İnsan mı paraya bağlı, para mı insana bağlı?  Para, bir türlü manasını çözemediğim. Neden para, yaşadığımı anlayamadığım tesadüfleri ve neden yaşadığımı çok iyi anladığım tesadüflerin kalbinde. İşte o ince zaman ayarını yapan paranın ne olduğunu... Ne kadar çabalarsan çabala kaçamayacağın, değer vermesem de  karşılaşmalarımı... o tesadüflerin yaşattığı aydınlanmaları yazacağım sizlere. O ince zaman ayarının nasıl yapıldığını yani paranın, bilmiyorum. Yapan bilir. dakikalarla, saniyelerle yapılan o incecik ayarları... Dikkatli bakarsanız çok daha fazla göreceğiniz hesapları. Aslında herşey ulaşmanız gereken bir hedefe giden birer ipucu gibi... Yok paranoya değil, sadece içinden çıkmak isteyenin farkına vardığı bir labirent bu hayat sanki. Farkına varmayan, bir labirente olduğunu bile fark etmeyecek sanki. Para dünyasal ihtiyaçların karşılanmasında etkili bir araç oluşu nedeniyle tarih boyunca insanların ilgi odağı olmuştur. İnsanlar para kazanmak ve sahip olmak için çok çalışmış, mücadeleler vermiş, savaşlara girişmişlerdir. Şimdi yapılan savaşların nedeni de paradır. Aslında para ne iyi, ne kötü, ne değerli, ne değersizdir. O Yalnızca bir araçtır. Sizin amaç ve niyetinize göre şekillenir. Onu ne için istediğinize, hangi amaçla harcadığınıza ve neden biriktirdiğinize göre değer kazanır, değer kaybeder, iyi veya kötü olur.Para size arkadaş satın alamaz ama daha kaliteli düşmanlar getirebilir.Para tok gözlünün elinde sevginin ve cömertliğin, açgözlünün elinde sevgisizliğin, kıskançlığın, kinin ve hasisliğin simgesi olur. Paraya bağımlı kişinin çevresiyle olan tüm ilişkilerine para yön verir. Onun en büyük değeri para olduğu için ana, baba, eş, kardeş, çocuk, akraba ilişkilerinde para ve mal söz konusu olunca hatır, gönül, sevgi, saygı, vefa sıfır olur. Para açgözlü insanların ilişkilerini zehirleyen bir yılan gibidir. Ortaklığı, kardeşliği, arkadaşlığı cehennem ateşi ile yakar. Tok gözlü insanların ilişkilerinde ise para sağlık, huzur, mutluluk, coşku, sevinç veren bir dostluk yolculuğuna renk ve lezzet katan bir araçtır. Para yağmuru altında çok şeyler delinir. Paranın insan yaşamındaki önemi ve insan yaşamına etkisi azlığı veya çokluğu ile ilgili değildir. Onu taşıyanın yüreği ile ilgilidir. Küçücük dairesinde 1600 lira emekli aylığıyla, “Bol bol harcıyorum” diye ruhsal bolluk ve aydınlık içinde mutlu yaşayan arkadaşlarım olduğu gibi, milyarlarca lira varlığı ile ruhsal sefalet içinde yaşayan, depresif ilaçlarla ayakta duran, yokluk duygusu içinde varlığının kıymetini bilmeyen, her günü kavga ve mücadele ile geçen, üç kuruş için yalana, dolana sapan, taklalar atan, mutsuz yaşayan, zavallı insanlar da tanırım.Nefsin isteklerini karşılamak için para önemlidir. Ama nefsin istekleri çoktur. İnsanı akıl almaz davranış ve tutumlara yönlendirir. Bilincini, idrakini, anlayışını köreltir. Sabrını, metanetini, gönlündeki aydınlığı bitirir. Sonu gelmeyen aşırı istek ve tutkular insanı açgözlü yapar. Açgözlü insanı bu dünyada doyuracak ve mutlu edecek hiçbir şey yoktur. Neyi isteyip de ulaşsa, sahiplendiği anda daha büyüğünü istemeye başlar. Onun kaderi, açgözlülük, doyumsuzluk, acı ve depresyondur. Açgözlü insanların, hırslarından, doyumsuzluklarından, hasisliklerinden kendilerinin de utandıkları zamanlar olur. Zayıf kişiliklerini saklamak için çocuklarının geleceğini bahane ederler. “Onlar için biriktiriyorum” derler. Açgözlü babaların bıraktıkları servetle, bugüne dek mutlu olan hiçbir insana rastlamadım. Hiç kimse kendi açgözlülüğünü çocuklarının safiyeti arkasına gizlememelidir. Sahip olan değil, bağışlayan zengindir. Para bizi muhtaçlıktan kurtarır. Eğer onun gerçeğini, geçiciliğini anlayarak, tok gözlülükle sahiplenir, gururdan, kibirden uzak, hak, hukuk, adalet içinde kazanır ve harcarsak, insanlık için hayırlı sayılan hizmetlerde kullanırsak para hem kendisi yücelir, hem de bizi yüceltir. Para ile perişan olan zavallılar, açgözlü olanlardır. Açgözlü insana para aktıkça daha açgözlü ve daha doyumsuz olur. Yaşamım boyunca çok zengin, çok da fakir arkadaşım oldu. İbretle izleyip gördüm ki, tok gözlü bir insanı, para cömert, saygın ve itibarlı yapıyor. İnsanı rezil eden ve acınacak durumlara düşüren şey ise açlık ve fakirlik değil, açgözlülüktür. Zayıf yürekli, korkak, açgözlü insanlar, istifledikleri paranın onları güçlü ve güvenli yapacağını zannederler. Oysaki istifledikleri para çoğaldıkça korkuları artar. Güvenlik için paraya ihtiyaç duyan kimse bence en büyük ahmak ve korkaktır. Gerçek güç cömertlikle; vermekte, paylaşmakta, hizmettedir. Para istifçinin yalnızca kasasını, banka hesaplarını değil kalbini de işgal eder. İnsan paranın hizmetkârı, bekçisi ve kölesi olur. Para en zalim, en gaddar patrondur. İnsanın tüm yaşamına hâkim olur. Gece, gündüz koşturur, taştan taşa vurur. Bağımlılığı esrardan, eroinden daha kötüdür. Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır.