Aslan, kurt ve tilki arkadaş olmuş, avlanmaya çıkmışlardı. Akşama doğru bir yaban öküzü, bir dağ keçisi, bir de semiz tavşan yakaladılar. Avlarını sürükleyerek ormana getirince kral aslan kurda dönüp:
-Bunları, aramızda adaletle taksim et bakalım! diye emir verdi.
Kurt:
-Padişahım, dedi, yaban öküzü en büyük av olduğu için size layıktır. Keçi orta boyda, o da benim olsun. Tilki de tavşanı alsın.
Aslan, kurdun paylaşımına şiddetle karşı çıkıp:
-Sen kim oluyorsun da ben varken pay istiyorsun? diye kükredi. Bir pençe ile kurdu yere yıkıp parçaladıktan sonra tilkiye döndü:
-Haydi, dedi, avlarımızı bir de sen paylaştır!
Tilki yüreğini dolduran korkuyu gizlemeye çalışarak:
-Aman efendimiz dedi, pay etmekte neymiş? Bu semiz öküz sizin kuşluk yemeğinizdir, keçiyi gün ortasında yer, akşama doğru da tavşanla kendinize ziyafet çekersiniz!
Aslan, tilkinin paylaşımını pek beğenmiş, yüzü gülmeye başlamıştı.
-İşte adaletli bir paylaşım böyle olur diye mırıldandı. Bu çeşit pay etmeyi kimden öğrendin sen?
Tilki başını çevirip yerde yatan kurdu gösterdi:
-Padişahım, dedi, tabi şurada yatan kurdun halinden…Aslan bu cevaba daha çok memnun oldu.
-Aferin dedi, alçak kurttan ibret aldığın için avların üçü de senin olsun!
Evet, akıllı kişi odur ki çekinilen belada dostlarının ölümünden ibret alır ve nerede, nasıl davranması gerektiğini bilir. Sen aklın ve kurnazlığınla hem canını kurtardın, hem de avların tümüne sahip oldun. Haydi afiyetle ye…
Mevlana hikayeleri/ Mesnevi
*Bu hikayeyi düz okuduğumuzda; zulmeden, zalim bir lider olan aslan, mağdur bir kurt ve dalkavuk bir tilki görürüz. Mesnevi hikayelerinden kıssada hisse alırız. Mesnevi Terapi eğitimindeyken Senai Demirci hocam bu hikayeyi değerlendirirken kurdun da tilkinin de size ait bir parça olduğunu düşünün bu şekilde yorumlayın demişti.
*Çoğumuz şöyle bir cümle kurarız. “Bugünkü aklım olsaydı dün ettiklerimi etmezdim veya neler yapardım neler” deriz. Benim kurt parçam bir hata yaptı. Tilki parçam bu yanlışı gördü oradan ders alıp bugünkü Aynur oldu. Tilki gibi hatalarımı görür, yüzleşir, ders alır, kendimi kınamadan hayatta ilerlersem daha anlamlı bir yaşamım olur. Kurt tarafımız sayesinde bugünkü aklımızı edindik, bilinçlendik, aydınlandık. Belki hazırlıksızdın, düştün, bir hata yaptın her düşüşten sana özgü bir kalkış yapmak değerlidir.
*Tabii ki şöyle bir nokta var. Yaptığım bir hatayı görüp sorumluluğunu alırsam o düşüşten güçlenerek kalkarım. Ama yaptığım hatadan kendi payıma düşen dersi almadığım zaman aynı hata benim sınavım olur. Başka başka insanlar, başka ortamlar, farklı olaylarda yine aynı imtihanı yaşarım. O dersi almadığım müddetçe ömrüm böyle geçer heba olur. Yani geçmişi silmek değil, geçmişten ders alarak geleceği inşa etmek. İşte o zaman yaşam bize yeni hayatlar sunar.