Yıllardır sürüp giden bir pay alma çabası
Topu topu bir dilim kuru ekmek kavgası
Bazen durur bakarım bu ibret tablosuna
Kimi tatlı peşinde, kimininse tuzu yok
Bazen durur bakarım bu ibret tablosuna
Kimi tatlı peşinde, kimininse tuzu yok.
(Barış MANÇO) Geçenlerde sosyal paylaşım sitelerinin birinde bir fotoğrafa rastladım. O kadar şaşırdım ki! Çocukken, canlı canlı yanı başından hayranlıkla izlediğim bir Barış MANÇO konser fotoğrafıydı. O zamanlar Sultanhisar Festivali, NYSA antik kentinde yapılıyordu. Bembeyaz kaftan giymiş halkla coşuyor, halkı coşturuyordu Barış abi … Ali yazıyor, Veli bozuyordu adeta. Mehmet ağanın sarı çizmelerinden, Halil İbrahim sofrasına kadar her şarkısı, kendisini izlemeye gelenleri mest ediyordu Gönül adamının… Bugünün büyükleri diş fırçalamayı, ıspanak yemeyi, arabanın arkasına oturmayı hep senden öğrendi. Seni hiç unutmadık Barış abi… * * * Çocukluğumun geçtiği Sultanhisar; Uluslararası Nysa Kültür ve Sanat Festivali... Nice siyasi iktidarlar, Nice Belediye Başkanları geldi geçti. Kültürler, hatta bitki örtüleri bile değişirken Sultanhisar’da... Değişmeyen tek şey, yarım asırdır düzenlenen o görkemli festival... Bir zamanlar Portakal Bayramı olarak anılırdı bu festival, çünkü bir zamanlar portakal deyince akla ilk Sultanhisar gelirdi. Sultanhisar’da, portakalın popülerliği azalınca Sultanhisar ve Atça artık çilek memleketi olmaya başladı. Festivalin adı da artık portakal bayramı değil de çilek festivali olarak anılmaya başlandı. Festival gerçek adını antik kent NYSA'dan alır. Sultanhisar’da festival düzenlendi mi, bütün ilçeye farklı bir hareketlilik gelir. Sultanhisar'a hizmet için yanan tutuşan bir belediye başkanı var.
Osman YILDIRIMKAYA…
Ömrünü bu topraklara hizmet etmeye adamış tam bir memleket sevdalısı.
İyi ki sizin gibi değerleri var bu memleketin.
Var olun Osman Başkanım.
***
Kültürel değerlerimizi korumak, tanımak, tanıtmak biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına onur ve gurur verir. Bu tür festivaller sadece ülkemizin değil dünyanın onurudur. Sadece Sultanhisar’ın değil tüm menderes havzasının hafif dağlık kısımlarındaki var olan termal kaynaklar, bu bölgenin umudu gibi görünüyor. Ancak bu işin etüdünün, doğru yapılması gerekmektedir. Kaş yapayım derken göz çıkarılmamalıdır. O suyun ya da buharın, gün yüzüne çıkarılıp turizmde veya tarımda kullanılmasın bu bölgeye sağlayacağı katkı, doğaya ve bitki örtüsüne verebileceği hasar iyi hesaplanmalıdır. Geri dönüşü olmayan pişman olunabilecek bir yola girilmemelidir. Burada görev, baş tacımız olan devletimize ve Aydın Büyükşehir Belediyesi’ne düşmektedir. Herkes, görevini layıkıyla ve sadece Aydın ve İlçeleri’nin menfaati için yaparsa, Güzel memleketimiz güzelliğinden, dokusundan ve en önemlisi de güzel kokusundan bir şey kaybetmeden daha da gelişirse, değmeyin keyfimize… Sağlıcakla...