Seçim geride kaldı, şimdi geçim derdi başladı. Seçimlere girmeyeceğim yazımda ama geçimden bahsedeceğim. Bu tüketimin önünde durulmaz, önümüzdeki süreçte yaşantısından feragat etmeyen sorun yaşayacaktır. Tükettiğimizden çok, üretmediğimiz sürece sorununda önüne geçemeyeceğiz. Halk arasında seçim döneminden beri bir kriz söylentisidir gidiyor. Aydın’da son bir yılda yaşanan intihar vakalarına bakın, ciddi oranda artış var. Kriz beklenmiyor ama ekonomik krizin tam ortasındayız. Hayatını bir hesaba döküp harcamasını gelirine göre ayarlayanlar bu krizden çok fazla etkilenmiyor. Fakat cebinde olmayan paraları harcayanlar dar boğazda. Ailesel olarak düşündüğümüzde her evde gider kalemleri saymakla bitmiyor. Ama üretime gelince o sabit. Sabit üretime karşılık hesabına tutamayacak kadar gideriniz varsa kafanızı iki elinizin arasına alma zamanı gelmişte geçmiş bile. Bu ekonomik hesapsızlığın ortasında eğitim kurumları ekonomiye bir darbe daha vuruyor. Nasıl mı ? mezuniyet törenleriyle. Anasınıfından üniversitesine kadar her okul ve her sınıf şaşalı mezuniyet törenlerinin peşinde. Mezuniyet için öncelikle yeni bir elbise almak şart. Okul yönetimi tarafından tutulan afilli bir yerin kirası da ailelere yükleniyor. Müzikti yemekti derken, normal bir liselinin mezuniyeti Bin TL’ye mal oluyor. Zaten tek maaşla ev geçindirmenin telaşında olan babaya alın size ekstra bir harcama. Bugünkü kriz ortamında hesapsızca harcanan beş kuruş yarın Bin TL olarak karşınıza çıkar. Bu mezuniyet gecelerinin yüz kızartıcı yönlerine gelecek olursak, geçen yıl özel bir okuldan mezun olacak yakınım için geceye gittim. Gittiğime gideceğime pişman oldum. Daha gece başlamadan yan masamdaki kızlı erkekli grup yasak olmasına rağmen alkol tüketimine başladı. İçlerinden bir kız biraz fazlaya kaçırınca salınıp kendinden geçti. Öğretmenlerinin müdahale bile etmediği kız çocuğu kısa bir süre sonra kusup yerlerde sürüklenmeye başladı. Arkadaşlarının yardımıyla ayağa kalkan kız çocuğunu dik tutabilmek ne mümkün. En sonunda ise mekanın arka kapısından ambulans ile hastanelik oldu. Gençleri üretmeyi, ülkeyi kalkındırmayı öğretmesi gereken kurum bilerek yada bilmeyerek gençleri tüketime yönlendiriyor. Milli eğitim alacağı bir karar ile bu yanlıştan dönmelidir.   Ekonomik krizin göbeğinde öncelikle milli eğitimin bu mezuniyet gecelerine el atması lazım. Çocuklarımıza iyi bir gelecek hazırlamak istiyorsak öncelikle üretmeyi öğretmeliyiz. Ekonomik krizin önüne geçilmesi için tüketmekten çok üretmeliyiz. Çocuklarımıza üretimi öğretmenin en kolay yollarından biri ise tatil dönemlerinde bir ustanın yanında hayatı öğretmektir. Bugün uykusunu kıyamadığınız, yada kendisi için en önemli gördüğü mezuniyet gecesi için ‘hayır’ diyemediğiniz evlatlarınız sizin de ülkenin de ekonomisinin bozulmasının en büyük pay sahibi olacaktır.  Ülkenize katkıda bulunmak istiyorsanız, tükettiğinizden fazlasını üretin. Ekonominin iyi yönde ivme yakalamasının tek çaresi üretim ve ihracattır.