İnsan düşünen bir hayvandır sözünü sanırım herkes duymuştur. Laf ola beri gele söylenen bir laf mı, yoksa cinsi cinsten ayırmak için kullanılan basit bir tanım mı? İnsan bu lafın gereğini yerin getirince lafın söylenme maksadı bile üzerinde kafa yorulur bir hal alıyor haliyle. Bunun gibi pek çok sözü hayatımızın içinde yeri gelip kullanıyoruz. Zaman değişse de, insanlar değişse de, yaşam biçimleri değişse de, tarihin içinden süzülüp gelmiş bu laflar değişen hayatlara da dokunuyor hiç şüphesiz. İşte değişen ve gelişen her şeye rağmen hayatımızı açıklamakta yetersiz kalmayan, aksine tam yerine rast gelen bu sözler “İnsan düşünen bir hayvandır” sözünü de hem teyit etmiş hemde tamamlamış oluyor.  İnsanlık için yarını bilmek her zaman merak konusu olmuştur. İnsanlık tarihinin en eski işlerinden biri falcılık, kahinliktir herhalde. Çünkü insanın bilinmeyeni bilme açlığı asla dinmeyen asla doyulmayan bir açlık. Ne kadar bilirse bilsin her zaman daha fazlasına taliptir. Kursağında yeni bilgiye yer vardır her daim. Bu sebeple en çok suistimal edilen konulardan biride bu olmuştur. Bizim inancımıza göre gaybı Allah’tan başkası bilemez. Ancak Allah’ın bildirdikleri müstesna. Zira Allah peygamberleri vasıtası ile insanoğlunun bilmediği geçmişini ve geleceğini anlatmıştır onlara. Ama biz insanlar bu açlığımızı hak yoldan aramak yerine Allah’ın haram kıldığı fallara bağlamışız umudumuzu. Dürüst olmak gerekirse elhamdülillah müslümanız derken inancımıza laf edeni doğrayacakmış gibi tavır takınsakta, bu gibi konularda Allah’ın bildirdiği geleceği okuyup öğrenmek yerine, kahinlerin falcıların ağzının içine bakarız. Yani iman ettik değimiz Allah’a pek güvenmeyiz bu konuda. Ama kehanet Nostradamus’tan yada mayalardan falan geliyorsa şüphe dahi etmeyiz doğruluğundan. Hemen bir ucundan inanmak işimize gelir.  Sonra bize Allah’ın peygamberi ile anlattığı gaybı anlatan ilim öğreten hocaları aldıkları para ile yargılar sanki haram yiyorlarmış gibi birde küfür savuruveririz de, bir kahve telvesinde umut dağıtan şarlatanlara üste para vermenin ne kadar büyük ahmaklık olduğunu anlamayız modern kafamızla. Modernizm dinsel bilgiyi reddeder yobazlık diye, ama kahve telvesinde gelecek gördüğünü iddia edenleri bağrına basıverir sorgusuz sualsiz. İşte peygamberden bir hadis nakledildiğinde ağzını yayarak yahu peygamber nerden görmüş diyecek kadar aklımız başımızdadır da, üste para verip kahve telvesinden gelecek öğrendiğimizi sanacak kadar aklımızın tutuk olduğunu anlamayız. İşte bence bu şeytanın varlığının delilidir. Çünkü insan aklı işine gelene hemen inanıp işine gelmeyeni sorgular. Sorguladığında akıllı olduğuna inanır da sorgulamadığındaki ahmaklığının farkına bile varmaz. İşte bu denli aklı örten unsur şeytan değilde nedir? Neye neden inandığımızı, neyle nasıl yaşadığımızı düşünmüyorsak eğer “İnsan yaşayan bir hayvandır” sözü bize nasıl taalluk edecek. Yüce kitabımız bir çok ayette akledin der. Ama biz dini sorgularken kullandığımız aklımızı batıl konusunda nadasa yatırırız. Endişe verici boyutlarda ateizmin ülkemizde yaygınlaşması da belki bu yüzden. Akleden yeni nesil, kuru kuru inanmış bugüne kadar akletmemişlerden inandığı değerleri nasıl öğrenecek nasıl örnek alacak. Müslümanlığına laf ile bile halel getirmeye gönlü razı olmayan Türk toplumu unutmamalı ki, yeni nesil bizim eserimiz olacaktır. Allah’a inanan bir toplumdan dinsiz bir nesil yetişirse suçu onlara atıp kurtulamazsınız. Siz inandıklarınızı çocuklarınıza nasıl anlatacağınızı hiç düşünmemişseniz eğer muhakkak ki düşünen değil düşünmeyen bir hayvan olursunuz.  Sonra hep beraber buyrun cenaze namazına.