Eserlerin ruhunu asırlar sonrasına taşıyan kitabelerin, bu işlevlerini sürdürmesinde ve daha geniş kitlelerce tanınmasında büyük yararı olacak, uzun bir çalışmanın ürünü 'Karacasu'da Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi Kitabeleri' isimli kitap umarım nice baskılar yapar. Kitabelerin kitabesi olabilecek nitelikteki bu kitap Karacasu'yu da daha iyi tanımamıza katkıda bulunacaktır.  Karacasu kitaplığına yeni bir kitap eklemesinin yanında baskıdan çıkar çıkmaz imzasıyla kitabı ilk edinen olmamızı sağladığı için yazara teşekkürler. Araştırmacı-yazar Hüseyin Kuruüzüm'ün daha nice kitaplarda ilk baskı heyecanını yaşamasını dilerim. *** Kitaplardan: “Bize, aşılamaz olduğu öğretilen, bugüne kadar kimsenin aşamadığı, aştığını sananların mahvolduğu duvarların içinde yaşıyorduk. O ise çıkmak istiyor, asıl felaketin ise burada yaşamak olduğunu söylüyordu. Bir gün kimseye haber vermeden kaçar gibi gitmişti. Duyunca sarsılmıştım. Gidişi değil, buradan gidilebileceğini anlamam çökertmişti beni.” (Cemil Kavukçu-Tasmalı GüvercinDönüş  ve Hastalık-Sayfa 70- Can Yayınları-5. Baskı-2014) *** Nisyana isyanZaman zaman düşünüyorum; insan neden yazar diye. çoğu kez varıp çıktığım nokta şu oluyor: insan, toplumu aydınlatmak, insanlığa hizmet etmek, bir şeyleri değiştirmek, unutulmamak, kalıcı bir eser bırakmak için değil insan o kaçınılmaz sona isyan etmek için yazar. unutmamak için. (Nisan 2015) *** Şehirde şehit varBabanın gözü kapıdaBir şehir uzanmış yatıyorAnnenin gözü kapıda Deseler ki bu son şehittirHerkes yutkunacak birBitmeyen bu acıdaEvlatların gözü hep kapıda. (2016) *** Zaman; ağızda taşınan bir heybe. Bir taş atılıyor her sene sonunda içine. Taşıması da söylemesi de zorlaşıyor.(Aralık 2017)