Büyük Menderes nehri şu anda Türkiye’nin en kirli 3’cü nehri olup su kirlilik seviyesi 4’cü sınıftır. Menderes nehir suları ile sulanan Menderes havza topraklarındaki kirlilik ise Menderes nehrinden beş kat daha fazladır. Menderes nehrini kentsel atıksular- katı atıklar, endüstriyel atıksular-katı atıklar, zirai ilaçlar-gübreler, jeotermal akışkanlar, maden atıkları, hayvansal atıklar kirletmektedir. Büyük Menderes nehrinin geçtiği Afyon-Uşak-Denizli-Aydın illerinde yer alan tüm yerleşim yerlerinin yüzde 11’in Atıksu Arıtma Tesisi (AAT) mevcut olup havzada oluşan kentsel atıksuların yüzde 63’ü arıtılmakta, belediyeler tarafından yılda 140 bin tondan fazla kentsel atıksu Menderes nehrine bırakılmaktadır. Denizli ve Uşak’taki tekstil, Uşak ve Aydın’daki deri, Aydın’daki zeytinyağı sanayi kuruluşlarının oluşturduğu endüstriyel kirlilik havzada yer alan toplam 6 adet AAT ile giderilmeye çalışılmaktadır. Bu dört ile ait endüstriyel kuruluşlar Menderes havzasında yılda 40 milyon tondan fazla endüstriyel kirlilik yükü oluşturmaktadır. Bu endüstriyel kirlilik miktarının yüzde 88’ni Denizli (yüzde 65) ve Uşak( yüzde 23) illeri meydana getirmektedir. Daha önce Aydın Tabip Odası yönetiminde bulunduğumuz dönemde yaptığımız araştırmalarda Aydın’da yaşayan nüfusa göre en fazla ölümlerin Menderes nehrine en yakın yerleşim yerlerinde olduğunu tespit ettik. Bu yerleşim yerleri 2013 yılında Doğal Hayatı Koruma Vakfının Menderes nehri ve kollarında yaptıkları kirlilik araştırmasında en fazla organik kirliliğin saptandığı bölgelerdeki yerleşim yerleri ile aynısı idi. Bu yerleşim yerleri Aydın’da Yenipazar, Kuyucak, Bozdoğan, Çine, Karpuzlu, Koçarlı ilçeleri idi. TÜİK verilerine göre 2016 yılında Aydın’da ölüme en fazla sebep olan hastalıklar Dolaşım sistemi hastalıkları (yüzde 48.7), Kanserler (yüzde 17.3) ve Solunum sistemi hastalıklarıdır (yüzde 11.7). Bu dönemde Aydın’da kaba ölüm hızı Türkiye ortalamasından yüzde 27.3 daha fazla meydana gelmiştir. 2016 yılı Sağlık Bakanlığı verilerine baktığımızda Aydın’da meydana gelen bebek ve beş yaş altı çocuk ölümleri Türkiye ortalamasından daha fazladır. Anne ölümleri ise içinde Aydın ve Uşak’ın da olduğu Ege Bölgesinde yüzbinde 24 ile Türkiye’de en fazla anne ölümlerinin olduğu bölgedir. Büyük Menderes nehrinin en son aktığı Aydın Ovasındaki su-toprak kirliliği ve sağlık verileri bu şekildedir. Büyük Menderes nehri ilk doğduğu Afyon Suçıkan mevkiinde temiz iken Uşak ve Denizli illerinde hızlı bir şekilde kirlenmeye başlamaktadır. 2013 yılında Doğal Yaşamı Koruma Vakfının Menderes nehri ve kollarında yaptığı su kirlilik araştırmasında Dokuzsele çayının Uşak, Bölme, Omurca ve Ulubey bölümleri ile Banaz çayının Avgan yerleşim yerlerinde yaptığı kirlilik tespitlerinde bu bölgelerdeki sularda şiddetli organik kirlilik saptanmıştır. Aynı şiddetli organik kirlilik Denizli Çürüksu çayında da saptanmıştır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 2017 yılı çevre sorunları ve önceliklerini değerlendirme raporunda Uşak’ta yer alan su kaynakların su kirlilik seviyelerine baktığımızda Dokuzsele çayı 4’cü ,Banaz çayı 3’cü, Gediz nehri 3’cü,Hamam çayı 3’cü sınıf su kirliliği barındırmaktadır. Büyük Menderes Havzasının bir parçası olan Uşak ilindeki çevre kirlilikleri ve bunların insan sağlığına olan etkilerini 16 kasım 2017 tarihinde Ulubey’e yapmış olduğumuz ziyaret ve Avgan’da Ulubey Çevre ve Dayanışma Derneğinin (ÇEDAY) düzenlemiş olduğu panel nedeni ile öğrenme şansımız oldu. Ulubey 13 bin nüfuslu şirin bir kasaba. Nüfusun yüzde 85’i tarımla ve hayvancılıkla uğraşıyor. Dünyanın 2’ci en Büyük Kanyonu (75 km) Ulubey’de bulunmaktadır. Bu özelliğinden dolayı kanyon hem kırsal turizm, hem dağcılık sporu hem de içinde ekmeye elverişli binlerce dönüm sulanabilir bahçeleri ile önemli ekonomik katkı değerine sahiptir. Kanyonun bu özelliği kullanılamadığı gibi kanyon içinde seyreden Dokuzsele çayının bugün barındırdığı kirlilik ve bu kirliliğin çevresine yarattığı etki nedeni ile kanyonda dehşet verici çevre sorunları yaşanmaktadır. Bunun sebebi kanyon içinde akan Dokuzsele çayına Uşak OSB ve Uşak Belediye Kanalizasyonundan ve OSB dışında kalan münferit işletmeler ve sanayi tesislerinden salınan, içerisinde ağır metal ve kimyasalları barındıran suların arıtılmadan kontrolsüz şekilde dereye karışmasıdır. Bu çevre felaketi bölgede yaklaşık 30 yıldır süre gelmektedir. Bugün bu kirlilik sadece Ulubey’in sorunu olmaktan çıkmıştır. Dokuzsele çayının Büyük Menderes’le birleşerek Aydın Ovasına ve Ege Denizi’ne ulaşması nedeni bu sorun aynı zamanda Aydın ovası ve Ege Denizi’nin de önemli kirlilik sebebi haline gelmiştir. Ulubey Avrupa’nın en zengin altın maden rezervlerini de sınırları içinde bulunduruyor. Uşak Eşme ve Ulubey ilçeleri arasında bulunan Kışladağ’da Eldoradogold-Tüprag adlı altın şirketi altın çıkarıyor. Kışladağ Bergama’dan 10 katı büyük bir alan. Burada 2006 yılından beri 450 metre derinlikte ve 1000 metre çapındaki bir alanda 70 bin ton siyanür kullanılarak altın çıkarılmaktadır. DEVAMI YARIN