Türk Dil Kurumuna göre israf; “Gereksiz yere para, zaman, emek vb. harcama, savurganlık” anlamına gelirken, mevcut tüm kaynakların ve olanakların; dengesiz, plansız ve gereğinden çok harcanması, diğer bir ifade ile bilgisizce ve rasyonel olmayan bir şekilde kullanılmasını ifade etmektedir.
Türkiye bulunmuş olduğu coğrafya, sahip olduğu doğal ve insan zenginliğine rağmen hiç de hak etmediği şekilde ekonomik, ekolojik, sağlık ve sosyal sorunlar yaşamaktadır. Bu sorunların yaşanmasının en önemli sebepleri ise Türkiye yönetim erkinde bulunanlar tarafından tekrar tekrar yapılan planlama, programlama, yönetimsel hatalar; Türkiye kaynaklarının belli kesimlere peşkeş çekilmesi yada bu kaynakların hiç bitmeyecekmiş gibi vahşice tüketilmesi, israf edilmesidir. Türkiye kaynaklarının israf edilmesinde yönetim erkinin sorumluluğu olduğu kadar bireysel olarak her vatandaşın da sorumluluğu vardır.
Türkiye İsrafı Önleme Vakfı “2022 İsraf Raporu’na” göre, Türkiye milli gelirinin yaklaşık yüzde 15’ini israf ediyor. Raporda bu israfla 1 milyon 272 bin konut; her biri 600 yataklı 15 bin 447 hastane; 16 derslikli 163 bin 841 ilkokul ve ortaokul; 218 bin 455 km otoyol; 2 milyon 162 bin işletmeye 500’er bin lira kredi verilebileceği bilgisine yer veriliyor. Bu verilerin anlamı Türkiye olarak milli gelirimizde bu israfı yapmamış olsa idik biz bugün ülke ve vatandaş olarak yaşadığımız ekonomik, eğitim, sağlık, iş, konut, ekolojik ve sosyal sıkıntıların hiç birini yaşamamış olacağımız gerçeği idi.
Dünya genelinde önemli miktarda gıda, gereksiz yere kaybedilmekte veya atılmaktadır. Bu kayıp ve atıkların yol açtığı çevresel, ekonomk ve sosyal sorunlar oldukça önemlidir. Gıda kaybı; üretici ve pazar arasındaki tedarik zincirinde kaybolan herhangi bir gıdayı ifade etmektedir. Gıda israfı; insan tüketimi için güvenli ve besleyici olan yiyeceklerin atılması veya alternatif (gıda dışı) kullanımını ifade etmektedir. Her yıl, insan tüketimi için üretilen tüm yiyeceklerin, tahmini olarak üçte birinin, dünya genelinde kaybolduğu veya boşa harcandığı, israf edildiği bildirilmektedir. İsrafın yüzde 61'i hanelerden, yüzde 26'sı gıda hizmetlerinden ve yüzde 13'ü perakende satışlarından geliyor.
Dünyada gıdaların yüzde 52’si gelişmiş ülkelerde, yüzde 48’i gelişmekte olan ülkeler tarafından israf edilmektedir. ABD ve Avrupa ülkelerinde israf edilen gıda miktarı, dünya nüfusunun 3 katını besleyebilecek miktardadır.
Türkiye, kişi başına düşen 93 kilogram gıda israfıyla dünyada 16’cı sırada yer alıyor. Gelişmekte olan ülkeler arasında yer alan Türkiye’de 2021 yılı TÜİK verilerine göre 16 milyon kişi açlık, 50 milyon kişide yoksulluk sınırında yaşarken, özellikle ekmekte ve gıda ürünlerinde ciddi bir israfın söz konusu olduğu ifade edilmektedir. Türkiye’de en çok kayıp ve israf yüzde 53 ile sebze ve meyvede oluyor. Türkiye bu oran ile FAO (2014) verilerine göre dünyada ilk sıralarda yer almaktadır. Üretilen meyve sebzenin en az yüzde 25-30’u ise daha sofraya ulaşmadan çöpe gidiyor. Ekmek israfı, günümüzde yaşanan önemli toplumsal sorunlardan birisidir. Ekmeğin en çok israfı hanelerde, tüketiciler tarafından yapılmaktadır. Türkiye’de üretilen her 3 ekmekten biri çöpe gidiyor. Bir ailenin yıllık ekmek israfı ise aylık eğitim masrafına denk gelmektedir.
Araştırmalara göre gıda israfının yüzde 42´si evlerde gerçekleşiyor. Gıda israfının ekonomiye zararı büyük olmaktadır. Türkiye'nin yıllık gıda israfı ortalama 4 milyar EURO'ya denk geliyor. Gıda israfının diğer zararlı etkisi ekoloji üzerinde olmaktadır. Küresel ısınmanın sebebi olan sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 8-10'u tüketilmeden çöpe atılan gıdalardan kaynaklanıyor.
Gıda israfı, tüm dünyanın problemi olmakla birlikte , özellikle gelişmiş ülkelerde daha fazla görülmektedir. Çünkü gelişmiş ülkelerde gelir artışı ve buna bağlı olarak tüketim miktarı ve çeşidindeki artış, ev dışı tüketimin artması, alışveriş merkezlerindeki artış, pazarlama metotlarının çeşitlenmesi, kentleşme ile hem doğadan, hem de tarımdan uzaklaşılması, israfı arttıran önemli faktörlerden bazıları olarak belirtilmektedir. Tüm gıda zincirinde var olan yetersiz teknoloji, kötü taşıma, kötü depolama, yanlış ambalajlama ve yanlış saklama koşulları israfa sebep olan diğer faktörlerdendir. Bu sebeplerden dolayı gıda zincirindeki tüm gıdaların yüzde 32'sinin kaybolduğu veya israf edildiği tahmin edilmektedir.
Dünyada israf nedeniyle her 3 tabaktan birinin çöpe gittiği ve her 1 dakikada 3 çocuğun açlıktan öldüğü ve israf edilen gıdanın yüzde 60'ının yeniden kazanılabileceği düşünüldüğünde, durumun ciddiyeti daha çok kendini göstermektedir. Gıda israfı, dünya genelinde önemli bir problem haline gelen yetersiz beslenmenin önlenebilmesi için bir engel haline gelmiştir. FAO tahminlerine göre her yıl gelişmiş ülkelerde meydana gelen gıda atıkları gelişmemiş ülkelerin 10 katından fazladır. Orta ve yüksek gelirli ülkelerde gıda israfı azaltılsa da bu durum düşük gelirli ülkelerde var olan gıda güvencesizliğinin üstesinden gelmeye yeterli değildir. Çünkü gelişmiş ülkelerde meydana gelen bu atık gıdalar, kullanılabilir hale getirilmediği taktirde, düşük gelirli ülkelerde olduğu gibi orta ve yüksek gelirli ülkelerde de güvensiz gıda yeniden gündem konusu olacaktır.
ADÜ’den A. Ündevli 2019 yılında “Gıda İsrafının Belirlenmesi; Aydın İli Örneği” adlı bir çalışma yayınladı. Bu araştırma sonucuna göre Aydın ilinde, tüketicilerin çoğunun gıda israfı yaptığı ortaya çıkmıştır. Araştırmaya göre; Aydın’da tüketicilerin çoğunun (yüzde 44) aylık gıda masrafının 300-600 TL arasında olduğu belirlenmiştir. Bu rakam 2019 yılı askeri ücretin üçte birine denk gelmektedir. Buna karşılık tüketicilerin yüzde 60.7'sinin aylık gıda atıklarının ekonomik değerinin 30 TL'den az olduğu saptanmıştır. Bunun anlamı ise Aydın’da tüketicilerin çoğunun aylık olarak aldıkları gıdaların yüzde 5-10’nu tüketmeden atmakta, israf etmekte olduğudur. Nitekim TÜİK 2019 yılı verilerine göre Aydın'da kişi başına düşen ortalama atık miktarı, Türkiye ortalamasından yüzde 7.4 daha fazla olmaktadır. Aydın’da en çok israf edilen ürünler arasında ilk sırada süt ürünleri yer alırken, bunu meyve ve tahıl ürünleri izlemekte; en az israf edilen ürünler ise et ürünlerinin olduğu belirlenmiştir. Araştırmada tüketicilerin yüzde 56'sının yenmemiş yiyeceklerle hayvanları beslemekte olduğu, yüzde 36.66'sı çöp kutusuna atmakta, yüzde 7.33'ü ise kompost (organik gübre) yapmakta olduğu belirlenmiştir. Bunun diğer anlamı Aydın halkının üçte birinin yemediği yiyecekleri çöpe atmakta olduğudur.
Tüketicilerin yiyecekleri atma sebeplerinin başında yiyeceğin son kullanma tarihinin geçmiş olması, yiyecekte küf oluşması, yiyeceğin yenilebilir bir kokusu veya tadının olmaması gelmektedir. Sonuç olarak baktığımızda Aydın’da Türkiye ortalamasından daha fazla gıda israfının yapıldığı görülmektedir. Araştırmada yapılan incelemeler sonucunda, gıda atıklarını azaltabilmek için tüketicilerin; yiyecekleri doğru şekilde nasıl koruyacaklarına dair ipuçları, ürün tazeliği hakkında bilgi, gıda atıklarıyla uğraşan kuruluşlar ve yemek atıklarıyla yemek tarifi hakkında bilgilere ihtiyaç duyduğu anlaşılmıştır.