Yazasım geldi şimdi.  Biraz kalabalık ve karışık.  Bendeki ben hali, kendi acılarımı görmekten uzak  haykırışlarımın…  sadece bir ses olarak kaldığı bir dönem. Hak ve adaletin yok sayıldığı bir zamanda  Kötülüğe kötülükle karşılık vermek, arzusu… Olaylar tek başlarına ne hissedeceğimi, nasıl davranacağımı belirlemez. Kötülük, kendi kendini besleyen bir olgu.  Yani, kötülük kötülüğü çağırıyor. Kötülüğün çoğu zaman  daha sinsi ve belirsiz olduğu, çoğu zaman büyük bir facia  şiddetli bir yıkım getirdiği doğru. Çünkü iyiliğe yer yok aslında özünüzde. Kötülüğe diklenmek… Güçlü durmanın insanı mahkum ettiği bir yalnızlık. Adaletsizlik kültürel çatışmalar,  ötekileştirme…  Ne büyük buluşmadır bu. Güçlünün güçsüzü ezmek ve aynı zamanda  kendisini korumak için kullandığı bir kılıf,  bir sahte özgürlük alanı. Acıyı, korkuyu göstermedeki yanlış öğrenimlerimiz… Konuyla ilgili düşünce filtremiz vardır  Kullanmaya korkarız…. Acılarımı gömme gibi bir niyet taşımıyorum farkındayım,  her ne kadar dibe yollasam da  o başka bir şekilde çıkış yolu arıyor benden.. Gerçekten dinlenilmenin büyüsünü,  duyulmakta değil,  dinlemekte buluyorum çoğu zaman...  Nadir bulunan.  Hepsi bu.