Bir ülkenin en önemli zenginliği sağlıklı insan ve gelecek nesil varlığıdır. Bebeklerimiz, çocuklarımız, gençlerimiz bizim gelecek güvencemiz, sigortamızdır. Onların sağlıklı varlığı ve geleceği embriyonun anne karnına düştüğü andan itibaren başlamaktadır. O yüzden bir ülkenin sağlıklı ve güvenceli gelecek elde edebilmesi için o ülkede yaşayan anne ve bebeklerin sağlığı çok önemlidir. Sağlıklı bebek doğumunun olabilmesi için annelerimizin sağlıklı olması, gebelik süresince hastalanmamaları, beslenmelerinin düzgün ve dengeli olması, sağlık hizmetlerine rahatlıkla ulaşabilmeleri, yaşadıkları yaşam ortamlarında çevre kirliliğinin olmaması gerekir. Aydın’da yaşayan anne ve bebek sağlık verileri ne yazık ki hem dünya hemde Türkiye ortalama değerlerinden daha kötüdür. Bunun anlamı Aydın’ın sağlıklı insan varlığı ve geleceğinin ciddi tehlike altında olduğudur.
2020 yılı Avrupa Kalkınma Bankası ve Çevre Şehircilik Bakanlığı’nın hazırladığı “Jeotermallerin Kümülatif Etki Değerlendirme Raporu” verilerine göre ; 2015-2019 yılları döneminde Aydın’da; Düşük Doğum Ağırlıklı Bebek Doğumu Türkiye ortalama değerinden 4 kat daha fazla gerçekleşmiştir. Yine aynı dönemde Aydın’da Bebek ve Anne Ölüm hızları Türkiye ortalama değerlerinden daha fazla meydana gelmiştir. Son 5 yılda Türkiye’de kaba ölüm hızı en fazla artan İl Aydın olmuştur. 2016 yılı Sağlık Bakanlığı “Sağlık İstatistikleri Yıllığı” verilerine göre Aydın’da meydana gelen Bebek Ölüm hızı binde 7,8; beş yaş altı Çocuk Ölüm hızı binde 9,8 ile Ege Bölgesi ve Türkiye ortalamasından daha fazla meydana gelmiştir. Aynı yıl içinde Anne Ölüm hızıda yüz binde 24 ile Türkiye’de en fazla anne ölümün gerçekleştiği yer olmuştur.2004 yılında ADÜ tarafından yapılan bir araştırmada Aydın’da meydana gelen bebek ölümlerinin nedenleri olarak sırasıyla; prematürite, konjenital malformasyonlar, deformasyonlar ve kromozom anomalileri, solunum yetmezliği saptanmış (P. Okyay). 2015-2019 yılları arası zaman diliminde Aydın’da doğan bebeklerin Türkiye ortalama değerinden 4 kat daha fazla düşük doğum ağırlıklı doğması, bebeğine hamile olan annelerin hamilelik süresinde bebeklerini yeterince besleyemediklerini, yeterli ve sürekli sağlık hizmet desteği alamadıklarını göstermektedir. Oysaki gebelikte annelerin yaşadıkları her türlü risk faktörü hem anne hemde bebek sağlığı üzerinde ciddi sorunlara sebep olmaktadır ( N.Akdolun Balkaya).
P2016 yılı Sağlık Bakanlığı verilerine göre Aydın’da sadece bebek ölüm hızı değil, beş yaş altı çocukların ölüm hızıda Türkiye ortalamasından daha fazla gerçekleşmiştir. Bu yaş döneminde de çocukların sağlıklı olarak yaşamlarını sürdürebilmelerinde anne ve bebeklerin beslenmesi çok önemlidir. Bu dönemde bebeklerin temel besin kaynağı ise anne sütüdür. Anne sütü, yenidoğanın fiziksel, ruhsal ve zihinsel gelişimi için gerekli tüm sıvı, enerji ve besin öğelerini barındıran, biyoyararlanımı yüksek, sindirimi kolay, doğal bir besindir. Anne sütü ve emzirme biyoaktif bileşenlerinden ötürü çocuk için immünolojik, endokrinolojik, nörolojik ve psikolojik yararlar sağlamakta; immunglobulinler ile bağışıklık sistemini geliştirir ve bebeği sepsis, bakteriyemi, menenjit, solunum yolu, üriner ve gastrointestinal sistem enfeksiyonları, apandisit, kulak enfeksiyonları, nekrotizan enterokolit, invajinasyon, pilor stenozu, ani bebek ölüm riski ve alerjik hastalıklara karşı korur. Anne sütü ile beslenen bebeklerde, uzun dönem etkisi olarak kardiyovasküler hastalıklar, çölyak hastalığı, diyabet, inflamatuar bağırsak hastalığı, metabolik sendrom, multipl skleroz, alkol bağımlılığı gibi davranış bozuklukları daha az sıklıkta görülmektedir. Anne sütünün gelişmekte olan ülkelerde bebek ölümlerini yüzde 13 azalttığı, beş yaş altı çocuklarda 1,4 milyon ölümün önüne geçtiği tahmin edilmektedir. Anne sütüyle beslenmenin, bebeğin sağlığının korunması ve geliştirilmesi dışında, toplumun geleceği ve ekonomisi açısından da birçok faydası bulunmakta; anne sütünün atığı olmadığından çevre kirliliğini de engellemekte. DSÖ ve UNİCEF tüm bebeklerin doğumdan itibaren ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenmelerini, 7. ayda tamamlayıcı beslenmeye başlanması ve 2 yaşına kadar anne sütünün devamını önermektedir. Dünya genelinde yenidoğanların yüzde 41’inin ilk 6 ay sadece anne sütü aldığı, yüzde 45’inin iki yaşında halen anne sütü aldığı tespit edilmiştir. Türkiye Nüfus Sağlık Araştırması (TNSA) 2018 verilerine göre; 6 aya kadar sadece anne sütü alma oranı yüzde 41, iki yaşın altındaki çocukların yüzde 53’ü yaşa uygun olarak emzirilmiştir. Aydın’da 2015 yılında yapılan bir çalışmada bebeklerin ilk 6 ayda yalnızca anne sütü alma oranı yüzde 56 olarak bildirilmiştir. Sadece anne sütü alma oranının beklenenin altında olması, sosyoekonomik, demografik, kültürel, obstetrik, pediatrik faktörlerle ilişkilidir ve toplumdan topluma farklılık göstermektedir. En son olarak ADÜ’den Dr. Betül Yılmaz 2020 yılında Aydın ili Efeler’de toplam sekiz Aile Sağlığı Merkezinde “Çocukların ilk bir yaşta anne sütü alma durumları ve anne tutum ve davranışlarının emzirme süresine etkisi” konuşu tez çalışması yapmıştır.
Bu çalışma sonuçlarına göre 2020 yılında Aydın Efeler’de ilk 6 ayda bebeklerin yüzde 32,9’u sadece anne sütü ile beslenmişti. Bu sonuç dünya genelinden, Türkiye ulusal ve bölgesel verilerinden çok daha düşüktür. 2015-2020 yılları arası döneme baktığımızda Aydın’da ilk 6 ayda anne sütü ile beslenen bebek oranının yüzde 41 azaldığı görülmektedir. Bu çok ciddi bir azalış olup, Aydın’da bebeklerin ve çocukların niye Türkiye ortalamasından daha fazla hasta olduklarını ve öldüklerini göstermektedir. Bebeklerini yeterince emziremeyen ve anne sütü ile besleyemeyen anneler çocuklarını formül süt ile besleme yolunu tercih etmek durumunda kalmaktadır. Araştırmaya göre Aydın’da annelerin yüzde 36’sı tamamlayıcı beslenmeye zamanından önce geçmek zorunda kalmışlardır. Aydın’da annelerin tamamlayıcı beslenmeye başlama nedenleri; anne sütü yetersizliğini ve bebeklerin kilo alımında yetersizlik düşüncesi.
Aydın’da anneler bebeklerini hamilelik döneminde, doğum sonrası bebeklik ve çocukluk dönemlerinde yeterli ve sağlıklı şekilde besleyememekte, Aydın’da doğan bebek ve çocuklar Türkiye’deki emsallerine göre hayat yarışına çok çok geriden başlamak durumunda kalmakta, Türkiye’deki emsallerine göre daha fazla hastalıklara yakalanmakta ve ölmektedir. Bu sonuç Aydın ilinin ayıbıdır. Aydın ilinin sağlıklı ve sürdürülebilir insan varlığı ve geleceği tehlike altındadır.
Ve Aydın ilinin birinci öncelikli sorunu budur.