Aydın, sahip olduğu mikroklima nedeniyle dünyanın en kaliteli kuru incirlerini üretmektedir. Türkiye’deki kuru incir üretiminin yüzde 62’sini Aydın, yüzde 25-30’unu İzmir karşılamaktadır. 30 bin ailenin geçim kaynağı olan incir üretimi, ülke ekonomisine de ciddi katkı sağlamaktadır.
İncir ve Aydın’ın şansızlığı incir üretim alanları ile jeotermal kaynakların birebir örtüşmesidir. Birde buna enerji ihtiyacı gerekçe gösterilerek incir dahil tüm tarımsal üretimin gözden çıkarılması, jeotermal enerji üretiminin öncelenmesi, jeotermal uygulamaların kanunsuz ve denetimsiz vahşi şekilde çalışmalarına göz yumulması eklenince, Aydın’da sağlıklı incir üretimi ciddi şekilde zarar görmeye başlamıştır.
Jeotermal uygulamalarından Aydın’da incir üreticisi, tüccarı, ihracatçısı, tüketicisi dahil herkes şikayetçidir. Fakat bugüne kadar bu kesimlerin şikayetlerine hiç bir resmî kuruluş ne kulak verdi nede yardım elini uzattı. Sadece süreci izlemekten, gerçekleri görmezlikten gelmek bir yana örtmekten öteye geçmediler. Aydın Ziraat Mühendisleri Odası, Buharkent Ziraat Odası, Çevre Dernekleri, bazı sendikalar-odalar-sivil toplum kuruluşları, Aydın muhalefet milletvekillerinin bazıları da şikayetçi oldular, olmaya devam ediyorlar.
Aydın’daki bu kesimler dışında Türkiye genelinde bazı kamu ve özel kuruluşlar, üniversiteler de jeotermallerin incire verdiği zararı dile getirmiştir. Bunlara bazı örnekler verecek okursak;
1) ADÜ Bahçe Bitkilerinden Zeynep Esin Yaşartürk tarafından 2014 ve 2015 yılı incir üretim sezonunda yapılan tez çalışma sonuçlarına göre; Birinci-ikinci-üçüncü incir hasat döneminde sağlam meyve oran ortalamaları yüzde 0.3-yüzde 36.5 arasında, hurda meyve oranları yüzde 27.9-yüzde 93.6 arasında gerçekleşmiştir.
2)ADÜ Bahçe Bitkileri ve Erbeyli İncir Araştırma Enstitüsü ortaklığı ile Sunay Dağ tarafından 2015 yılında yapılan çalışma sonuçlarına göre; Jeotermal tesise yakın mesafede (600-650 m) bulunan incir bahçelerinde, yaprak ve kuru incir meyve örneklerinin besin elementleri ve ağır metaller (özellikle Bor, Kobalt, Kadmiyum, Kükürt) açısından genel olarak diğer mesafelere göre daha yüksek içeriklere sahip olduğu ve kaynaktan uzaklaştıkça özellikle meyve örneklerinin ağır metal içeriklerinin azaldığı saptanmıştır.
3)Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü’nün “2017 Yılı Kuru İncir Sektörünün Temel Sorunları ve Çözüm Önerileri Raporu” nda Jeotermal Enerji Atığı Sorunu olduğu raporladı.
3) İzmir Ticaret Borsası tarafından 2016/2017-2017/2018-2018/2019 üretim sezonları Ege Bölgesi incir rekoltesi raporlarına göre; Jeotermal enerji üretimine yönelik kuyu açma ve üretim tesisiyle bağlantı borularının, yaygınlaşmaya ve kırtaban alanlar ağırlıklı olmak üzere dağlık alanlara doğru yayılmaya başladığı görülmüştür. Kuyuların yaygın olduğu bölgelerle birlikte uzak mesafelerde dahi jeotermale özgü koku yoğun olarak hissedilmiştir. Tarımsal faaliyetlerin olumsuz etkilenmesi toz ve çevresel atıkların ürün kalitesini olumsuz etkilediği örneklere rastlanmıştır.”
4) Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği 2017-2018-2019 yılları Çeşme Kuru Meyve Çalıştaylar sonuç raporlarına göre incir ihracatındaki ana sorunlar; Kuru incirde aflatoksin, okratoksin, hidrojen peroksit, klorpirifos, jeotermale bağlı kükürt tespit edilmesi. Aydın’da jeotermallerin inciri ağır metal vb. ile kirletmeleri sonucu sağlıklı ve güvenli gıda özelliğini kaybeden incirin yurt dışına ihraç edilmesi ciddi bir sorun haline gelmiştir. Nitekim yapılan tüm bilimsel çalışmaları, ilgili kuruluşların sıkıntılarının doğruluğunu gösterecek örnekler günlük yaşantıda görülmeye devam etmektedir. İtalya Ziraatçılar Birliğine göre İtalya’ya ithal edilen en tehlikeli gıda ürünleri sıralamasında incir 2015 yılında 5’inci sırada yer alır iken 2016 yılında 2’nci sıraya yükselmiştir.
Aydın Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü verilerine göre 2016 yılında 24 parti, 2017 yılı ilk 8 ayında 13 parti incir geri dönmüştür. Yine müdürlük verilerine göre 2007-2011 döneminde ihracattan dönen kuru incir miktarı yüzde 52 artmıştır. TÜİK verilerine göre de 2014-2016 döneminde değer olarak incir ihracatı yüzde 11 azalmıştır.
Aydın’da incir üretimi ve ticaretinin, ürün kalitesinin, bu sorunu dile getiren kuruluşların söyledikleri ve çabaları ortada olmasına rağmen, bu kuruluşlar dışında hiçbir Aydın Ziraat Odası, Aydın Ticaret Odası, Aydın Ticaret Borsası, iktidar milletvekilleri, bazı muhalefet milletvekilleri, Tarım-Çevre-Sağlık Müdürlükleri ve DSİ jeotermal uygulamalarından şikayetçi olmadılar. Olmadıkları gibi de jeotermalin incire verdiği zararı dile getirenleri sürekli şekilde Aydın ve incire ihanet etmekle suçladılar.
Bu süreçle ilgili bugüne kadar Aydın yerel basınında çıkan bazı haberlere baktığımızda ilgili tarafların faaliyet ve söylemleri şu şekilde cereyanı etmiştir;
1) [Tabip Odası Aydın’da Artan Kanser Oranlarına Dikkat Çekti]-4 Mart 2015. Aydın Tabip Odası Başkanı Dr. Metin Aydın, Aydın’da artan kanser oranları, çevre faktörleri ve jeotermal santrallerin etkisi konusunda bilgiler aktardı. 2010-2013 döneminde Türkiye’de kanser oranları yüzde 18, Aydın’da yüzde 42 artmıştır. Kanser hastalığının kalıtsal faktörler, virüsler, radyasyon, kimyasal maddeler, hava-su-toprak yani çevresel faktörler, beslenme alışkanlıkları, sigara gibi pek çok sebebi vardır. Kanser oluşumunda çevresel faktörlerin etkisi yüzde 85-90’dır. Çevresel faktörler DSÖ’ne bildirilen tüm hastalıkların yüzde 80’den fazlasında sorumlu. Yine dünyadaki tüm ölümlerin yüzde 25’i çevresel nedenlere bağlanmaktadır” dedi.
2) [Jeotermal Tartışmaları’na Erdem’de Katıldı]-28 Ağustos 2015.
Aydın’da bir süredir devam eden jeotermal tartışmalarına AK Parti Aydın Milletvekili Mehmet Erdem’de katıldı. İsim vermeden ‘Kanser oluyoruz’ diye açıklama yapan Aydın Tabip Odası yönetimine cevap veren Mehmet Erdem, “Bu yasa çıkmadan önce Denizli Sarayköy ile Buharkent arasında bulunan eski teknoloji santralin jeotermal sıcak suyu 40 yıldır Büyük Menderes Nehri’ne akıtılmaktaydı. “Kanser oluyoruz” diye ucuz siyaset yapanlar 40 yıldır aklınız neredeydi? Şimdi en azından bir jeotermal kanunu var ve reenjeksiyon mecburiyeti getirildi. JES’ler eğer eski teknoloji sebebiyle havaya buhar salınımı yapıyorlarsa ve bilimsel raporlarla bunun zararı tespit edilirse bunu önlemek için mücadeleyi hep beraber yaparız. Yine jeotermal suyu reenjeksiyon yapmayan işletmeler varsa aynı şekilde mücadeleye hazırız. Cezaların artırılması gerekiyorsa bunu da gerçekleştirmek için takipçisi olmaya hazırız. Aydın ve topraklar hepimizin; bu toprakları korumak hepimizin elbette görevidir. Ama hiç kimse de ucuz siyaset yapmaya yeltenmesin” dedi.
3) [İncirde Hidrojen Peroksit Kullanımı Tehlike Saçıyor]-4 Kasım 2015.
Aydın Tabip Odası Yönetim Kurulu, yaptığı açıklamada; “Aydın’da kuru incir üretiminde yoğun miktarda hidrojen peroksit kullanımı olması hem bu iş kolunda çalışan işçilerde hem de bu ürünleri kullanan halkta ciddi sağlık problemleri oluşturmakta. Aydın’da yaş ve kuru incir üretiminin bir şansızlığı da, incirin yetiştiği bölgelerin yoğun jeotermal santral istilasına maruz kalmasıdır. Jeotermal akışkanları ve buharları ise içerdikleri bor, hidrojen sülfür, kurşun, arsenik, radon, metan, kadmiyum gibi pek çok kimyasal ve kanserojen maddeler nedeni ile incire yetişme süresinde kalite ve miktar bakımından ciddi zarar vermektedir.”
4) [AYTO’dan İncirin Tadını Kaçırmak İsteyenlere Tepki]-26 Kasım 2015.
Aydın Ticaret Odası Başkanı Hakan Ülgen, bazı kesimler tarafından sebebi anlaşılamayan bir tutumla anne sütünden sonra insana en faydalı besinler arasında yer alan Aydın'ın milli ürünü incire karşı bir karalama kampanyası başlatıldığını belirterek "İncirin tadını kaçırmak isteyenlere müsaade etmeyeceğiz" dedi. Hakan Ülken, "İlimizin önemli bir ekonomik değere sahip tarımsal ürünlerinin başında gelen incir ve diğer tarımsal ürünlerimiz hakkında algı yanılsamasına sebep olabilecek açıklamaları yapanların ve yayınlayanların; bilime ve veriye dayanarak, İl ekonomisi ve İlin değerlerini özümseyerek, sadece medyada gündeme gelmek amacına saplanmadan, dikkatli ve hassasiyeti ön planda tutarak hareket etmelerini temenni ediyorum. İnciri ülke insanımız ve dünya insanlığı gönül rahatlığı ile tüketebilirler.”