MİDE KÜÇÜLTMEK, EKONOMİYE KATKI MI? Milletçe enflasyona karşı bir mücadele başlattık. Herkes yapacağı tasarrufla bu mücadeleye katkıda bulunmaya çalışıyor. Devletimiz 100’e yakın üründe en az, yüzde 10 indirim yaptırmayı başardı. Bunu yapılan ilan ve reklamlarda görüyoruz. Yetkililerden yapılan açıklamaya göre, son bir yılda mide küçültenlerin sayısı tam 4 kat artmış. Sayısı 16 bin iken, 64 bine çıkmış. İster istemez düşündüm; “Vatandaş ekonomiye ve enflasyona katkı yapmak için mi mide küçültüyor acaba” dedim. Sonrada “Zaten vatandaş karnını zor doyuruyor. Bunu yapsa yapsa, yemeğe doymayan obeziteler yapar. Onlarda ekonomiye katkı için değil, sağlıkları için yaparlar. Fakirin böyle bir tasarrufu olamaz, diye düşündüm. Bilmem haksız mıyım?” ** İKİ ADIM GERİYE! Günümüzde işsiz gençlerin çalışmak için ilgi gösterdiği yerlerin başında hastaneler geliyor. Neden olabilir? Çünkü 8 saat mesaiyi uygulayan işyerlerin, başında geliyor. Buda gençlerin tercihi oluyor. Nazilli’de olduğu gibi ülkemizin her köşesinde sağlık kuruluşlarında şirketler tarafından çalıştırılan işçilerin alımı, işçi bulma kurumundan çok, bulunduğu yerdeki iktidar partisinin onayından geçiyor. Bunu herkes biliyor. Nazilli Devlet Hastanesinde 300’ü aşkın sözleşmeli personel gibi, devlet hastanesi olan şehirlerde üç aşağı, üç yukarı bu sayıda işçi çalışıyor. Yazın Söke’de birkaç kez Söke Devlet Hastanesine gitmiştim. Orada da dayısını bilmediğim yoğun sayıda şirket çalışanı var. Ortopedi polikliniği önünde beklerken, bir hasta ile şirket çalışanının işçinin tartışmasına şahit oldum. ** SİYASETÇİNİN İŞİ, BU DEĞİL! Hasta, hastane çalışanına “Ben parti ilçe yönetimindeyim. Önümüzde 20 kişi var söyle doktora, beni hemen içeri alsın, muayene etsin” dedi. Çalışan sekreter işçi, nezaket çerçevesinde “Bunu yapamam. Gidin lütfen başhekime durumu ona anlatın, o ne emir verirse onu yaparım. Ben kimsenin, hakkını yiyemem isteğinizi kusura bakmayın yapamam” dedi. Tartışma büyüdü siyasi kimliği olan kişinin saldırı halini alan durumuna polis müdahale etti. Salondaki hastalar yaşanan tatsız tartışmaya alkışlarla karşıladı. Sonunda neler oldu bilmiyorum. Yaşanan olayı siyasetçiler için ibret verici buldum. Sayın partili arkadaş, işçi alımında, tasarrufun olabilir. Teminat verdiğin kişi olabilir. Ondan sonra yapacağın iş millete hizmet etmektir. Ondan sonra yapacağın iş, elini kurumlardan çekmektir. Kurumların çalışmalarına maydanoz olmamaktır. Unutmayın ki siz milleti temsil ediyorsunuz. Kurumun çalışmasına müdahale etmeniz partinize ihanettir. Millete ihanettir. Senin partinin, senden isteği bu değildir. Senin milletin huzurunu bozmağa ne hakkın var? Bu tür olaylar milleti ayrışmaya götürür. tüm siyasi partilerin, devlet kurumlarına ve disiplinine müdahale etme hakkı yoktur. Bu tür olaylar siyasilerimiz, KISSADAN HİSSE ALMASI BAKIMINDAN çok önemlidir. ** ETİYOPYALILAR KADAR, OLAMIYORUZ! Geçenlerde ulusal basında yer alan bir habere dikkat ettiniz mi bilmiyorum? Çevre temizliği mevhumu olmayan Etiyopya ve Malezya da halkın attığı atıklar, deniz sahiline vurmuş.  Bu ülkelerdeki insanlar ve turistler bırakın denize girmeyi, çevrede çirkin görüntü ve kokudan deniz kenarında, oturamaz duruma gelmiş. Tehlikeyi gören Etiyopyalılar imece ruhu içinde, ülke çapında her sabah çevre temizliği yapmaya başlamış. Gel de üzülme, Dünyanın en ilkel, Afrika’nın geri kalmış ülkesinde çevre temizlik anlayışı devrim yaşıyor. Çağdaşız diye öğündüğümüz ülkemiz Türkiye’de bizler çevre adına neler yapıyoruz. Üniversiteli evlatlarımızın ilgi gösterdiği Nazilli 23 parkına yolunuz düşerse her sabah gençlerin oturup vakit geçirdiği 23 Nisan parkının durumunu görmenizi isterim herhalde Ülkemizde üniversite tahsili yapan, üniversite gençlerinin çevre anlayışı bu olmaması gerekir. Ne Mutlu Türküm Diyene demek yetmiyor, Türk gibi temiz olmak gerekir.