Söze nereden başlayayım bilmiyorum. İlk kez bir milli maç izleyeceğim. Kilometrelerce uzaktaki bir şehirde ve tek başınasın… Aylar önce maça gitmek için hayaller kurup daha sonra biletlerin satışa çıktıktan hemen 15 dakika içinde tükenmesi ve sonrasında da maça gidememe burukluğunu yaşamışsın. Bayram gelmiş geçiyor. Bir telefon… Arkadaşın maç biletini almış ancak gidemiyor… Seni aramış ve biletini sana devrediyor…  *** Evet bu hikayedeki zat benim… Kısaca özet geçtim. Hayatımda ilk kez bir milli maç izledim. Konya’da rakip son Dünya Şampiyonu yıldızlar ordusu Fransa. İlk maç ve son dünya şampiyonu. Ne kadar da cool… Maç hikayeme geçmeden önce bu maça gitmemde vesile olan en küçükten en büyüğe kadar herkese çok teşekkür ediyorum. Allah’a hamd olsun…  *** Yaklaşık 8 buçuk saat süren bir otobüs yolculuğunun ardından Konya’ya vardım. Önce otogardan Bosna Hersek’e gidip maç biletimi aldım. Ardından kahvaltı sonrasında Zafer ve Mevlana mevkiine yol aldım. Çarşı pazar gezimde Mevlana Celaleddin Rumi’nin kabrini ziyaret ettim. Gezilecek ve gezebileceğim nereler varsa imkanlarım doğrultusunda gezdim. Bu Konya’ya üçüncü kez gelişimdi. Artık az buçuk biliyordum hoşgörü şehrini... Maç saati yaklaştıkça içimdeki heyecan arttı. Daha sonra akşam saatlerinde stadyum bölgesine gittim. Stadın etrafı, her yer kırmızı beyaz. Eskişehir, Ankara, Kayseri, Adana, Kütahya, Trabzon gibi Türkiye’nin hemen hemen her yerinden millet akın etmiş maça.  *** Çok güzel görüntüler vardı… Renk ayrımı yapmaksızın omuz omuza başladı tezahüratlar dışarıda; “Tarihine şanına… Ayına yıldızına… Yürüyoruz yan yana… Senle şampiyonluğa. Atatürk çocukları!..”  *** Konya Büyükşehir Belediyesi Stadyumu hınca hınç dolu. 42 bin seyirci. Müthiş bir atmosfer. Stada girip tribünlere çıkmamla birlikte sanki içimden bir şey koptu birden. ‘Şu manzara bak dedim’ içimden… Oturdum etrafı izledim. Her yer kırmızı beyaz al bayraklarla donatılı. Müthiş atmosfer. Futbolcular sahaya çıktı. Isınmalarda Fransa milli takımı önce sahaya çıkan taraf oldu. Futbolculardan en belirgini Antoine Griezmann’dı. Kaleci Hugo Lloris, Pogba ve Kylian Mbappe. Son dünya şampiyonu sahaya çıkınca biraz irkildim. Kadro müthiş... Ve ardından Plevne müziği eşliğinde bizimkiler sahaya çıkıyor. Tam bir inanmışlar ordusu. Türkiye Milli Takımı! Statta yer yerinden oynuyor. Tezahüratlar şimdiden başladı! Kendimi atmosfere bıraktım gitti… *** 90 dakikalık serüven nihayetinde 2-0’lık galibiyet ile sonuçlandı. Müthiş bir atmosfer, müthiş bir mücadele. Çok güzel ve anlamlı bir galibiyet. Maç sonunda herkes mutlu mesuttu. Konya’daki vatandaşlar evlerine huzurla giderken, benim gibi şehir dışından gelen vatandaşlar da huzurla şehirden ayrıldı. 8 buçuk saatlik geri dönüşün sonunda Aydın’a gelmiştim.  *** İlk milli maçımı izledim. Fransa’ya karşı oynanan karşılaşmadan 2-0’lık skorla galip ayrılmıştık. Mutluydum. Şehrime şöyle bir baktım. Tarifsiz duygular vardı içimde. Şükürler olsun.  *** Son olarak, evimin önüne geldiğimde ne olursa olsun istemsizce nedensiz “Ne varsa insanın kendi memleketinde var... Boşver.” diye de söylenmeden edemedim. Tebessüm ettim.  Kalın sağlıcakla.