenmemesidir.