Üç birbirine bağlantılı yazıyla anlatmaya çalıştığımız 14.yy ‘a damga vuran Türk büyüklerinden ve Türk denizciliğini Emir Çaka Bey’den sonra tekrar ayağa kaldıran Gazi Umur Paşa’yı ve yaptığı hizmetleri üç-dört yazıya sığdırmak mümkün değildir. Gazi Umur Paşa’nın Türk devleti ve toplumu üzerindeki etkileri yüzyıllarca devam etmiş ve günümüzde bile hala canlıdır. Gazi Umur Paşa hakkında bugün kişiliği, kendisinden sonra gelenleri nasıl etkilediği ve Türk tarihindeki mümtaz yerini dilimiz döndüğünce anlatmaya çalışacağız. Osmanlı dönemine ait tahrir kayıtlarında Umur Bey’in arazi tahriri yaptırdığı, mülk sahiplerine nişanlar verdiği, kendisinin Birgi, Keles, Tire ve Alaşehir’de cami, mescid ve medrese gibi hayır eserlerinin bulunduğu hakkında bilgiler vardır. Onun adına kaleme alınan, Enverî’nin yeniden düzenleyip Mahmud Paşa’ya sunduğu Düstürnâme’de büyük bir gazi olarak ahlâklı ve son derece dindar biri gibi tanıtılmasına özel bir önem verildiği dikkati çekmektedir. Umur Bey’in adına bazı eserlerin yazıldığı bilinmektedir. Kul Mesud Kelile ve Dimne’yi onun isteği üzerine Farsçadan çevirmiştir. İbnü’l-Baytâr’ın el-Müfredât adlı eserinin de onun için tercüme edildiği belirtilir. Türk tarihinde, XV. yüzyıldan sonra Akdeniz hâkimiyeti sebebiyle, büyük Türk denizcileri yetişmiştir. Bunların ortaya çıkışlarında en doğru izah, bir önceki büyük merhale, yâni Umur Paşa sebebiyledir. 15. yüzyılın Türk denizcilerini yorumlarken, nasıl iki yüz yıl geriye gidebiliyorsak, Gazi Umur Paşa’yı yorumlarken de yine iki yüz öncesine Çakan Beğ dönemine kadar geri gitmeliyiz. Çünkü her ikisi de İzmir etrafında oluşmuş, İzmir’i merkez edinerek Türk deniz gücünü ortaya koymuşlardır. Gazi U m u r P a ş a , babasından miras kalan bir siyaseti, yâni İlhanlı gücüne karşı gelmemeyi en iyi biçimde devam ettirmiştir. İlhanlıların 1335’lerden sonra gittikçe etkisizleştiği bilinmekle birlikte, onlarla bağlarını koparmamıştır. Bir başka deyişle doğudaki büyük güçlerle ilişkisini her zaman dikkatle yürütmüştür. Bu sebepledir ki, 1350 yılında İlhanlı bütçesinde Umur Beğ adına kaydedilmiş bir miktar para bulunuyordu. 1335 - 36 kışında, Bizans İmparatoru, yanında Kantekuzenos olduğu halde Foça’ya gelmişti. İşte bu sırada, Batı Anadolu Türkmen Beyleri ile yakın ilişki kuruldu. Umur Bey, Batı Anadolu’daki durumu, Bizans yetkilileri ile doğrudan görüşerek karara bağladı. Buna göre, Sakız’da Gazi Umur Paşa’nın, Alaşehir’de ise Bizans’ın durumu güçlendi. Ve bundan sonra, Bizans ile Umur Beğ arasında, herhangi bir düşmanca hareket söz konusu olmadı. S o n u ç olarak, Gazi Umur Paşa, dağınık güçlerin hâkim olduğu Adalar Denizi çevresinde ve Anadolu’da, Aydın-oğullarını daha da güçlü kılmak için, bütün siyasi girişimleri de yapmaktadır. O hem Asya’da, İlhanlı ülkesinde olup bitenleri dikkatle takip etmekte, hem de Bizans topraklarındaki beyliklerin durumunu ve Bizans’ı izlemektedir. Bizans, kilise ayrılığı sebebiyle Katolik Papa ve Haçlılara karşı çok sıcak bakmadığından Umur Paşa bu durumu değerlendirebilmektedir. Böylece o hem Batı Anadolu’da, hem de Adalar Denizi’nde başarılı bir dış siyaset izlemeye muvaffak olmuştur. (1) Gazi Umur Paşa öteki Türk beyleri için bir rehber görevi görmüştür. Nitekim öteki Türkmen beylikleri, özellikle Osmanoğullan, bu sebepledir ki, Gazi Umur Paşa’nın siyasetini takip ediyorlardı. Osmanlılar, Gazi Umur Paşa’nm ruhunu her zaman rahmet ve minnetle anmışlardır. Âdeta onun yarım bıraktıklarını tamamladıklarım da böylece göstermişlerdir. Gazi Umur Paşa, denizlerde sefer eden ilk namlı reislerden birisidir. bir “ gazi” olarak “ kâfir” illerine seferler edip, oralara zarar vermeyi, güçsüz kılmayı, dolayısıyla sonraki seferler de kolaylıkla fethedilmesini sağlamayı istemiştir. Bu yönü ile bir akıncıdır ve zaten seferleri de “ akın” diye tanımlanabilir. Gazi Umur Paşa ömrünü gaza meydanlarında geçiren, İlay-ı Kelimetullah’ı o zamanın deyimiyle “ diyar-ı Rum” da “ yayılmasını gaye edinen, Türk Denizciliğini tekrar canlandırıp başta Ege Denizi olmak üzere tüm sularda yüzdüren, yenilmez bir armada kuran ve kendisinden sonra gelen Türk beylerine de her yönüyle önder olan bir TÜRK büyüğüdür. “ At sırtında ve gaza meydanlarında ömrüm geçti, üç gün üst üste döşeğimde yatmadım “ diyen bir mübarek alp-erendir. Allah mekanını cennet etsin ve ruhu şad olsun. (devam edecek ) -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- 1.Prof. Dr. Tuncer Baykara, Gazi Umur Paşa, Kültür Bakanlığı Yayınları Türk Büyükleri Dizisi 131, 1990 Ankara