Başka bir tarım mümkün… (Tunç Soyer / İzmir BŞB Başkanı)

  Geçtiğimiz hafta Nazilli’de bölgemizin geleceğini değiştirecek NazKOOP tarım projesini için, birinci arama konferansı düzenlendi.  Konferansa katılım oldukça iyiydi.

Nazilli Belediye Başkanı Sayın Kürşat Engin Özcan önderliğinde davet edilenler arasında Köy-Koop Başkanı ve Sayın Tunç Soyer’in eşi Neptün Soyer hanımefendi de vardı.

 Soyer çifti ve ekibinin, İnanmışlıklarıyla Seferihisar’da başardıkları tam bir devrim niteliğinde.  Güneş doğarken Seferihisar’ın üzerine, kent mandalina kokar buram buram. Ölümsüz zeytin ağaçlarının dallarından hışıltıları süzülür hafif hafif. Lavantanın eşsiz mor rengi ise, gün ışığına karışır sessizce.  Toprak mutlu uyanır güne. Sabahın ilk saatlerinde ata ekmeğinin kokusu yayılır şehrin sokaklarına.

Seferihisar’ın toprağı mutludur, çünkü çiftçilerin alın terini toprağın her karışında görebilirsiniz.

 Çünkü Seferihisar’da başka bir tarım, başka bir hayat mümkün!  Tunç Soyer’in Seferihisar Belediye Başkanı olur olmaz tek amacı; Turizm, tarih ve kültür kenti Seferihisar’ı bunların yanında, tarımla kalkınan ve dünya markası olan bir yer yapmaktı.  O yıllardaki tarım politikalarının ve vahşi kapitalizmin küçük üreticiyi yavaş yok ettiği, üretmekten vazgeçirdiği hatta üreticinin göç etmeye başladığı o yıllarda, bunun bir kader olmadığına inanarak projeler üretti Seferihisar.  Tarımın keşfedildiği, tohumun ilk kez insan eliyle toprağa döküldüğü bu topraklarda sessiz kalınmamalıydı.  Köylünün tarlasıyla şehirlinin sofrası arasında bir bağ olmalıydı. Verimli topraklar artık üreticiyi de tüketiciyi de doyurmalıydı.  Yerel tohumlara sahip çıkmakla başlayan bu serüven tüm Türkiye’ye model oldu. Seferihisar, dünyanın en büyük yerel yönetim zirvesi olan Habitat3’te dünyadaki tüm yerel yönetimlere örnek gösterildi.  2009 yılında ‘sakin şehir’ ünvanı aldı. Üretici birlikleri kuruldu. Tarım ürünlerini doğal bir sanayi ürününe dönüştürüldü. En büyük geçim kaynağı olan mandalinayla başlandı işe, Saksuma mandalinası önceden sadece 40 kuruşa tüccarlara satılıyordu. Birlik kurulduktan sonra işleme ve paketleme tesisi satın alan belediye, daha sonra bu tesisi birliğe devretti. Mandalinanın yan ürünleri de keşfedildi.  Lokum, pestil, reçel, kolonya ve kurutulmuş mandalina olarak ta satılıyordu artık. Mandalina termal enerji ile kurutulup raf ömrü 12 aya çıkarıldı. Bu yan ürünler ve birlik sayesinde üretici, mandalinayı artık hak ettiği değerde satıyordu.  Bu mandalina başarısı, her yıl düzenli olarak yapılan Mandalina Festivali ile taçlandırılıp daha geniş kitlelere yayılıyor. 2011 yılında tohum takas şenliği ile yerli tohumlara sahip çıkılmanın adımları atıldı. Seferihisar’da başlayan ve ülkenin birçok yerine hızla yayılan bu tohum takas şenlikleri ülke mirasının korunması adına bir milattır. Tohum merkezi kurulup 280 çeşit tohum toprakla buluşturulup ülkenin dört bir yanına fideler ücretsiz gönderilmeye başlandı. Topan karakılçık buğdayı tohumunu sandıklardan bulup çoğalttılar. Bu tam yerli buğdaydan doğal köy ekmeği üretiliyor.  Gelelim lavantaya, Turgut Köyü, lavanta ile mis gibi bir hayat ve mis gibi bir gelecek mümkün sloganıyla inlemiş bir gün. Üç dönümle başlayıp yüzlerce dönüme yayılan bu kültürle köy artık, lavanta, lavanta sabunu, lavanta yağı, lavanta çayı üretiyor. Her yıl düzenlenen lavanta festivali ile lavanta artık Seferihisar’ın bir sembolü haline dönüşmüş. Ölümsüz zeytin ağaçlarından elde edilen zeytinyağları marka haline dönüştükten sonra üreticinin yüzü gülmüş. 1800 Yaşında olduğu tahmin edilen bilge ağaçtan elde edilen ve birkaç kilogram çıkan zeytinyağı müzayede ile çok çok pahalıya satılıyor. (en son 500 gramı 22 bin tl ye satılmıştı.) Buradaki amaç yağı pahalıya satmak değil, zeytinyağının paha biçilmez olduğunu dünyaya göstermek ve Seferihisar zeytinyağını dünyaya tanıtmak.  Toprağa değer verirsen size değerli ürünler verir. Seferihisar’da sadece üreticilerin kendi ürünlerini sattıkları bir köy pazarları oluşturmuşlar. ‘Köy yoksa gelecek de yok’ ilkesine inanmış Seferihisar, Neptün ve Tunç Soyer önderliğinde bambaşka bir dünyanın kapılarını aralamış.  Bildiğiniz gibi son yerel seçimlerde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olan Sayın Tunç Soyer’in Seferihisar’da yaptıklarını tüm İzmir bekliyor.  Aynı şekilde seçim öncesi her yerde ‘Naz-Koop benim en büyük projem’ diyen Nazilli Belediye Başkanı Sayın Kürşat Engin Özcan’dan da Nazilli halkı çok şeyler bekliyor. Gelecek tarımda, gelecek kooperatifçilikte.  Başarmak için en gerekli olan iki şey sevgi ve hedefe inanmaktır.  Bu iki olgu da birbiriyle dost olan bu iki başkanda da var.  Başaracaksınız…   Saygılarımla.