1)-Allaha yaklaştıran bir ibadettir Ayeti kerimede: “Sevdiğiniz şeylerden (Allah yolunda) harcamadıkça "iyiliğe" eremezsiniz. Her ne harcarsanız, Allah onu hakkıyla bilir.” (Ali-İmran, 92) şeklinde gelmektedir ki Kurban dahi bir nevi infaktır. Dolayısıyla vuslata ermenin yollarından biridir. Sevdik gitmeden sevdik gelmeyeceğine göre, dünyada sevdiğimiz ne ise onu vererek ancak rıza-i Bariyi ve onun sevgisini kazanabiliriz. Esasen insanın dünyaya geliş maksadı bu değil midir? Faniyi verip Baki olanı elde edebilmek… Tersi ise hüsran ve ziyan… Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor: *Âdemoğlu Kurban bayramında kan akıtmaktan daha sevimli bir amel ile Allah’a yaklaşmış olmaz. * Kurban olarak kestiği hayvan kıyamet günü boynuzları, ayakları ve kılları ile gelecektir. O bakımdan gönül hoşnutluğu içinde kurbanlarınızı kesiniz. (Tirmizi, Edahi, 1) 2)- Kurban taabbüdi bir ibadettir Yani akıl bunun emredilme sırrına pek muttali olamaz. O yüzden bazı akl-ı evveller, sırrına vakıf olamadıkları Kurban ibadetini içlerine sindirememekte, kavurma, kan ve hatta cinayet olarak görüp kurbana, karşı duruş sergilemektedirler. Aynen Haccı, turistik bir gezi zannedip Araplara para yedirmek olarak gören zavallılar gibi. Taabbüdi bir ibadet oldukları için Kur’an’da detayları en çok verilen iki ibadetten(diğeri Hac) biri olan Kurban ibadetidir. 3)- Kurban Şeair bir ibadettir Şeair: şiar kelimesinin çoğulu olup şuur ile alakalıdır. Şiar: Bayrak, amblem ve nişan, alamet anlamına gelir. Bunlar, insanın iç dünyasında şuurlu/bilinçli bir şekilde saygı gören şeylerdir. Şeair de İslam dininin sembolleri olup şuurlu bir şekilde her türlü (kavli ve fiili) saygıya layıktırlar. Safa- Merve ve Kurbanlıklar, Cuma gibi. Nitekim ayette şöyle ifade buyrulmaktadır: Ey iman edenler! Allah'ın (koyduğu, dinî) işaretlerine, haram aya, (Allah'a hediye edilmiş) kurbana, (ondaki) gerdanlıklara, Rablerinin lütuf ve rızasını arayarak Beyt-i Haram'a yönelmiş kimselere (tecavüz ve) saygısızlık etmeyin.(Maide,2) 4)-Kurban İmani diriliştir İmansızlığın kurbanı olan gönüller nerden ve nasıl bilecekler Kurban ibadetinin, iman membaından akan bir nurlu çeşme olduğunu? Hele ezeli bir istidat ve müstakim bir tabiata sahip değillerse… Ama her evin bir kapısı, ışık huzmelerini içeriye alması için yeteri kadar penceresi vardır. İşte Kur’an ve İslam güneşi, esasen Beytullah olan gönül sarayının içerisine ışıklarını göndererek iman kandilini yakabildi ise buz dağları erimiş ve sarp yokuşlar aşılmış demektir. 5)- Kurban ibadetinin teşri sebebi şükürdür. Mala, paraya, mevcuda ve geçmişe, bedene, sıhhat ve afiyete, çocuğa mukabil zengin için şükür, fakir için ise teşekkür… Zira sene boyunca kesilen hayvanların, (ekseriyetle) zikir, besmele ve şükürden mahrum olarak insanların sadece bir kısmı tarafından tüketilmesi, bazılarında negatif duygu, hareket ve sözlere sebebiyet verirken Kurbandaki büyük paylaşım, o günün adına uygun gerçek bayramı meydana getirmektedir. İşte bu, topluca yapılan fiili bir şükür ve teşekkür anlamına gelir. 6)- Kurban Allaha Tazim ve kullara şefkattir İslam’da hak ve vazifeleri ele aldığımızda karşımıza iki ana tablo çıkar: Halikın hakları, mahlûkun hakları. Başka bir ifade ile Halika karşı vazifeler mahlûkata karşı vecibeler. Bunların hepsini, İslam’ın iman, amel ve ahlak boyutunu da ihata edecek şekilde tanzim edecek olursak Müslüman’ın iki mükellefiyetinin olduğunu görürüz: a)- Ta’zim liemrillah: Allaha ve ona ait ne varsa hürmet edip onları her şeyin üstünde tutmak ve asla istihkar ve istihza gibi insanı haric-i İslam bırakacak durumlardan şiddetle imtina etmek. İcabı halinde bu uğurda feda-i can, mal ve evlad-ı ıyal bile edebilmek. b)- Eş-Şefkatü ala halkıllah: Bütün, canlı-cansız, mahlûkata karşı şefkat ve merhametli davranmaktır. Onlara hiçbir ahval ve şeraitte zarar vermeyip her halükarda sahip çıkmaktır. Binaen aleyh işte Kurban ibadeti, hem emri ilahiye kalplerdeki saygının bir tezahürü hem de Allah’ın kullarına ve sair mahlûkata karşı şefkat ve merhametin zirve yapmış halidir. “Merhamet etmeyene, merhamet olunmaz; Yeryüzündekilere merhamet edin ki göktekiler de size merhamet etsin.” Nebevi sözü, ne kadar hikmetli ve muktaza-i hale uygun düşmektedir. 7)- Kurban Ziyafet-i Rabbanidir Bayram günü, diğer günlere itibarla farklı bir durum arz ettikleri için oruç tutmak haramdır. Ramazan’da oruç tutmak farz iken Şevval ayının birinci gününde tutmak ise harama yakın mekruhtur. Cenabı Hak, bir ay süreyle oruç tutan mümin kullarına o gün bayramın bir gereği olan yiyip içmeyi adeta zorunlu kılmıştır. Kurban bayramında ise bir yıl boyu Hz. Allah, verdiği hayvani nimetlerden mahrum kalanların da iştiraklerini sağlayacak şekilde kurban ziyafetiyle insanların hem gözlerini ve hem de karınlarını doyurmaları için üç gün boyunca onları ağırlamaktadır. 8)-) Kurban, Allah’ın verdiği muazzam ve sayısız nimetlere ufacık bir mukabeledir Her şeyi yaratan Allah. Her canlının rızkını veren O. Hayvanatı, cemadatı ve ecram-ı semavatı insanın hizmetine amade kılan o. Sonra da verdiği sayısız nimetlerin muayyen bir miktarını (Zekatta 1/40, mahsulde 1/10 veya 1/20 gibi) kendi hatırına zenginlerin fakirlere vermesini isteyen o. Yılda bir defa yine zengin sayılanların, evcil büyük ve küçük baş hayvanlardan, Allah için kurban kesip fukaraya it’am etmesini isteyen yine O. İşte bu kolektif ruh ve nizam-intizamı vaz’ eden kâinatın sahibi Halik Teâla, insanlar için hayır ve iyilikten ma ada bir şey murat etmiş olabilir mi? Kaldı ki insanın verdiği,Allah’ın ikramı karşısında okyanustan bir katre bile değildir. 9)- Kurban imtihandır "Şüphesiz ki bu apaçık bir imtihandı." (Saffat, 106) Evet imtihan, Hz. İbrahim ve Hz. İsmail tarafından ikmale kalmadan itmam edilmiş, böylece Allaha olan sevgilerindeki sıdkı-sadakatleri tescillenmiştir. Cenabı Hak, yüksek makamlara çıkarıp kendine dost edineceği kullarını (Peygamberler dâhil)mutlaka imtihana tabi tutuyor. Bu sırada gösterdikleri performansa (takva, ihsan, rıza ve sabra) göre onlara muamele ediyor. Nitekim bu hususta şu ayetleri görüyoruz. Bir zamanlar Rabbi İbrahim'i bir takım kelimelerle sınamış, onları tam olarak yerine getirince: Ben seni insanlara önder yapacağım, demişti. "Soyumdan da (önderler yap, yâ Rabbi!)" dedi. Allah: Ahdim zalimlere ermez (onlar için söz vermem) buyurdu. (Bakara, 124) Bundan sonra: “Allah İbrahim'i dost edinmiştir.”(Nisa,125) Zaten herkes, her zaman imtihanda değil mi? Dünya bir imtihan yeri olup insanlar da bunun için analarından doğmamışlar mıydı? Cennete girmenin bir bedeli yok mu idi zaten? İşte o ayet:(Ey müminler! ) Yoksa siz, sizden önce gelip geçenlerin başına gelenler size de gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Yoksulluk ve sıkıntı onlara öylesine dokunmuş ve öyle sarsılmışlardı ki, nihayet Peygamber ve beraberindeki müminler: Allah'ın yardımı ne zaman! Dediler. Bilesiniz ki Allah'ın yardımı yakındır.”(Bakara.214) Binaen aleyh Kendisi de apaçık ve büyük bir imtihan olan Kurban ibadeti müminlerin başka imtihanları kazanmasının da en büyük vasıtasıdır. Zira bu dersten iyi not almanın zevkine eren mümin diğer ibadetlerden de ayni notları almanın mücadelesine girecektir.