Kışın bile cenneti yaşayan Aydınlılar bu sıcakları normal karşılıyor aslında. Gölgede hissedilen yaklaşık 50 derecelik sıcaklık bu şehirde yaşayanları çok fazla etkilemiyor. Zira biliriz ki zeytin, incir ve daha birçok sebze ve meyvenin olgunlaşması için bu güneşe ihtiyaç var. Hatta şart. Ve tarhana ve salçamız için bile bu güneş ışığı olmadan gereken lezzeti yakalayamayız. Yağmur ne kadar şartsa güneş ışığı da yaşamsal bir ihtiyaç. Aydın her ne kadar çok etkileniyorsa da bu sıcaklardan hiçbir şikayetimiz de yok. Anılarımda Aydın’ın 30-40 yıl öncesi canlandı birden. Artık her evde ya da işyerinde bir klima var. O zamanlar bırakın klimayı evlerde vantilatör bile yoktu. Şu an vazgeçilmez gibi gördüğümüz çoğu cihaz hayatımızda yoktu yani. Örneğin ben Kurtuluş Mahallesi’nde doğup büyüdüm. Sokağımızda 2-3 evde buzdolabı vardı. Rahmetli annem buzdolabında kalıp kalıp buz yapar ihtiyacı olan komşularımıza dağıtırdı. Onlar da büyük bir tencereye su doldurup içine bu buz kalıplarını atarak soğuk su ihtiyaçlarını karşılardı. Gece oldu mu bazı komşular döşeğini kaldırıma atar dayanılmaz Aydın sıcaklarıyla başa çıkmaya çalışırdı. Değişen beton yapılaşmanın çoğalması, güneşin etkilerinin artmasına rağmen Aydın eskiden de çok sıcak bir şehirdi.  * * * Aydın’ın tadını Çıkarma Vakti Eeee herkes yaz tatiline çıkınca sokaklarda büyük bir rahatlık başladı. Aydın en işlek arterlerinde trafik yok denecek kadar azaldı. Geçen gece yeni dörtyol kavşağında kırımızı ışıkta bekliyordum. Denizli yönünden 3 araç geçti. Çarşıda işi olanların doğal park yeridir eski Kipa şimdiki Migros’un önündeki otopark. Kış aylarında boş park yeri bulabilmek için 3 tur atarsınız hani. Şimdi koca otoparkta 50 araç ya var ya da yok. Kurumlar ve bankalarda da bu günlerde ne kuyruk ne de sıra var. Ben tadını çıkarıyorum.