2019-2020 Eğitim Öğretim yılı ders zili çaldı. Milyonlarca çocuğumuz ders başı yaptı. Geleceğimizin teminatı olan bu yavrularımıza duamız, “Allah zihin açıklığı versin.” Dualarımız onlarla inşallah.
Bugün sizlere duanın gücünden bahsetmek istiyorum. İnsanlar Psikologlara gider, dertlerini dinlesin diye, onlar da dinlerler ... Karşılığında para verdikten sonra iyi de dinlerler, müdahale de etmezler
Allah bizi öyle güzel dinliyor ki .. "DUA"
Allah'la diyalogtur, Allah'a derdimizi aktarmadır, anlatmadır, anlatmaktır. Allah ile konuşmaktır dua…
YA; Para için birisi bizim derdimizi dinler de bu çözüm olur, hastalıklarımızı psikolojimizi giderip düzeltir de ... ALLAH'A derdini aktarınca her şeye kadir olan, her şeyi değiştirebilecek olan ...
Ve... "Dua edin de kabul edeyim" diyen bir zatın karşısında sen derdini anlatacaksın çözüme kavuşmayacaksın olmaz,
Böyle bir şey olmaz..!
Yani.. Ona buna şikayet ettiğin, dertlendiğin kadar ALLAH'A hakkıyla derdini anlatıyor da ...
Çözüm bulamıyorsan ... Bunda Bir yanlışlık var!.
Allah... "Dua edin size icabet edeyim" (Mü'min, 60) dediği halde duasını icabet etmeyecek bir kimsenin olmaz böyle bir şey ...
YA Da.. Dua ederken insanın derdi gitmeyecek.. Ameliyatlık çözümdür Dua.
Daha, beklemene gerek yok ... Allah duanı kabul ettiği zaman, sana hizmet edecek, duanı yerine getirecek sebepleri yaratıyor.
Bakın bunu bir misalle izah edelim. Bir cami imamı anlatıyor: " Ben Camii İmamıyım. Ne kadar inanacaksınız bilemedim ama sır kalsın da istemedim. Dün namaz bitti. İki kişi, iki ayrı köşe de dua ediyor.Biri ağlıyor, sanki diğeri de gülüyor. Ama bizim cemaatten değil belli. Dur dedim, bunda bir iş var. Nasılsa çıkacaklar. Oturdum bekledim. Bir şeyler okuyor gibi yapıp onları izledim. Çok güzel giyimli olan bey sesli ‘’Amin’’ dedi, bütün camii sanki inledi. Kalkıp yanıma geldi. Hocam dedi. Bu zarfı al.
Çocuğum yoğun bakımdaydı, doktorlar birkaç gün ömrü kaldı. Yaşaması zor ama duaya devam edin demişlerdi. Şükür ki şimdi evde. Annesinin dizlerinde. İki rekât şükür namazı kıldım, adağımı yerine getireyim dedim de. Sen bulursun bir ihtiyaç sahibi, olur değil mi? ’
-Tamam kardeşim dedim.
Çıktı gitti. Diğer kardeşimiz belli ki sokakları temizleyen birisi. O da kalktı biraz sonra çıkıyor kapıdan ama gözlerinde yaş var. Ben 55 yaşındayım, insanların halini biraz anlarım. Kardeş bak kimse yok gel anlat dedim. Hocam, iki evladım var. Daha dün işe girdim elim biraz dar. Maaşa da çok zaman var. Öğretmen bir şeyler istemiş. Bizim de borç isteyecek kimsemiz yok ki idare edelim maaşa kadar.İçim daraldı, dua ettim. Rabbimden bir çıkış kapısı istedim. Kardeşim bak inanmayacaksın ama az önce çıkan bey bana zarf verdi. Bunu ihtiyaç sahibi birine iletir misin dedi. Buyur bu senin duanın kabul eseri. Akşama doldur sepeti, sevindir o iki garibi dedim. Zorla kabul ettirdim. Zarfı açmamıştım, kaç para var bakmamıştım. Adamcağız da sevinip çıktı gitti. Sonra oturup dua ile şükür ettim.
Allah’ım dedim. Adak adayanı da, para lâzım olanı da, camiinin hocasını da aynı mekânda buluşturdu. Zarfa bile baktırmadın çünkü ben eminim ki sen lâzım olacak kadar içine koydurdun. Beni de bu yolda vesile kıldın. Allah’ım sen çok yücesin."
Cuma’nın hayrı ve bereketi üzerinize olsun.