Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennem azabından kurtuluş olan Ramazan-ı Şerifin ortasına geldik.  Ramazan bize bir rahmettir. Evlerimize huzur, bereket getiren mübarek bir aydır. 11 aylık yoldan gelen bu misafirimizi iyi ağırlamak gerekir. Peki, biz bu aydan istifade etmeliyiz derken, bu aydan hakkıyla istifade edemeyen kimselerin kaybettiği çok şey vardır.  Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bizleri uyarıyor, haber veriyor, sakınmamızı, dikkat etmemizi istiyor. Şimdi gelin Alemlere Rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz’e kulak verelim.  Peygamber Efendimiz (a.s.m) bir keresinde minbere çıkarken, her adımda "âmin" dedi: Bir adım çıktı, "âmin..."; bir adım daha çıktı, "âmin..."; bir adım daha çıktı, "âmin..." Hutbesi bittikten sonra: "Yâ Rasûlallah! Minbere çıktığınız zaman 'âmin' dediniz, her adımınızda bunu neden söylediniz?" diyerek sebebini sordular. Buyurdu ki: "Cebrail (a.s.) üç dua etti, ben de onlara amin dedim. - Birisi: Cebrail (a.s.): 'Annesine, babasına veya sadece onlardan birine ulaşmış bir evlat, (onlara güzel hizmet edip, onların hayır duasını alıp) cenneti kazanamadıysa, ona yazıklar olsun/burnu yerde sürtünsün!' dedi, ben de amin dedim.” (Demek ki insanın bir evlat olarak, anne babasının rızasını kazanması, onların elini öpmesi, gönlünü alması, hizmet eylemesi, böylece cenneti kazanması gerekiyor. Ve bu yoldan cenneti kazanmak çok da kolaydır. Buna rağmen bunu başaramayana, anne babasının rızasını almadığı için cennete giremeyene yazıklar olsun ve olacaktır.) - İkincisi: "Cebrail (as): 'Sen peygamber olarak bir insanın yanında anıldığın zaman, sana salat-ü selâm getirmezse; ona yazıklar olsun!.. Onun burnu yere sürünsün!' dedi. Ben de ona amin dedim." “Muhakkak ki Allah ve melekleri Peygambere hep salat (rahmet ve sena) ederler. Ey iman edenler! Siz de ona salat edin ve tam bir içtenlikle selâm verin.” (Ahzab, 33/56) mealindeki ayet de salavat-ı şerifenin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Allah’ın bu açık teşvik ve davetine rağmen, yanında ismi anıldığı halde Peygamber Efendimize (asm) salavat getirerek kısa yoldan büyük sevaplar kazanmayı düşünmeyen kimse, herhalde “yazıklar olsun”u çoktan hakketmiştir.) - “Üçüncüsü: "Cebrail (as): 'Ramazana eriştiği halde bir insan, buna Ramazanın feyzinden, bereketinden istifade edememiş, Ramazan gelmiş geçmiş de hâlâ Allah'ın mağfiret ettiği bir kul olamamışsa, Allah'ın affını, mağfiretini kazanamamışsa; yazıklar olsun o kula!.. Burnu yerde sürtsün!' diye  dua etti. Ben de ona amin dedim.” (Müslim, Birr, 9.) Peygamber Efendimizin bu üç uyarısı kulağımıza küpe olsun.  Bizleri evvelinde rahmete, ortasında mağfirete ve sonunda da cehennem azabından kurtuluş beratımızı alabilmemizi nasib etsin. Ramazan-ı Şerifiniz ve Cumanız mübarek olsun.