Kur'ân-ı Kerim’in önemli bir bölümü geçmiş toplumların ve peygamberlerin kıssalarından, hayatlarından kesitler sunmaktadır. Şüphesiz bu kıssalar insanların okuyup geçmeleri için değil, ibret almaları içindir. Bunlar çok önemli ibret, hikmet ve öğütlerle doludur. O itibarla âyetleri dikkatle okumalı ve bunlardan ders almalıyız. Helâk edilen kavimler ve bazılarının helak ediliş sebepleri şunlardır: NUH (A S )'IN KAVMİ Hz Âdem’den sonra insan nesli çoğalmış, yeryüzünde birçok yeri imar etmişler ancak zamanla hak dinden uzaklaşarak putlara tapmaya başlamışlardır. Yüce Allah insanlara Nuh (a s )'ı peygamber olarak göndermiş; insanlar onun öğütlerini dinlememişler, hatta onu alaya almışlardır. Nuh (a s ), kavminin iman etmesinden ümidini kesince onların helak olmalarını istemiştir. Allah da ona bir gemi yapmasını emretmiş ve bu gemiye müminlerle her cins hayvandan birer çift almasını söylemiştir. Bundan sonra büyük bir tufanla sular her tarafı kaplamıştır. İman etmeyenler boğularak helak olmuşlardır. [A. C. Paşa, Kısas-ı Enbiya, l/8] Nuh kavminin helak edilmesinin nedeni Allah’a ve Peygamberine isyan etmeleri, zulme, küfre ve günaha dalıp aldırış etmemeleri olmuştur. Nitekim Kur'ân’ı azimuş-şanda şöyle anlatılmaktadır: *“Andolsun, biz Nûh’u kendi kavmine peygamber olarak gönderdik. O da dokuz yüz elli yıl onların arasında kaldı. Neticede onlar zulümlerini sürdürürlerken tûfan kendilerini yakalayıverdi" (Ankebut, 14) *“Hataları (küfür ve isyanları) yüzünden suda boğuldular ve cehenneme sokuldular da kendileri için Allah’tan başka yardımcılar bulamadılar” (Nuh, 25) AD KAVMİ Ad kavmi, Allah’ın verdiği nimetlere nankörlük etmeleri ve peygamberi yalanlamaları, inkar ve isyanları sebebiyle helâk edilmişlerdir. Yemen bölgesinde yaşamakta olan Ad kavmine Hz. Allah peygamber olarak Hud (a s )'ı göndermiştir. Onlar birçok nimetlere nail olmuş, görkemli binalar inşa etmişlerdi. Şirk ve küfürde israr eden kavme Hud (a s ), mucizeler göstermiş ve onları Allah’ın birliğine inanmaya çağırmıştır. Ona kulak vermemeleri ve şirkte devam etmeleri sebebiyle şiddetli bir rüzgar ile helak olmuşlardır.[A.C.Paşa,age, 1/8] *“Âd kavmi ise yeryüzünde haksız olarak büyüklük taslamış, “Bizden daha güçlü kim var?” demişlerdi. Onlar, kendilerini yaratan Allah’ın onlardan daha güçlü olduğunu görmediler mi? Ayetlerimizi inkâr ediyorlardı. Biz de onlara dünya hayatında zillet azabını tattırmak için kara günlerde üzerlerine dondurucu bir rüzgâr gönderdik. Ahiret azâbı elbette daha rezil edicidir. Onlara yardım da edilmez." (Fussilet, 15-16) *"Kavmi, onu yalanladı Bunun üzerine kendilerini o malum sarsıntı yakaladı da yurtlarında diz üstü çöke kaldılar. Ad ve Semûd kavimlerini de helak ettik. Bu, onların (harap olmuş) yurtlarından size besbelli olmuştur. Şeytan onlara işlerini süslemiş ve onları doğru yoldan alıkoymuştur. Hâlbuki onlar gözü açık kimselerdi" (Ankebut, 37-38) SEMUD KAVMİ Ad kavminin helakinden sonra Hıcr bölgesinde Semud kavmi yaşamıştır. Onlar pek çok nimete nail olmuş, dağları ve taşları oyarak muhkem evler inşa etmişler, yazlık ve kışlık konaklar yapmışlardır. Bolluk ve refah içerisinde yaşamışlar, uzun bir hayat sürmüşlerdir. Zamanla Hak yoldan sapmışlar, şirke düşmüşlerdi. Yüce Allah onlara Salih (a s )'ı peygamber olarak gönderdi. Salih (a s ), onları Allah’a imana, ibadete ve itaate çağırdı, Mucizeler gösterdi, öğütler verdi. Ancak kavmi onu dinlemediği gibi yalanladı. Kendilerine mucize olarak verilen ve sakın dokunmayın denilen dişi deveyi öldürdüler. Bunun üzerine Salih (a s ), ve iman edenler dışında Semud kavmi şiddetli bir gök gürültüsüyle helak edildiler.[A.C.Paşa, I,10, Elmalı, lX/2796] * “Andolsun biz, “Allah’a kulluk edin” diye (uyarması için) Semûd kavmine, kardeşleri Salih’i peygamber olarak göndermiştik Bir de ne görsün, onlar birbiriyle çekişen iki grup olmuşlar ” (Neml, 45) * “Semûd kavmi, azgınlığı sebebiyle yalanladı. Hani onların en bedbaht olanı (fesat çıkarmak için) ileri atılmıştı. Allah’ın Resülü de onlara şöyle demişti: “Allah’ın devesini ve onun su içme hakkını koruyun Fakat onlar, onu yalanladılar ve deveyi boğazladılar. Bunun üzerine Rableri, suçlarından dolayı onları” helak etti ve kendilerini yerle bir etti ” (Şems, 13-14) LUT KAVMİ Lut (a s ), Filistin muhitinde bulunan Sodom-Gomore kavmine peygamber gönderilmiştir. Bu kavim, hak yoldan sapmış, kadınları bırakıp erkeklere yönelmişler, homoseksüellik yapmaya başlamışlardı. Lut (a s ) kavmini doğru yola davet etti. Kendilerine yapılan daveti kabul etmemeleri üzerine helak edildiler [A.C. Paşa, I,1; M.Vehbi Efendi, Hulasatu’l-Beyan, lX/168] *"Lût’u da (Peygamber olarak) gönderdik. Hani o kavmine şöyle demişti: 'Göz göre göre o çirkin işi mi yapıyorsunuz? Siz kadınları bırakıp şehvetle erkeklere mi varıyorsunuz? Doğrusu siz ne yaptığını bilmez bir toplumsunuz” (Neml, 54, 55) *“Biz Lût’a da bir hikmet ve ilim verdik ve onu çirkin işler yapan memleketten kurtardık. Gerçekten onlar kötü bir toplum ve fasık (Allah’ın emrinden çıkan kimseler) idiler.”(Enbiya, 74) FİRAVUN VE ETBAI Kur'ân-ı Kerim’de helak edildiği bildirilen bir başka kavim de Firavun ve ona tabi olanlardır. Eski Mısır krallarına verilen genel bir isim olan Firavunlar İsrail oğullarını ağır ve meşakkatli işlerde çalıştırmışlardır. Bir yanda firavunların diğer yanda Mısır’ın yerlisi putperest Kıptilerin kendilerine yükledikleri ağır işlerden bıkan İsrail oğulları eski ata yurtları Kenan diyarına gitmek istiyorlar ama Firavundan kurtulup bir türlü buna imkan bulamıyorlardı. Firavun’a bir kahin, İsrail oğullarından doğan bir çocuğun saltanatını yıkacağını söyleyince, Firavun, İsrail oğullarından doğan bütün erkek çocuklarını öldürtmeye başlamış, böyle bir hengamede Musa (a s ) dünyaya gelmişti. [A. C. Paşa, I, 22-30] Kur'ân’a göre Musa (a s), bir mucize olarak Firavun’un sarayında annesinin kucağında büyümüş, Firavunu ve Kıptileri tevhit inancına çağırmış, ancak imana gelmeyen Firavun ilahlık taslamış, neticede askerleriyle birlikte denizde helak edilmiştir. İşte bunları anlatan ayeti kerimeler: * “İman eden bir kavm için Mûsâ ile Firavun’un haberlerinden bir kısmını sana gerçek olarak anlatacağız:” Şüphe yok ki, Firavun ülkesinde büyüklük taslamış ve halkını sınıflara ayırmıştı. Onlardan bir kesimini eziyor, oğullarını boğazlıyor, kadınlarını ise sağ bırakıyordu Şüphesiz o bozgunculardandı.” (Kasas, 3-4) * “Bunun üzerine Mûsâ’ya, 'asan ile denize vur' diye vahyettik. Deniz derhal yarıldı. Her parçası koca bir dağ gibiydi. Ötekileri de oraya yaklaştırdık. Mûsâ’yı ve beraberindekilerin hepsini kurtardık. Sonra ötekileri suda boğduk” (Şuara, 63,66) Firavun ve ona uyanlar isyanları ve diğer günahları sebebiyle denizde boğularak helak edilirken; İman ettim, Allah’tan başka ilah yoktur, ben de Müslüman’ım, diyerek iman etmek istemiş ancak bu, yeis anında artık yaşama imkanı kalmayıp azabı gördükten sonra olduğu için kabul olmamıştır. Nitekim ayette: “İsrail oğullarını denizden geçirdik. Firavun da, askerleriyle birlikte zulmetmek ve saldırmak üzere, derhal onları takibe koyuldu. Nihayet boğulmak üzere iken, “İsrail Oğulları’nın iman ettiğinden başka hiçbir ilah olmadığına inandım. Ben de Müslümanlardanım” dedi. Şimdi mi? Oysa daha önce isyan etmiş ve bozgunculardan olmuştun." Diye beyan edilmiştir. (Yunus,90-91) Örneklerini vermeye çalıştığımız bu kavimlerin dışında nice kavimler helak olmuştur. Bunların helak edilmelerinde ana sebep: “Allah'ı, peygamberlerini ve âyetleri inkâr, Allah'a ortaklar koşma, isyan ve zulüm helak edilen kavimlerin ortak özellikleridir. (Araf,5; Yunus, 13; Hüd,101,102,116; İbrahim,13; Kehf, 59; Enbiya, 11,14,97; Hac, 45,48; Mü’minun, 41; Rum, 9) Bu ayetlerden birisini örnek olarak verelim:"Halkı zulmetmekteyken helak ettiğimiz, böylece duvarları, çökmüş çatılarının üzerine yıkılmış nice memleketler, nice kullanılmaz kuyular, nice muhteşem saraylar vardır. ( Hac, 45) SONUÇ: Her kavim için dünyada belirli bir yaşama süresi vardır. Bu süre geldiği anda geri bırakılmaz ve ertelenmez. Ne var ki Dünya üzerinde yaşamış olan kavimlerin helak edilmeleri, işledikleri şirk, küfür, isyan ve zulüm gibi günahları sebebiyledir. Allah kullarına asla zulmetmez. Geçmiş kavimlerin kıssalarında insanlar için ibretler ve öğütler vardır.[Bakara, 155; Âl-i İmrân, 140-141; Enbiyâ, 35; Furkân, 20; Ankebût, 2-3; Muhammed, 31] Kaynak: Dr. Murat Kaya, Ebedi Yol Haritası İslam.