Nazilli’de herkes seçim derdine düşmüş olmalıydı ki, futbol bu şehir de ikinci plana itilmiş gibi duruyordu. Şampiyonluğa giden bir Nazilli Belediyespor varken koca kent adeta uyuyordu. Perşembe gününün etkisi ile çarşı pazar dolaşırken Nazilli sokaklarında Nazilli Belediyespor bayrak ve flamalarının asılmadığını gördüm.  Beni tanıyıp bilen hemşerilerimin bana ilk sordukları şey Nazilli Belediyespor şampiyon olur mu? Oluyor du. Tamam, Nazilli halkının da profesyonel liglerde mücadele eden ve şampiyonluk yolunda Pazar günü gurubumuzun istikrarlı takımlarından yine bir Trabzon takımı olan Yomraspor karşısında galibiyetten başka düşüncesi olmayan futbol takımı için şehirde, kentin önemli yerlerin de şimdiden bayrak ve flamalarla renklendirilmesi gerekmiyor muydu?Bu konuda hiçbir esnafın, hiçbir firmanın ya da Nazilli Belediyespor kulübünün hiç mi bir girişimi olamazdı? Takım yöneticiler ne iş yapar. Bu konuda sınıfta kaldık. Takımda şampiyonluğa olan inanmışlık siyasetin gölgesinde kalmış anlaşılan. Teknik ekibin, futbolcuların ve bir avuç seyircinin inancı kadar bir ruh şehrime saramamış. Bu anlamda üzüldüm. Üzüldüm ancak ben yine de Naziili Belediyespor’dan Pazar günü için bir zafer bekliyorum. Bu inanmışlıklarını o gün liderlik ile taçlandıracaklarına gönülden inanıyorum. Hadi bakalım. Onun için de futbolcu kardeşlerime diyorum ki: Sahada kazanmadan önce zihninizde kazanın. Kazanmak için bir amacınız olmalı ve o amaca ulaşmak için çaba sarf etmelisiniz çünkü zaferler ruh ile kazanılır. Son söz; Will Smith ; ‘’En çok çalışan kazanır.’’ Les Brown da; ‘’Eğer vazgeçmezseniz kazanacaksınız’’ der. Haydi, Nazilli; hala vaktimiz var. Kentin dört bir yanını ve stadımızı, gönül verdiğimiz takımımızın bayrak ve flamaları ile donatalım. Şampiyonluğa 4 maç kala stattaki yerimizi alalım. Pazar günü maçta görüşmek üzere esen kalın.