TFF 2. Lig’den düşmemizin ardından düşene bir tekme de biz mi vuralım diyerek Nazilli basını olarak yaşanan olaylara ve yanlışlara sessiz kalmaya çalıştık. Bunu yaparken belki iyilik yaptığımızı düşündük ama şuan gelinen noktada kötülük yaptığımızı düşünmüyor da değiliz.  Geçtiğimiz sezon ise yine bu sessizliğimizi koruyarak 3. Lig’de Şampiyon olmak çok basitken hayal kırıklığıyla sezonu tamamladık. Bu süreç nasıl yaşandı birazcık ele alalım. Yeni yapılacak kongre öncesi sokakta konuşulanları, Nazilli Belediyespor’u yakından takip edenlerin dile getiremediklerini kaleme dökeyim istedim. 12 Haziran’da göreve gelecek yeni yönetimin ne tür sıkıntılar yaşayacağını ve sorunu kimlerin tetiklediğini yazacağım. Size Pollyanna gibi pembe bir tablo, pembe bir gelecek maalesef çizemeyeceğim. Çünkü içler acısı bir duruma sürüklenmiş durumdayız. Hele ki bu duruma ‘Nazilli Belediyespor benim evladım’ diyenler ile ‘Nazilli Belediyespor için gövdemizi taşın altına koyduk’ diyenlerin yapmış olması daha da üzücü. Tabii ki bu yazımda geçen bazı durumlar, mizan raporları, sokakta konuşulan ve bazı yöneticiler ile kulüp çalışanlarının bildiği olaylar aynı zamanda bir ihbar niteliğinde olduğu için sayın Nazilli Cumhuriyet Savcılığı ile Sivil Toplumla İlişkiler Büro Şefliği’nin gerekli işlemleri yapacağı kanısındayım.  ** Nazilli Belediyespor Kulübünün özellikle 2014 yılına kadar en üst düzeyde olan İTİBARI nedense BÜYÜKŞEHİR YASASININ ardından BELEDİYE BAŞKANI endeksli yürütülmesi nedeniyle aksaklıklarla karşılaşmaya neden oldu. 2017 yılında çıkan TAŞERON DÜZENLEMESİ ile ciddi anlamda maddi sıkıntılar yaşamaya başladı. Daha önceki yazılarımda birçok kez dile getirdiğim ‘PLAYSTATİON’ oynar gibi kulübü yöneten yöneticilerin keyfi uygulamaları bugünkü tablonun ortaya çıkmasına vesile oldu. 12 Haziran Çarşamba günü yapılacak KONGREDE, yeni oluşacak yönetimin 8 Milyon TL’lik borcun altına gireceğini üzülerek belirtmek zorundayım. Tabii ki bu borç, şuan ki ekonomik şartlarda ödenebilecek, yürütmeyi sağlayacak bir durumu ortaya çıkarmıyor. Maalesef ki bu sorunlar çözülemezse KULÜBÜN KEPENGİNİ KAPATMAYA gidecek kötü bir sürece işaret ediyor.  ** Ancak bu durumların ne kadar ucuz bir şekilde sürdüğünü de anlatmak istedim. Gelelim asıl önemli ve kulübün belki de kapatılmasını gündeme gerektirecek soruna. 8 Milyon TL borç. Bu borcun 3 Milyon 100 Bin TL’si Kulüp Başkanı Özgen Türker’e, 300 Bin TL’si yine Cami Temizlikleri için kullanılan Özgen Türker’e ait taşeron firma olan MB Hizmet İşletmecilik’e, 1 Milyon 600 Bin TL’si de Vergi ve SGK borcu, 83 Bin TL’si Esnafa, 1 milyon 750 Bin TL’si Futbolculara, 340 Bin TL’si Teknik Direktör Ahmet Yavuz’a. Bir de her Nazilli Belediyespor haberi ile Haluk Alıcık ve Özgen Türker haberlerinin altına yorum olarak gelen Kadın-Erkek Basketbol takımına olan 191 Bin TL gibi afaki bir borç. Bir de sayın eski Belediye Başkanımız Haluk Alıcık’ın asker emeklisi kardeşinin kulübe borç olarak verdiği 1 Milyon 276 Bin TL gibi meblağ var ki akıllara birçok soru işaretini getiriyor. Sayın Hakan Alıcık’ın bu parayı neden kulübe borç olarak verdiği? Bu borcu acaba Mal Beyanında bulunurken bildirdi mi? gibi şaibe doğuran sorulara cevap aramıyor değiliz! Ayrıca bu BORÇ PARANIN, 1 MİLYON 160 BİN TL’Sİ TAHSİL EDİLMİŞ. Kulübün bu kadar borcu varken, eğer kulübün menfaati düşünüldüyse play-off öncesi futbolcuların kafası rahatlatılabilirken neden BU BORCUN GERİ ÖDEMESİ YAPILDI? Bazı işadamı ve esnafların BAĞIŞ olarak verdiği paraların MAKBUZU gelmediği gerekçesiyle savcılığa 4 yönetici hakkında şikayette bulunduğu konuşuluyor. Bu iddialar endişe verici bir durumda. Tabii ki bu konuları yönetici ağabeylerimizin mantıklı bir şekilde kamuoyu vicdanını rahatlatacak bir şekilde açıklayacağına inanmak istiyorum. Ayrıca kulüpte daha önce başkanlık ve yöneticilik yapan Ziya Aksüt, Nuri Arslan, Engin Topçu, A.Vahit Aysan, Hilmi Volaka ve Turgut Yerlikaya’nın alacağı olan yaklaşık 600 Bin TL’nin de BAĞIŞLANACAĞINA İNANIYORUM. Sadece onların değil Hakan ALICIK, mevcut başkan Özgen TÜRKER ve başkan adayı Nurettin Özkat’ın da alacaklarını bağışlayacağına inanıyor yada inanmak istiyorum. ** Manşet Gazetesi’nden Mustafa Çelik kardeşimin geçen hafta yazdığı yazıda dile getirdiği kişisel zevkleri uğruna benim de daha önce kaleme aldığım ‘Sen oyna Özgen, sen oyna’ yazımda da dile getirdiğim gibi bu kulübü bu borç bataklığına sürüklendiği sürecin mimarları maalesef ki kulüp başkanı ÖZGEN TÜRKER ve eski belediye başkanı sayın HALUK ALICIK’tır. Kişisel hırs mı diyeyim, çıkar ilişkisi mi diyeyim veya aşırı sevgi uğruna mı diyeyim, bu takımı kendilerine bağımlı hale getirdiklerini düşünüyorum. İstedikleri şekilde futbolcularla anlaşmalar yapıp, menajeri olmayan futbolculara AYDIN’dan ŞU MENAJERLE gel diyerek afaki fiyatlara anlaşma yapılmasına neden olundu mu olunmadı mı? Menajerini getirirsen anlaşamayız deyip, kulüp koridorunda tanıştığı menajer aracılığıyla anlaşma yapılan futbolcular oldu mu olmadı mı? 110-120 Bin TL’lik futbolculara 200-230 bin TL verilmedi mi/verilmedi mi? 1-2 maç oynayan futbolculara 150-200 Bin TL verildi mi/verilmedi mi? Ben söz verdim diyerek 10 Bin TL avansı geri almadığınız futbolcu oldu mu? Kulübe gelir getirmesi amacıyla Panayır düzenleyip, keyfi bir nedenle de iptal edip, organizasyon firmasına mahkeme kanalıyla tazminat ödemek zorunda kaldınız mı? Ayrıca işadamlarının bağışları neden yöneticiler üzerinden girildi? Bazı BAĞIŞLAR ise neden BORÇ olarak bankadan girildi? Yazıyı aşırı uzatmamak için bu kadar soru size yeter mi bilmiyorum ama kayıt altında olan belgeler ve bilgileri, hatta şahit olan kulüp çalışanlarını, yöneticileri anlatmaya gerek yok! ** Futbolcular ve teknik heyet sezon başından bu yana para alamamaktan dert yanıyor. Soruyorum size 26 Nisan’da Ahmet Yavuz ile yaptığınız, 2. Lig’de dahi almadığı ücretli sözleşmenin amacı nedir? 2. Lig’de 120 bin TL transfer ücretine anlaşma yapan sayın Yavuz’un küme düşürdüğü takımla 3. Lig için 250 Bin TL ile anlaşmasının nedeni nedir? Bu anlaşmanın altında art niyet arayan bir tek ben mi varım? Bu anlaşma ile kulüpten 2 yılda yaklaşık 2 milyon TL alma hakkı bulunan sayın Yavuz’un ve bu anlaşmayı yapan kulüp başkanının sorumluluğu hiç yok mudur? Gerçi ben Ahmet Yavuz'un hak-hukuk bilgisi olan, inançlı bir teknik adam olduğunu biliyorum ve bu konuda üzerine düşeni yapacağına inanıyorum. Öte yandan Nazilli Belediyespor’un her şeyinden haberi olan, eski dönemlerde Kulüp Başkanlarına ‘BENDEN HABERSİZ NEDEN ÖDEME YAPTINIZ’ diyecek kadar ilgili olan, hatta her basın açıklamasında “Nazilli Belediyespor benim evladım” diyen sayın Haluk Alıcık niye sessiz kaldı? Tabii burada takımın altına bilerek dinamit mi koyuldu? Kulübü bizden başka kimse yönetmesin veya yönetemesin anlayışı gibi komplo teorileri de aklıma gelmiyor değil. Tabii hal böyle olunca bu iddia edilen afaki rakamlarla yapılan anlaşmalar, harcamalar nedeniyle birçok borç, futbolcu ödemesi yapılamadı yada bilerek yapılmadı. Transfer yasağı bulunan ve bu gidişle de kalkması zor görünen bir tabloyla karşı karşıya kalınmışken, bu takıma aday olan herkes benim için BABAYİĞİTTİR. Artık Nazilli’de birilerinin buna dur demesi gerekiyor. İlçedeki işadamlarının, bu şehirden para kazanan esnafların, Nazilli Belediyespor sevdalılarının bu gidişe el atması gerekiyor. Tabii ki bugün bu şartlarda meydana çıkan, meydana çıkmayı düşünen, yönetime giren, taşın altına elini koymak isteyen herkes BABAYİĞİTTİR. Şimdiden bir Nazillili olarak, bir Nazilli Belediyespor taraftarı olarak herkese teşekkür ediyorum. ** Bu kulübün şuan ki 8 milyon TL’lik borcundan uzun yıllar yaptığı yöneticilik ve başkanlık nedeniyle sorumlu olarak gördüğüm sayın ÖZGEN TÜRKER’in bırakın alacağım var demesini bu kulübe 2 MİLYON TL BAĞIŞ YAPARAK, 12 HAZİRAN’DA görevi bırakması gerektiğini düşünüyorum. Kulüp benim evladım diyen sayın HALUK ALICIK’ın da bu durumun çözülmesine aracılık etmesi gerektiğini düşünüyorum. Her ne kadar benlik bir durum yok dese de her basın açıklamasında verdiği demeçler gazete sayfalarında, youtube sayfalarında halen duruyor. Eğer bu sorunlar çözülmezse, sayın Haluk Alıcık ve Özgen Türker’in bugünkü kötü gidişata gelinmesi nedeniyle şehrine İHANET ettiği sözlerini duymak maalesef mümkün olacaktır. Haluk Alıcık başkanın bırakın STATTA ŞEREF PROTOKOLÜNE alınmasını, bırakın ONURSAL BAŞKANLIK unvanının sürdürülmesini, stadın önünden geçemeyeceğini üzülerek öngörüyorum. Sorunların kısa süre içerisinde sona ererek, bu öngörümün gerçekleşmemesini temenni ediyorum.  ** Ayrıca Nazilli Belediyespor’un 12 Haziran’da yapılacak kongresinde TÜZÜK TADİLATI ve MALİ KONGRE için karar alması gerektiğini düşünüyorum. Mevcut yönetim kendi pisliğini (borç yükünü) temizlemiyorsa mali kongrede İBRA EDİLMEMELİDİR. TÜZÜK TADİLATI ile de Nazilli Belediyespor ismini, şehrin tüm unsurlarıyla daha rahat sahip çıkması için NAZİLLİSPOR olarak isim değişikliğine gitmesi gerektiğine inanıyorum. Bu adımların ardından da Nazillililer artık, kulübe dahil olup hesap sormalıdır. Eğer şehrin takımına sahip çıkılmayacaksa, Nazillililer futbol takımını istemiyorsa da KAPIYA KİLİT VURULMALIDIR!