Kibir; kendini beğenme, başkalarından üstün tutma, büyüklenme, benlik, gurur anlamlarına geliyor Türk Dil Kurumu'nda. "Kibirden vazgeçersek sevimli oluruz."demiş Cemil Meriç sahiden de öyle değil mi kibir çirkinleştirmiyor mu insanı? Bence evet hem de fazlasıyla.  Rabbimiz ise şöyle buyuruyor:"Yeryüzünde böbürlenerek yürüme; çünkü sen ne yeri yarabilirsin, ne dağlara boyca ulaşabilirsin."  İsra Sûresi 37/ "Küçümseyerek surat asıp insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Çünkü Allah, hiçbir kibirleneni, övüneni sevmez." Lokman Sûresi 18/ Allah insanoğlunu yarattığı varlıkların birçoğundan üstün tutmuştur (Andolsun biz insanoğluna şan, şeref ve nimetler verdik; onları karada ve denizde taşıdık, kendilerine güzel güzel rızıklar verdik ve onları yarattıklarımızın çoğundan üstün kıldık.  Isra Sûresi 70//) ama bir an da en aşağılık varlıkta olabilir bu kişinin elindedir.Kişi değerini kendisi belirler.Dünyada sahip olunan makamların hepsi geçicidir kalıcı olansa Allah katındaki makamdır.  "Ey insanlar, gerçekten, Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz, Allah Katında sizin en üstün olanınız, (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır." Hucurat Suresi, 13. Ayet ise bu durumu çok güzel ifade ediyor. Üstünlük ancak takvadadır ve kimin takvaca üstün olduğunu  da yalnız Allah bilir.  İnsanoğlu birçok şeyle övünür, güzelliği ile malı, ırkı, soyu, yediği ile içtiği ile, aldığı, verdiği, bildiği, yaptığı, ettiği, makamı, mevkisi...ve sahip olduğu daha pek çok şeyle övünür durur övündükçe de sahip olduklarının bir kıymeti kalmaz, kişi kendisinin büyüdüğünü sanır lâkin gittikçe yerin dibine batar. Bir gün üzerinde kırmızı renkli, alımlı kumaştan yapılmış güzel bir elbise bulunan bir genç Hasan Basri'nin yanından geçiyordu.Hasan Basri ona dedi ki: "Ey gençliği ile böbürlenen! Görünüşünün güzelliğine tutkun olup ondan hoşlanan Âdemoğlu! Şimdi kabrin seni içine aldığı ve amellerinle başbaşa kaldığını düşün.Yazık sana,kalbini tedavi et çünkü yüce Allah kullarının sadece kalplerinin temiz olmasına bakar."  Allah,sizin ne dış görünüşünüze ne de mallarınıza bakar. O,sizin kalplerinize ve işlerinize bakar. Peygamber Efendimizin bu hadisi anlatılan olayı çok güzel özetliyor.  Kibir,kalbi karartır,gönül gözünü kör eder. Kendinden başka bir şey göremez olur insan ve bir zaman sonra kendini bile tanıyamaz hale gelir.Kibir tüm güzellikleri yok eder,insanın değerlerine zarar verir,tahrip eder.  Hayatta her şey olabilir her şeyin sahibi de olabilirsin aslolan hayat denen oyunda insan olabilmektir.Alçak gönüllü olmayı bilmeli hayatlarımızın her anında alçak gönüllü kalmayı hayat felsefesi edinmeliyiz.Tuttuğumuz rotalardan biri de tevazu olmalı her zaman.Ne oldum değil ne olacağım demeli insan. Dünya fâni,hayat gelip geçici,gül benzinde solacak elbet bir gün.Makam,mevki,şan,şöhret asalet hepsi bitecek bir gün.Günü geldiğinde toprağa gireceksin tüm gidenler gibi heyben olan yüreğinde güzel şeyler biriktirmiş olarak gitmek istemez misin hakiki hayata.Övünüpte ne dünyanı ne de ahiretini yakma,kalbini karartma. Övündüğün ne varsa hepsi Allah'ın sana armağanı alçak gönüllü ol ve sahip olduklarınla övünmek yerine onları sana armağan ettiği için Rabbine şükret.Şükür kalbi güzelleştirir,kibiri yok eder. Kibirden ve kibirlenmekten kudreti sonsuz yüce Allah'a sığınırım."   Selam ve Dua ile