Dost, zor günlerimizde bizi elimizden tutup kaldırabilecek, her türlü desteği verecek kişidir. Hepimizin hayatımız da gerçek bir dosta ihtiyacımız vardır. Güzel günlerde mutluluğumuzu zor günlerde sıkıntımızı hafifletmemize yardımcı olan kişiler gerçek dostlarımızdır. Düşünsenize çocukluktan başlayarak hayatımızın her dönemin de ne çok arkadaş edinmişizdir. Dostluklar da kurmuşuzdur ama belki yaşımız gereği dost zannedip belki de gerçekten dost olup kıymetini bilememişizdir. Dost dediğin karşılıksız sevgidir öyle ki yanın da olmasa bile varlığını bilmek huzur verir. Bazen öyle anlar olur ki kendimizi karanlık ta kalmış, tüm dünyanın üzerimize geldiği hissine kapılırız. Böyle si durumlar da çok da sağlıklı düşünemeyiz bi başımıza yanlış kararlar alıp uygulaya biliriz ama bir dostumuz varsa onunla konuşmak paylaşmak bizi rahatlatır hatta tavsiyelerine uymak sonuç olarak iyi ki de onu dinlemişim deriz. Peki kaldı mı böylesi dostluklar bu zaman da çok zor demi. Kime nasıl güveneceğimizi bilmiyoruz ki güveniyorsun inanıyorsun bir çok özelini paylaşıyorsun ya sonra bir de bakmışsın ki o paylaştıklarını en acı şekil de yine toplayan sensin. Yanın da kim var sen yani sadece kendin varsın noldu bize biz ne ara bu kadar vefasız bu kadar menfaatçi bir toplum olduk. Hiç kimseye başımızı yaslayamayacak mıyız, hiç kimse ile derdimizi paylaşıp birlikte derman aramayacak mıyız? Bence hayır bunların hiç birini bu zaman da yapamayacağız daha doğrusu yapmamak lazım sonun da ciddi anlam da pişmanlıklar yaşamaktansa derdimizi de, sıkıntımızı da, mutluluğumuzu da kendi içimizde yaşamak en doğrusu. Ne demiş Aşık Veysel, ‘dost dost diye diye nicesine sarıldım benim sadık yârim kara topraktır.’ Hem çok güzel söylemiş hem de çok doğru söylemiş yıllar öncesinden bu günleri görebilmiş.