Türkiye tarımsal üretiminin yüzde 15’ni karşılayan Büyük Menderes Havzasının en önemli yerüstü su kaynağı olan Büyük Menderes Nehri şu anda Türkiye’nin en kirli 3’cü nehri durumunda ve su kirliliği bakımından tarımsal sulamada kullanılmaması gereken seviye olan 4’cü sınıf su kirliliği sınıfındadır. Büyük Menderes Nehrini kirleten en önemli unsurların başında hem miktar hemde nitelik bakımından kentsel atıksular gelmektedir. Büyük Menderes Nehrini kirleten kentsel atıksuların yüzde 70’i Aydın ve Denizli illerine ait belediyelerden kaynaklıdır. Aydın İli belediyeleri ise tek başına Büyük Menderes Nehrine bırakılan kentsel atıksuların yüzde 50’den sorumludur. Türkiye’nin ekonomik ve sosyal olarak en gelişmiş bölgelerinden olan Ege Bölgesinde yer alan ve Türkiye’nin en büyük 20’ci kenti olan Aydın İli nasıl oluyorda tek başına Büyük Menderes Nehrindeki kentsel atıksu kirliliğinin yüzde 50’nin sebebi olmaktadır?
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının “Aydın 2020 Çevre Durum Raporu”na bakınca bunun cevabı çok net bir şekilde görülmektedir. Büyük Menderes Nehrinin kentsel atıksuyu kirliliği bakımından Aydın İli belediyelerinin çok büyük oranda tek başına sorumlu olmasının en başta gelen sebebi; Aydın İlindeki yerleşim yerlerinin alt yapısının yeterli olmaması, bu yerleşim yerlerinde yaşayan nüfusun tamamının kanalizasyon sistemi ile hizmet alamamasıdır. Nitekim 2019 yılı TÜİK verilerine baktığımızda Aydın İlinde yaşayan nüfus Türkiye ortalamasından yüzde 17 daha az kanalizasyon sistemi ile hizmet almaktadır.
Aydın’da “ Kanalizasyon Kullanımının Nüfusa Oranı” na baktığımızda yaşayan nüfusun Buharkent’te yüzde 70’i, Germencik’te yüzde 75’i, Koçarlı’da yüzde 75’i, İncirliova’da yüzde 80’ni, Karacasu’da yüzde 85’i ancak kanalizasyon sistemi ile hizmet alabilmektedir. Burada ilginç olan durum, Aydın’da yaşayan nüfusun ilerleyen süreç içinde kanalizasyon sistemi ile hizmet alma oranının giderek azalmasıdır.
2014 yılında Aydın’da “Kanalizasyon Şebekesi İle Hizmet Verilen Belediye Nüfusunun Toplam Nüfusa Oranı” yüzde 90 iken 2018 yılında yüzde 75’e düşmüş, yani bu süreçte kanalizasyon şebekesi ile hizmet alan belediye nüfusu yüzde 15 oranında azalmış. Bunun anlamı 2014-2018 yılları sürecinde Aydın İli nüfusu artarken Belediyeler bu artışla uyumlu kanalizasyon şebekesi kurmamışlar, mevcut şebekeleri yenilememişler, bu hizmeti yeterli oranda verememişler. Büyük Menderes Nehrinin kentsel atıksuyu kirliliği bakımından Aydın İli belediyelerinin çok büyük oranda tek başına sorumlu olmasının diğer önemli sebebi; Aydın İlindeki bazı belediyenin yada bu belediyelere ait bazı yerleşim yerlerinde hiç Atıksu Arıtma Tesisi (AAT) olmaması sonucu AAT’leri ile hizmet verilen belediye nüfusunun toplam nüfusa oranının giderek azalması, AAT’leri ile nitelikli yada ileri arıtma yapılmaması, AAT’lerinden çıkan ve yerüstü su kaynaklarına deşarj edilen atıksuların Sürekli Atıksu İzleme Sistemi (SAİS) ile izlenmemesidir. 2018 yılı itibariyle Aydın’da AAT ile hizmet verilen belediye sayısı 13 dür. Buharkent’te, Efeler Umurlu’da, Köşk’te, Kuyucak Horsunlu ve Kurtuluş’ta, Nazilli Dallıca ve Pirlibey’de, Germencik’te ve İncirliova’da AAT yok.
AAT’de 54.882 bin m3/yıl atıksu arıtılmaktadır. Bu sonuca baktığımızda Aydın’da ciddi sayıda AAT ile hizmet vermeyen belediyelerin yada AAT ile hizmet alamayan nüfusun olduğu görülmektedir. Burada ilginç olan durum tıpkı “Kanalizasyon Şebekesi İle Hizmet Verilen Belediye Nüfusunun Toplam Nüfusa Oranı” nasıl süreç içinde azalıyor ise Aydın’da “Atıksu Arıtma Tesisi İle Hizmet Verilen Belediye Nüfusunun Toplam Nüfusa Oranı” da azalmasıdır. 2014 yılında AAT ile hizmet verilen belediye nüfusunun toplam nüfusa oranı yüzde 88,4 iken 2016 yılında yüzde 75’e gerilemiş, yani bu süreçte AAT ile hizmet alan belediye nüfusu yüzde 13,4 oranında azalmış. Aydın’da AAT ile hizmet veremeyen belediye sayısının fazla olması dışında, AAT ile hizmet veren belediyeler de nitelikli ve sürekli arıtma hizmeti vermemektedir. Aydın’da AAT ile hizmet veren belediyeler Çine ve Kuşadası ilçeleri haricinde ileri AAT hizmeti vermemekte, ancak fiziksel ve kimyasal arıtma hizmeti vermekte, bu arıtma hizmetlerini de 7 gün 24 saat yada yılın 365 günü sürekli şekilde verilmemektedir. Türkiye’de Belediyeler tarafından kişi başına en fazla kentsel atıksu deşarj edilen 4’cü il Aydın’dır. Aydın’daki kentsel atıksuların yüzde 87’si belediyeler tarafından arıtılmıyor. Aydın’daki belediyeler tarafından arıtılmayan kentsel atıksular içinde fiziksel, kimyasal ve radyoaktif kirlilik oluşturan pek çok madde vardır. Oysaki belediyeler tarafından arıtılmayan kentsel atıksular sürekli şekilde SAİS ile izlenmediği gibi kentsel atıksular içinde bulunan kirletici unsurların ne olduğu, hangi miktarda bulunduğuna dair veri de belediyeler tarafından paylaşılmamakta, kamuoyundan gizlenmektedir. Nitekim “Aydın 2020 Çevre Durum Raporuna’’ baktığımızda belediyelerin AAT’den çıkan arıtma çamurunun analizine ilişkin veri mevcut olmadığını görmekteyiz.
Peki Aydın’da AAT ile yeterli hizmet vermeyen, kentsel atıksuları büyük oranda arıtılmayan belediyeler atıksularını ne yapmakta yada nerelere deşarj etmektedirler? Rapora baktığımızda kentsel atıksuların Didim ve Kuşadası’nda denize (ileri AAT’leri yok); Buharkent’te-Köşk’te-Kuyucak Horsunlu ve Kurtuluş’ta-Nazilli Pirlibey’de B.Menderes Nehrine (AAT’leri yok); Çine Akçaova’da Halvaç deresine; Germencik ve İncirliova’da DSİ kanallarına (AAT’leri yok) deşarj edilmekte, bu sularda kirliliğe sebep olmaktalar.
ADÜ’den G. Başbülbül ve ark. tarafından Nazilli kentsel ve endüstriyel atıksuların etkileri ile ilgili yapılan ve 2006 yılında Ulusal Biyoloji Kongresinde yayınlanan çalışma sonucuna göre; Nazilli’den arıtılmadan B. Menderes Nehrine deşarj edilen atıksuların içerik olarak mutajenik yani canlılarda kanser dahil pek çok kronik hastalığa sebebiyet verecek şekilde kirli olduğu saptanmıştır.
2018 yılında ADÜ’den D.Karagülle tarafından yapılan bir başka çalışma sonucuna göre ise; Aydın’da hava-şebeke suyu-yüzeysel su-toprak-besinlerdeki ağır metal değerleri ile kanser arası pozitif ilişki saptanmıştır. Bu çalışmada Aydın’da en fazla kanser İncirliova, Koçarlı, Köşk, Efeler’de saptanmıştır. Aydın’da en fazla kanser saptanan yerleşim yerlerine baktığımızda buralarda, “Kanalizasyon Kullanımının Nüfusa Oranının” diğer ilçelere göre daha düşük olduğu, “Kanalizasyon Şebekesi İle Hizmet Verilen Belediye Nüfusunun Toplam Nüfusa Oranı”nın giderek azaldığı, bu yerleşim yerlerinin çoğunda AAT’nin olmadığı, “AAT İle Hizmet Verilen Belediye Nüfusunun Toplam Nüfusa Oranı”nın giderek azaldığı görülmektedir. Büyük Menderes Nehrinde kentsel atıksuyu kirliliği dışında, endüstriyel atıksuların-jeotermal akışkanların-madenlerin-pestisitlerin hep beraber kümülatif şekilde oluşturdukları kirlilikleri düşündüğümüzde Aydın İlinin sağlık sonuçlarının Türkiye ortalamasından çok daha kötü olması, bazı hastalık ve ölümlerde Türkiye’de 1’ci sırada bulunması tesadüf olmasa gerek.
5216 sayılı Büyükşehir Belediyeleri Kanunu Madde 7/r’ye göre; Su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek, bunun için gerekli baraj ve diğer tesisleri kurmak, kurdurmak ve işletmek; derelerin ıslahını yapmak; kaynak suyu veya arıtma sonunda üretilen suları pazarlamak Büyükşehir Belediyelerin görev ve sorumluluğundadır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı “Aydın 2020 Çevre Durum Raporuna” baktığımızda Aydın ili belediyeleri kanunlarla kendilerine verilmiş olan temel görevlerini yerine getirmemekte, Büyük Menderes Nehri ve deniz suyu kirliliğinde, su kirliliğine bağlı tarımsal ürün ve toprak kirliliğinde, Aydın İli sağlık sonuçlarında ciddi oranda pay sahibi oldukları görülmektedir.