Gençliğin verdiği heyecan mıdır bilmem? Eskiden bayramları deniz kenarındaki tatil günlerine dönüştürmeyi çok iyi becerirdim.
Geçtiğimiz ay yaş artık 43 deyince büyüklerimize daha çok sarılır olduk. Sağlık sorunları da başlayınca biraz daha duygusallaştım sanırım.
Her zaman yapmamız gerekenleri artık köşe yazılarımda tavsiye olarak yazmaya başlayınca da anladım artık yaşlanmaya başladığımı…
Bu bayramı Aydın’ın güzelliklerini gezerek yaşayacağım. Öncelik kabir ziyaretleri. Ahirete göçen ailelerimizin mezarlarını ziyaret edeceğiz. Bayramın ilk gününü ailemizle ve kurban işleriyle bitirdikten sonra, ikinci gün kendimi Karacasu Kahvederesi Yaylasına atacağım. Bu Aydın’ın sıcağından korunabileceğiniz bir iki yerden birisidir Karacasu. Sizlere de tavsiye ederim.
Karacasu’da serinledikten sonra rotamız Buharkent. Oradaki Gelenbe Mesire Alanını da çok methediyorlar. Şimdiye kadar gidip görmek nasip olmadı. Bu bayramda bir gideyim. Düşüncelerimi sizinle paylaşırım.
İlk günü köyüm olan Çakırbeyli’de geçireceğim için orayı yazmıyorum bile. Ama yeni parkının yavaş yavaş kendine geldiğinin müjdesini verebilirim.
Aydın’ın ormanları arasında keyifli bir gün geçirmek isteyenler için bir de rota çizeyim.
Bozdoğan’dan başlıyoruz. Pidemizi yiyip, elimize kar helvamızı da alıp yola çıkıyoruz. Yatağan’a kadar orman içinden serin bir yolculuk. Yol ayrımından tekrar Aydın’a dönüyorsunuz. Karpuzlu’dan ova yoluyla önce Koçarlı ve Söke’ye kadar uzanabilirsiniz.
Sözün özü bayramda Aydın’dayız. Tüm dostları akrabaları gezeceğiz. Size de tavsiye ederim.
Ama tek ricam dikkatli araç kullanalım ve çevreye saygılı olalım.
Kurban Bayramının milletimize sağlık, huzur ve mutluluk getirmesini dilerim. İyi Bayramlar…