15 Nisan 1489 yılında Kayseri’nin Ağırnas köyünde Ermeni ve Rum kökenli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Doğduğunda ona Joseph ismi verilmişti. Ama daha sonra dönemin devşirme sistemiyle birlikte bir Türk ailenin yanına verilmiş tamamen Türk aile yapısında yetişmiştir. Hatta daha sonraları babası olarak “Abdülmennan” ismini vermiş ve kendisini yanına verildiği ailenin bir ferdi olarak tanıtmıştır. Yeniçeri ocağına katılabilmesi için askeri bir eğitim alması gerekiyordu bu nedenle 1512 yılında İstanbul’a geldi. Acemioğlanlar Ocağı’nda askeri eğitim aldı. ** Askeri eğitim aldığı sıralarda Topkapı Sarayı’ndaki Enderun Mektebi’ne yardımcı eğitim almak maksadıyla gönderildi. Bunun  asıl sebebi o dönemlerde yeniçeri askerleri zeka ve yeteneklerine göre sınıflandırılıp o doğrultuda eğitim alıyorlardı. Bugünkü eğitim sistemimizde bir hayli geriydik yani(?) O’da bilgi ve zekası ile diğerlerinden fark yarattığı için Enderun Mektebi’ne gönderilmişti. Buradaki eğitimi bitince Pargalı İbrahim Paşa'nın okulunda başta marangozluk ve matematik eğitimleri almış olsa da daha sonra entelektüel mimari eğitimler almıştır. Onun Joseph ismi de bu okulda Sinan olarak değiştirilmiştir. ** Sinan, eğitimlerini aldıktan sonra altı yıl boyunca, Yeniçeri subayı (eğitimli acemi oğlan) olarak görev yapmıştır. I.Selim’in askeri seferlerine katılmıştır. İki yıl sonra yeni padişah olan Kanuni Sultan Süleyman’ın altında 1521’de Belgrad’ın fethinde bulunmuştur. 1522'de Rodos seferlerine katıldıktan sonra subaylığa terfi etmiştir. Sinan, subay olarak görev yaptığı dönemde de Mohaç Meydan Muharebesi'ne katılmıştır. Buradaki görevinde de üstün başarı sağlamış ve terfi ettirilerek baş teknisyen olarak görevlendirilmiştir. ** Sinan'ın baş teknisyen olduktan sonraki görevleri ise şunlar olmuştur; 1529'da Viyana, 1529-1532 arasında Alman, 1532-1535 arasında da Irak, Bağdat ve Tebriz seferleridir. Sinan son seferi sırasında Van Gölü'nün üstünden geçecek üç geminin yapımını başarıyla tamamlaması üzerine kendisi Haseki unvanına getirilmiştir. Sinan, bu unvanıyla birlikte 1537 Korfu, Pulya, 1538 Moldavya ve Karaboğdan seferlerine katılmıştır. Karaboğdan seferi sırasında ise kendisini baş mimar yapacak olan projeyi gerçekleştirmiştir. Bu proje; Prut Nehri'nin üzerine bir köprü yapma projesidir. Bölgenin bataklık olmasından dolayı bu zorlu görev Sinan'a verilmiştir. Mimar Sinan ise bu hikayeyi şu şekilde ifade etmiştir; "Hemen adı geçen suyun üstüne güzel bir köprünün yapımına başladım. 10 günde yüksek bir köprü yaptım. İslam ordusu ile bütün canlıların şahı , sevinçle geçtiler." Sinan, bu projesinden sonra alanındaki en yüksek rütbe olan "Baş Mimar"lığa yükselmiştir. ** 1538 yılında Osmanlı Devleti’nin baş mimarı seçilen Sinan, I. Süleyman, II. Selim ve III. Murat olmak üzere üç padişah döneminde ve vefatına kadar bu görevini sürdürmüştür. Sinan, bu görevinde İmparatorluğu temsilen mimarlık başyapıtlarının tasarlanıp inşa edilmesinde önemli rol oynamıştır. Sinan’ın bu yapıtları sadece o dönemi etkisi altında bırakmamış günümüze kadar şaheserliğini korumaya devam etmiştir. Onun bırakmış olduğu eserleri dünyanın her yerinden gelen insanları oldukça etkilemiştir. İstanbul şehrinin imajına damgasını vurmuş ve eşi görülmemiş mimari eserler üretmiştir. Sinan, 50 yıl boyunca görev yaptığı bu mevkide 17 Temmuz 1588 yılında hayata veda etmiştir. ** O bu dünyaya Joseph adında bir ermeni olarak gelmiş ama yaptıkları ve bizlere bıraktıkları ile “KOCA SİNAN” olarak göçüp gitmiştir.