Tarihimiz, önemli ve incelikli yapılarla süslenmiş bir hazine sandığı gibi. Bugün bile zorlandığımız birçok konunun cevabını bulabilmek için oradan ilham alabiliriz. Örneğin çalışan eğitiminde… Türk kültüründe çalışma yaşamında eğitim iş dışı, iş başı ve günlük yaşamı kapsar. Bu anlamda iyi bir çalışan aynı zamanda iyi bir insan ve iyi bir yurttaş olabilmelidir. İş dışında bilimsel, sanatsal, düşünsel gelişmeleri takip etmeye yönlendirmek ve çırakları geliştirmek esastır. İş başında ise çırakların kendi rütbelerindekiler ile “yol kardeşliği”, üstlerine ise saygısı esastır. Buradaki esas kazanç bilgi ve hünerin kendisi olduğu için başka bir ödeme yapılmaz, tüm dükkanların kapasitelerine göre çırak çalıştırması ve yetiştirmesi zorunlu tutulurdu. Tüm bunların yanında ahlaki eğitim ise temel değerler ve meziyetlere değinirdi. Vatan sevgisi, ahlak, dürüstlük gibi ilkeler bu eğitimin esaslarındandı. Davranış ve görgü kurallarına dikkat, nimetlere saygı, kişinin adanmışlıkla kendisine en uygun bir tek alanı seçip onda uzmanlaşması, güler yüz, tatlı dil, sabır, iyilik, vefa, ikram gibi kurallarla 124 esas bu başlıkta sıralanmıştır. Çalışma sırasında hile, haksız kazanç, haksız rekabet ve yalan tamamen yasaklanmış olup elini, kapını, sofranı açık; dilini ve belini bağlı tutmak oldukça önemlidir. Bu esaslarla gelişen yüksek kültürümüz yurtdışında da birçok örneğe sebep olmuştur. Alman Başbakanı Bismark "Türkler, Asya'nın centilmenleridir" sözüyle Türk insanını tanımlıyordu... Ayrıca İngiliz Ticaret Odalarının birinde asılı bulunan levhada "Her zaman Türk tüccarları ile alışveriş et" sözünün yer alması Türk kültürünün önemli bir yansımasıdır. Bu anlamda çağın şart ve imkanlarına uyum sağlayan ve kendini geliştiren bir eğitime ihtiyaç olmakla birlikte geleneğimizin temel ve güçlü yanlarını; bizi biz yapan taraflarını unutmamak gerekir. “Muhtaç olduğumuz kudret ve başarma gücü damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur.”