Seçimin ardından yeni seçilen belediye başkanlarından en fazla borç laflarını işittik. Belediye binalarına boy boy borç bilançosunu gösteren pankartlar asıldı. Biranda seçim öncesi verilen sözlerin yerine başkanların ağzından borç sözcükleri dökülmeye başladı. Sürekli borçtan bahsetmenin tek bir anlamı var, oda ‘seçim dönemine kadar benden hiçbir şey beklemeyin ey halkım’ demek. Verilen sözleri unutun gitsin. Her seçim öncesi adaylar ve etrafında toplanan partilileri kapı kapı dolaşır, seçmene ikna etmeye çalışır. Vaatlerini açıklar vatandaşın hayatını kolaylaştıracağından bahseder. Yani seçmenin nabzına dokunup gönlüyle beraber oyunu almanın telaşıdır bu. Bakın hepsi de aslında hizmet aşkıyla tutuşmuşlardır kendilerince. Ama nedense o hizmet aşkı sandıktan çıkıncaya kadardır. Tabi burada istisnaları sohbet dışında tutmak istiyorum. Sandığa oturur oturmaz, borç dedikodusu başlar seçmen bölgesinde. Birçok ilçe belediye başkanı ciddi borçla devraldı görevi bunda kimsenin itirazı yok. Fakat borçları bahane edip kabuğuna çekilmek de ne oluyor. Birçok belediye başkanı seçim döneminde sarf ettiği eforun yarısını seçildikten sonra harcamıyor. Seçilmeden belediyenin borcunu kaba taslak ne kadar olduğunu bilmeden mi yola çıktın da bol keseden vaatleri sıraladın. Borçları bahane edipte vatandaşın bir kepçe talebini geri çevirmek de neyin nesi. Para yok, mazot yok vatandaşın sorununa çare de yok. Bizden bir yıl bir şey beklemeyin diyenleri de duyuyorum.  Vatandaş bu yapılanı unutamaz ve bir daha sandıkta karşısına çıktığında şamarı da yapıştırır. DEVLETİ HİÇ Mİ DÜŞÜNMÜYORSUNUZ ? Seçim öncesi iş sözü verilip de seçimden sonra haddinden fazla İŞKUR üzerinden alınan işçiler ne yapıyor acaba. Söz verdiğin kadar değil, ihtiyacın kadar işçi al kardeşim. Bir yandan borç var diye ağlarken, diğer taraftan devletin parasının hovardaca harcanmasına göz yummak aklı başında hiç kimseye yakışmıyor. Belediyede görevlendirecek yer kalmayınca göze batmasın diye 3 katlı bir okula 15 -16 tane hademe vermek nedir ya. Sağlık ocaklarına hizmetli doldurmak devleti hiç düşünmemektir. Kendi işinizde her gün 5 kişi fazla çalıştırın da o zaman göreyim ben sizi.