Özgürlük, rüzgârı teninde hissetme, bir yere varmak için değil, yolda olmak için binme.
Bir motosiklet sürücüsü olarak motosikleti en güzel özetleyen kelime benim açımdan “tutku”.
Üzerine bir dünya söz söylenebilecek, yazı yazılabilecek motosiklet konusunda, romantizmi bir kenara bırakırsak, bugünlerde artan akaryakıt fiyatları yüzünden motosikletler daha çok kullanılmaya başlandı.
Geçen sene Temmuz ayında 8 TL’nin altında olan benzin bugünlerde yaklaşık 23 TL’nin biraz altında seyrediyor. Artış neredeyse 3 kat. Son indirimlerle 23 TL seviyesine geldiğini geçtiğimiz ayda 27 TL’nin üstüne çıktığını da unutmayalım.
Ülkemizde çok küçük bir azınlık dışında kimsenin geliri geçen seneden bugüne 3 kat artmadı, en temel yaşamsal faaliyetler olan barınma, kışın ısınma, yazın soğutma, gıda gibi masrafları da düşününce ulaşım, aile bütçesinde kesinti yapılacak kalemlerin başında geliyor. Özel araç haricinde şehir içi toplu taşımada da artan fiyatlar, birçok vatandaşımızın özellikle şehir içinde motosikletleri geçmiş yıllara göre daha fazla tercih etmesine neden oldu. Motosiklet kullanımın tercih edilmesinin bir başka nedeni de park sorununun olmamasıdır.
Son yıllarda iyice moda olan, görünümleri ile birçok kişiye motosikleti sevdiren 50 cc altı motosikletleri de sokaklarda bolca görür olduk. Diğer motosikletlere göre fiyatının görece ucuz ve tam bir yakıt cimrisi olması tercih edilmesinde başrol oynamaktadır. Trafik sigortası zorunluluğunun bulunmaması ayrıca Motorlu Taşıtlar Vergisi’nin olmaması da kaymaklı ekmek kadayıfı. Motosiklet kullanımı için gerekli olan A sınıfları ehliyetlere ihtiyaç duyulmadan sadece B sınıfı ehliyet (araba ehliyeti) ile kullanabiliyor.
Daha önce yazdığım Ulaşımda Yeni Trend: Mikromobilite Araçları yazımda belirttiğim gibi akaryakıt zamlarından sonra birçok insanımız yaz mevsiminin de etkisi ile büyük araçlar yerine 50 cc’lik motosikletler ya da elektrikli bisikletlerden yana tercihlerini kullanıyorlar.
TÜİK’in en son yayınladığı 27 Haziran 2022 tarihli rapora göre Mayıs ayında trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 46,6 artarken, motosiklette artış ise yüzde 109,9 olmuş.
Yine aynı rapora göre ülkemizde toplam araç parkının yüzde 54’ü otomobil, yüzde 15’i ise motosiklettir. Aydın özelinde ise bu oranlar yaklaşık olarak otomobil yüzde 39, motosikletin ise yüzde 30’dur. Aydın’ın motosiklet kullanmaya coğrafi olarak uygun olması, yıl içinde iklim şartlarından kaynaklı uzun süre motosiklet kullanılabilmesi gibi nedenlerden dolayı Türkiye oranlarının üstünde motosiklete ev sahipliği yapmaktadır. Aydın’da yaklaşık olarak 150 bin civarında motosiklet bulunmaktadır.
Akdeniz havzasında yer alan ve iklim koşulları benzer olan İspanya ve İtalya’ya göre kişi başına düşen motosiklet sayımız ülkece hala çok geride.
İnsanlarımız akaryakıt fiyatları yüksek diye değil, Ara Güler’in keşfettiği UNESCO onaylı Afrodisias Antik Kenti ziyaret etmek, Arapapaştı Kanyonuna gezmek, Aydın’ın cittaslow’u yani sakin şehir unvanlı ilçesi Yenipazar’a uğramak, Paris’i andıran şehir planı ile Atça’ya gidip çilek yemek, Nazilli’de yazın kar helvasının, incirin, üzümün tadına bakmak, Dilek Yarımadası Milli Park’ta çam kokusu almak ve sıcakladıklarında yüzmek, Kuşadası, Didim’de denizi seyrederek yol almak, Karacasu’da, Bozdoğan’da, Nazilli’de, Yenipazar’da Ege pidesinin tadına bakmak, tahinli pide yemek, Ortaklar’da çöp şiş yemek, Çine’de Çine köftesinden tatmak, Kapruzlu’dan karpuz yemek, herhangi bir yerde ege otlarını tatmak, Bafa Gölü’nü gezmek, Eski Rum köyü Doğanbey’in taş evlerini görmek, kışın da tüm Aydın’da zeytinyağına kızarmış ekmek banmak, sokaklarda turunç ağaçlarının kokusunu içine çekmek için motosikletlere binsinler. Yorulduklarında Menderes nehri kenarında bir ağaç altında mola vermek de cabası.