Dünya sürücüsüz araçları test ederken, akıllı otomobilde hangi özellikler olsun diye düşünürken, biz sadece araç fiyatlarına bakıyoruz. Arabalar akıllanmış, alamadıktan sonra pek bir anlamı olmuyor. Son zamanlarda sıfır ya da 2. el araç alanlar hangi özelliklerine bakıyor yoksa bulduğu, bütçesine uygun aracı mı alıyor? Sıfır arabalarda ise fiyatlar artmaya devam ediyor. Dolayısıyla 2. Elde de fiyatlar yerinde durmuyor. Otomotiv şirketleri fiyatlar daha da artmasın diye bazı özellikleri koymuyor ya da üst pakette yer alan bazı araçları Türkiye pazarına sürmüyor.
Dünyada ortalama maaşa göre araba almak için kaç yıl çalışmak gerektiği ile ilgili araştırmalar yapılıyor. Ağustos 2021’de yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye’de 54 aydan biraz fazla bir sürede yemeden içmeden tüm maaşınızı biriktirerek bir araba sahibi oluyorsunuz.
Yani yaklaşık 6,5 yıl. Yanlış okumadınız 6,5 yıl.
Listenin başında ise 6 ay ile kanguruları ile meşhur Avustralya var. Avrupa’dan Amerika’ya dünyanın birçok ülkesinde 1 yıllık maaş ile standart sıfır bir araç alınabiliyor. Birçok otomobil markasına sahiplik yapan Almanya’da 10 aydan az. Bu hesap yapılırken sigorta, benzin bakım masrafları gibi giderler de dahil. Araştırma en son Ağustos 2021’de yapılmış, biz de şu anda 6.5 yıldan fazla olduğunu söyleyebiliriz.
Peki, siz kaç aylık maaşınızla sıfır bir araç alabiliyorsunuz? Hadi sıfır aracı geçelim 20 yaşından büyük araç almak için kaç ay çalışmanız gerektiğini bir düşünün.
Araba almak lüks, yıllık bakımı, muayenesi, yaz- kış lastik değişimi, sigortası, vergisi, cezası, otopark parası, yakıtı derken binmek ayrı bir lüks.
Peki, neden böyle, bir Avustralya vatandaşı, bir Amerikalı, Danimarkalı, Kanadalı, İsveçli diğer ihtiyaçlarını da karşılayarak 1-2 senede çok rahat bir şekilde araba sahibi olabilirken biz neden alamıyoruz hiç düşündük mü?
İlk sebep, alım gücümüz düşük, çalıştığımızda emeğimizin karşılığını alamıyoruz, asgari ücretli çalışan işçi de alamıyor, doktoru mühendisi avukatı da, sabah erkenden dükkânı açan, akşam geç saatte kapatan mesai kavramı olmayan esnafta hakkını alamıyor.
İkincisi, yüksek vergi, en düşük araçta yüzde 45 ÖTV (Özel Tüketim Vergisi) yüzde 18 KDV (Katma Değer Vergisi) alınıyor. ÖTV’li tutar hesaplandıktan sonra üzerine KDV hesaplandığı için verginin vergisini de ödüyoruz. ÖTV oranı araçlarda sabit değil %220’ye kadar çıkıyor. Üzerine KDV’yi ekleyince;
1 araba kendinize alıyorsanız yaklaşık 3 araba da devlete alıyorsunuz.
Bugün tedarik süreci ve çip krizi düzelmeden ve asıl en önemlisi maliyetlerin artışı yani enflasyon problemi ortadan kalkmadan vergi düşüşü, araç piyasasında kalıcı düşüşe neden olmaz. Tedarik süreci ve çip krizine elden gelen bir şey yok ama enflasyon konusu öyle değil.
Enflasyon olduğu sürece araç fiyatları düşmez. Enflasyon düşmesi demek fiyatların düşmesi değil artması demek. Sadece daha yavaş artacak demek. Enflasyon düşse de araç fiyatları artar. Enflasyon olmadığı durumda fiyatlarda bir artış olmaz.
Enflasyona bulunacak çözümler haricindeki diğer çözümler de geçici çözümden başka bir şeye yaramaz. Çok yakın zamanda olan gıdada KDV indirimini hatırlayın. Fiyatlar düştü mü? Düştüyse ne kadar düştü? Ve ne kadar süre düşük kaldı? Bugüne baktığınızda KDV indirimi öncesinde ki fiyatlardan yüksek mi? Fiyatların düşmediğini, hatta tam tersine yükseldiğini söyleyebiliriz. Ben söylemiyorum, TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) diyor, Mart’ta da Nisan’da da enflasyon raporunda, fiyatların yükseldiğini belirtiyor.
Arabam yok, araba fiyatları artmış mı, benzin kaç para olmuş beni ilgilendirmiyor, toplu taşıma kullanıyorum ya da yürüyorum demeyin. Toplu taşımada; devletin, belediyelerin, kooperatiflerin aynı para ile daha az araç alması demek, ya da daha eski araçlara binmeniz demek. Araç fiyatları ve yakıt fiyatları; yediğimiz domatesten, oturduğumuz koltuğa, iğneden ipliğe her şeyin fiyatının artması demek.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 23. Maddesi; Herkes, yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir diye başlıyor. Seyahat etmek lüks olmamalı. Kolayca seyahat ettiğimiz, seyahat masraflarını düşünmek zorunda kalmadığımız günlerin bir an önce gelmesi dileğiyle...