Türkiye 23 Haziran’da, Cumhuriyet tarihinin en heyecanlı yerel seçimini yaşadı.

Ülkemiz insanı bir kez daha hiçbir gücün milli iradenin üzerinde olmadığını gösterdi. Kontrolsüz gücün milli irade ile dans edemeyeceğini yaşadı. 31 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini kazanan Ekrem İmamoğlu’nun bu hakkını, KUL HAKKI yiyerek iptal edenler milletten ikinci kez ŞAMAR yemenin şaşkınlığını yaşıyor. Bu yanlışlar karşısında muhalefete yakın basın kuruluşları; sayın İmamoğlu’nun 800 bin farkla kazandığı seçim sonrası, “BU FARK YETERMİ YETMEZSE, ÜÇÜNCÜ SEÇİMİ YAPALIM” manşetlerini kullandılar. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da; milletin, kayıtsız şartsız kendisine biat etmediğini gördü. ** AYAKLARINA SIKIYORLAR! “İstanbul’u kaybeden, Türkiye’yi kaybeder” anlayışına inananlar, KUL HAKKI YİYEREK, hak, hukuku çiğneyip, adalet anlayışı olmayanlar, önce İstanbul seçimini iptal ettirdiler. Yakışıksız seçim sürecinde neler demediler ki? İmamoğlu’na vitrin süsü dediler. Mısır’da darbe yapan, diktatör SİSİ’ye benzettiler, Ordu Valisine hakaretten ceza alır o makama oturamaz dediler. Ne acıdır ki milletin babası olan Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan, milli birlik ve beraberliği sağlayıp mutlu olması gerekirken, ne hikmetse, millet ittifakına AZGIN AZINLIK hakareti yaptı. Hele MHP Lideri sayın Devlet Bahçeli, Ekrem İmamoğlu’nun ismini ağzına almadı. CHP adayı demekle kaldı. Böyle bir lider nasıl milli birliği sağlar. Bahçeli’nin milleti ayrıştırmak için mi genel başkanlık yaptığını anlamak mümkün değil. Sosyal medya sayfalarında başta olmak üzere muhalif basın mensupları tarafından AK PARTİ’nin konu mankeni, koltuk değneği durumuna geldiği iddia edilen Devlet Bahçeli’nin Cumhur İttifakına yararı mı oluyor? Yoksa fevri çıkış ve söylemleriyle ayak bağı mı oluyor bunlar şimdiden, tartışılmaya başladı. Bugüne kadar milleti biat kültürüne alıştıran sayın Cumhurbaşkanı yada televizyon kanallarındaki yorumcuların dediği gibi SİYASİ EKİBİ, İstanbul’un kaybedileceğini sezince oyundan oyuna, geçen bir pehlivan gibi hareket ettiler. Algıdan algıya geçip sayın Erdoğan’a yakışmayan bir süreç yaşattılar. İnanılacak gibi değil. Bebek katili APO’dan medet umdular. Onu kullanıp HDP (kürt oylarının) İmamoğlu’na gitmesini önlemeye çalıştılar. CHP ve İmamoğlu’nu terörist ve Fetullahçı yakıştırması yaptılar. Bu asılsız suçlamalara millet güldü geçti. İsteneni değil, bildiğini yaptı. Sonuç ne oldu 31 Mart seçimlerinde, 14 ilçede kazanan İmamoğlu; 23 Haziran seçimlerini 28 ilçede 800 bin farkla kazandı. ** AK PARTİ, İÇİNDEN KURTLANAN İNCİR GİBİ! AK Parti kan kaybediyor, AK parti ilginç bir süreç yaşıyor. Parti, cemaatlerin yer kavgası yaptığı bir alana döndü. Bildiğini konuşmayacaksın, hep biat edeceksin. Olmaz böyle şey. Cumhurbaşkanına sağlıklı bilgilerin ulaşmadığına inanıyorum. İl ve İlçe teşkilatları partiye güç vermekten uzak, menfaat paylaşma sahası oldu. Sayın Cumhurbaşkanı kime güveneceğini bilemez oldu. Ülke sorunlarından partiye zaman ayıramadığını inanıyorum. Parti içi menfaat gurupları cirit atıyor.  Parti içinde cemaat kadroları mücadele ediyor. Parti teşkilatları, devlet memurlarını asarım, keserim tayin ederim işleriyle uğraşıyor. Bu da partiye zarar veriyor. Oysa Fetullah Gülen olayı sayın Cumhurbaşkanının kulağına küpe olmalı, Fetullahçıların siyasi ayağına inilmeli. Parti içi fetullahçılardan temizlenmeli. Milletin AK Parti’ye duyulan güveni artmalı. MİLLETVEKİLİ SEÇİMLERİNDE TOPLUMDA SAYGIN İSİMLER BULUNMALI. İl ve ilçe başkanları partide bütünlük sağlayacak kişilerden oluşmalı. Parti içinde İsmailağa, menzilciler, milli görüş gibi gurupların mücadelesine son verilmeli. Bir il başkanı 36 yıl önce ölen Necip Fazıl Kısakürek’in ölüm yıldönümünü kutluyor da, Cumhurbaşkanının 100. yılını milletçe kutlayalım dediği Gençlik Spor Bayramı etkinliklerine katılmıyorsa, o il başkanından partiye hayır değil şer gelir.   AK Parti kendi içinden yeni bir doğum yapmadan parti yeniden yapılanmazsa AK Parti’deki bu düşüş hızlanır diye düşünüyorum. Partide herkes elini taşın altına koymalı, parti kurmak için fırsat bekleyenlere bu fırsat verilmemeli. ** KÜRŞAT ENGİN ÖZCAN’I KARŞILAMA! İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’nun çalışmalarına katkı için ekibiyle İstanbul’a çıkarma yapan Nazilli Belediye Başkanı sayın Kürşat Engin Özcan, ekip çalışmalarına katkıda bulunduğu için partilileri ve ittifakları tarafından taktir gördü. Ekip çalışmasının ne olduğunu iyi bilen Av. Kürşat Engin Özcan’ın İstanbul adayına destek olduğu kadar, seçim sonucu açıklanınca Nazilli’deki görevine yetişmek için, yola çıkmasını görev sorumluluğu kabul ediyorum. Pazartesi sabahı arabamı almak için katlı otoparka gittiğimde gazeteci ve partili bir gurubun karşılamaya hazırlandığını gördüm. Başkanı aradım bana “O görevimizi yerine getirdim. Şimdi Nazilli’deki görevime yetişmeliyim. Nasip olursa arkadaşlarımla mesaiye yetişeceğim” dedi. Alışık olmadığımız bir tabloydu. Nazilli’de inşallah iyi şeyler olacak.